Başbakan Yıldırım " Yeni hedefimiz ulusal genç istihdam stratejisi"

Başbakan Binali Yıldırım, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 10. Avrupa Bölge Toplantısı açılış töreninde bir konuşma yaptı.

Başbakan Yıldırım

Başbakan Yıldırım konuşmasında, “Biz canını kurtarmak isteyen, bunun için yollara düşen bu insanlara sahip çıktık, ekmeğimizi bölüştük, evimizi açtık, onlara her türlü sıcak ilgi ve alakayı sağladık. Bu, bizim kültürümüzde olan bir şey. Bu, bizim geçmişimizde olan bir şey. Ancak Türkiye, bütün bunları yaparken, dünyadan da sadece 'Türkiye iyi işler yapıyor, mültecilere, zordakilere yardım ediyor.' demekten daha fazlasını beklerdik. Maalesef Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere bütün dünya, bu gelişmeleri izlemekle yetindi ve Türkiye'nin sırtını sıvazlamakla yetindi" dedi.

 “BÜTÜN ÜLKELERİN KADERİ, ŞÖYLE BÖYLE BİRBİRİNE BAĞLI"

Binali Yıldırım, “Küreselleşen dünyada artık hiçbir ülke, 'Sorunlarımızı biz kendimiz çözeriz, başkalarına ihtiyacımız yok.' deme şansına sahip değil. Bütün ülkelerin kaderi, şöyle böyle birbirine bağlı. Dolayısıyla sorunların çözümüne birlikte kafa yormak lazım, birlikte çare üretmek lazım. Belirli ön yargılarla kapıları kapatmak, bir ülkeyi tasnif dışı yapmak, başka ülkelerle iş tutmak, bölgesel barışa da küresel kardeşliğe de hiçbir katkı sağlamaz" şeklinde konuştu. 

“BU MEKANİZMAYLA YARGI YOLUNU DA AÇMIŞ OLUYORUZ"

Başbakan Yıldırım, "Devlet içinde, yargıda, orduda, poliste, bürokraside yuvalanan ve bu darbe girişimi içinde olanlarla öyle veya böyle ilişkide olan bu unsurların da temizlenmesi bir ülkenin en doğal hakkıdır. Hiçbir devlet kendisine sadakatle tabi olmayan memurlarla, kamu görevlileriyle yoluna devam etmez. Bunun en yakın örneği iki Almanya'nın birleşmesinde görülmüştür. Doğu Almanya, Batı Almanya birleştiği andan itibaren 500 bin kamu çalışanının bir günde işine son verildi. Kimse Almanya'yı protesto etmedi, bir şey söylemedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 'doğrudur, hiçbir ülke kendisine sadakatle bağlı olmayanlarla çalışmaz' dedi noktayı koydu. Burada da maalesef Türkiye'de çifte standartlı yaklaşımı görmek bizi üzüyor. Kim ne derse desin Türkiye bir hukuk devleti hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Bu tavsiye işinde haksızlığa uğramış olabilir. Yine hukuk devleti içerisinde buna da bir mekanizma getirdik. İtirazlar gelsin, bunlar incelenecek, gerekli cevaplar verilecek ve haksızlığa uğramış olan varsa bunlarda tekrar işlerine dönebilecekler. Hala tatmin olmayanlar varsa onlarda da yargı yolu açılacak. Şu anda OHAL uygulaması içerisindeyiz. Yargı yolu kapalı. Bu mekanizmayla yargı yolunu da açmış oluyoruz" diye konuştu.

“KUCAK AÇILMASI, ONLARA ALAN AÇILMASI, DOĞRUSU BİZİ ÜZÜYOR"

Başbakan Yıldırım, “Türkiye burada üstlendiği misyon itibarıyla bir yandan Suriye'de, Irak'ta ve Ortadoğu'da cereyan eden otorite boşluğundan kaynaklanan terör faaliyetlerinin Balkanlar'a, Avrupa'ya yayılmasını önlediği gibi bir yandan da Suriye'de kalıcı barışın tesis edilmesi için büyük bir gayret içindedir. Diğer partner ülkelerle İran'la, Rusya'yla Avrupa koalisyon ülkeleriyle yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Çünkü buradaki gerek Irak'ta, gerek Suriye'de, gerek Kudüs'te, Filistin'de her türlü istikrarsızlığın birinci  derecedeki faturasını Türkiye ödüyor. Bu faturayı bunu ödüyoruz. Ama bunu Avrupalı dostlarımıza ödetmemek için büyük bir fedakarlık gösteriyoruz. Ege Denizi'nden, kara yolundan Avrupa'ya mülteci geçişlerini, günlük 3 bin, 3 bin 500'lerden sıfıra indirdik. Bütün bu fedakarlıkların görülmesini beklerken halen sitem dolu sözler; hala darbenin arkasındaki FETÖ unsurlarına, ülkemizi bölmeye çalışan PKK terör örgütü sempatizanlarına kucak açılması, onlara alan açılması, doğrusu bizi üzüyor. Bunu dostlarımıza hep söylüyoruz" diye konuştu.

“YENİ HEDEFİMİZ ULUSAL GENÇ İSTİHDAM STRATEJİSİ"

Binali Yıldırım, "Eğitimi ekonominin ihtiyacı, toplumun talepleri doğrultusunda sürekli yeniliyoruz. Bu dönemde büyük önem verdiğimiz genç işsizliğin önüne geçmek için yeni hedefimiz ulusal genç istihdam stratejisi. Hükümet olarak istihdam alanındaki temel yaklaşımımız daha fazla, daha nitelikli iş imkanı oluşturmaktır. Burada çalışma barışı ve çalışanlarımızın huzuru bizim önceliğimizdir"  şeklinde konuştu.

“ARTIK SENDİKACILIK, ÜCRET SENDİKACILIĞI OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR"

Yıldırım, “Artık sendikacılık, ücret sendikacılığı olmaktan çıkmıştır. O çok eskidendi, 30-40 yıl önceydi. 'ben alacağım ücrete bakarım gerisi beni ilgilendirme' sendikacılık anlayışı bitmiştir. Şimdi iş yeri, işin devamı, işverenin ne kadar sorumluluğundaysa, çalışanların, çalışanları temsil eden sendikaların da o kadar sorumluluğundadır. Zira eğer iş yeri devam edemezse bu sefer ne işçi kalır, ne de işçi haklarından bahsedebiliriz. Daha büyük toplumsal sorun olarak önümüze gelir" dedi.

 “SENDİKACILIK İDEOLOJİK AYRIŞMA ANLAMINA GELMEMELİ"

Binali Yıldırım, “Sendikalaşmaktan, örgütlü olmaktan korkmayalım. Hiçbir zararı yok. Yeter ki olaylara bakış ortak olsun. Zıtlaşmakla değil, inatlaşmakla değil… Sendikacılık ideolojik ayrışma anlamına gelmemeli. Sendikacılık temsil ettiğiniz işçilerin hakkını, hukukunu her ortamda, her şart altında savunmak, ülkenin gerçeklerini göz ardı etmemek ve iş veren, işçi, işyeri gerçeğini o altın üçgeni asla bir yerinden koparmaktır. Bunu başardığımızda her sorunun üstesinden geliriz" diye konuştu.

 “BİRLİKTE ÇALIŞMAK, SORUNLARI BİRLİKTE ÇÖZMEK, SORUNLARI TORUNLARA BIRAKMAMAKTIR"

Yıldırım, “Fikrin bittiği yerde terör başlıyor. Onun için küresel arışı, bölgesel barışı sağlamanın, kalıcı hale getirmenin tek yolu var. Birlikte çalışmak, sorunları birlikte çözmek, sorunları torunlara bırakmamaktır. Bu anlayışla biz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz