Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından yaptığı konuşmada, tüm badireleri atlatmak için güçlü olmak gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"16 bin 500 kilometre öteden silahlarına kazıdıkları yazılarla bizi tehdit edenlere bu meydanları bırakmayacağız. Binlerce TIR silahla desteklenen Suriye'nin kuzeyindeki canilerin Türkiye'ye musallat edilmesine, ülkemizin bir terör koridoruyla kuşatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Tüm bu badireleri atlatmamız için güçlü olmak zorundayız. Milletimizin tökezlemesini bekleyenlere fırsat vermemek için hep birlikte sağlam durmak mecburiyetindeyiz. İşte bunun için sizlerden 31 Mart'ta rekor destek bekliyoruz. Sizlerden sandıkta milletimize kurulan tuzakları darmadağın etmenizi istiyoruz. Türk milletine hadlerini bildirmek isteyenlere sizin oyununuzla hadlerini bildirmenizi istiyoruz. Öyle bir cevap verin ki sesi ta Pensilvanya'da, Kandil, Suriye kuzeyinden, Avrupa Parlamentosu'ndan duyulsun. Öyle bir gürleyin ki Gazze, Filistin, Yemen, Yeni Zelanda'daki kardeşlerimizin yaralı gönüllerine şifa olsun. Öyle bir cevap verin ki Tekirdağ'dan Şırnak'a kadar 82 milyonun her bir ferdine umut olsun."
'BAY KEMAL SENİN DAHA ÇOK DERS ALMAN LAZIM'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz bu vatana, bu topraklar üzerinde yaşayan her bir vatandaşımıza âşık bir partiyiz. Biz bir dava hareketiyiz. Kibirle gelen, burnu havada gelen AK Parti'den içeri giremez. Yanlışlıkla da girerse biz onu içimizde tutmayız. Bizimki tevazu, Hakk'ın rızası için halka hizmet kapısıdır. İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır. Biz bu makamlarda kendi ikbalimiz için değil, milletimiz istikbali için bulunuyoruz. Biz bu mücadeleyi ülkemizin hedefleri ve hayalleriyle buluşturmak için bedel ödüyoruz. Sizlerin desteğiyle 40 yıldır siyasetin içindeyiz. Her kim bizim siyasetimizi öğrenmek istiyorsa hemen yanı başımızdaki Bolu tüneline baksın. Her ne kadar Bay Kemal bakmıyorsa da gelsinler Bolu tüneline baksınlar. Bay Kemal, o Bolu tünelini sizinkiler, 'Acaba patates deposu mu yapsak, yoksa doğal gaz mı enjekte etsek?', bunu konuşurken biz geldik orayı yaptık. Ah Bay Kemal ah, senin çok ders alman lazım. Türkiye'nin 82 iline kazandırdığımız yatırımlara, eserlere, yollara, köprülere, havalimanlarına baksın. Biz ne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda ne Meclis kürsüsünde ne de Cumhurbaşkanlığı makamında laf üstüne laf koymakla övünmedik, taş üstüne taş koymakta övündük. Meclis kürsülerinden ahkam kesmek kolaydır. Hele hele yalan söylemek Bay Kemal için çok kolaydır. Seçim dönemlerinde atıp tutmak, cek'li cak'lı cümleler kurmak kolaydır. Zor olan, sözünü gerçeğe dönüştürmektir. Zor olan, meydanda ne söylediysen seçimden sonra onu unutmamaktır."
'KÜRSÜDEN SALLADIĞI BÜTÜN KAĞITLAR SAHTE ÇIKTI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeye şu sözlerle devam etti:
"Seçimlerde bol keseden dağıtanların sonra ne hallere düştüğünü, millete, kendi seçmenine nasıl mahcup olduğunu görüyoruz. CHP'nin Burdur başkanı kabullendi, 'Seçim dönemlerinde attık tuttuk ama hiçbirini yapamadık' dedi. Bir başkası, Hatay'da, hanım kardeşlerim 'Oy yoksa hizmet de yok' diyerek CHP'nin hizmet anlayışını kovdu. Daha önce de CHP'nin bir milletvekili 'Evet çıkarsa sizi denize dökeriz' tehditleri savurmuştu. Hatırlıyorsunuz değil mi? Bay Kemal'in gaflarını, skandallarını tüm Türkiye biliyor. Kaset operasyonu ile oturduğu CHP Genel Başkanlığından 9 senede 9 seçim kaybetmesine rağmen kalkmadı. Defalarca 'Yüzde 40 alamazsam bırakırım' dedi ama sözünün eri olamadı. Meclis kürsüsünden belge diye salladığı bütün kağıtlar yalan, sahte çıktı. Bir kez bile milletten özür dilemedi. İşte bana attı tuttu. Aileme attı tuttu. Yargıya gitti. 'Man Adaları' dedi. Davayı açtım. 2,5 milyona mahkum oldu."
"Şimdi istinaftan karar geldiğinde parayı aldığımda Mehmetçik Vakfı'na hibe edeceğim. Bu adamdan hiçbir yere yâr olmaz. Aldığım bu tazminatı Mehmetçik Vakfı'na vererek güzel bir adım atalım" diye konuşmasını sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Somali için yola çıkıp Kenya'ya giden, yürüyen merdivene tersten binen, seçimde kendisine dahi oy kullanamayan, İstanbul'da belediye başkanı olunca Kağıthane'ye 'Kağıttepe' diyen bu zattan ne beklenir? 15 Temmuz destanına 'Kontrollü darbe' iftirasıyla kara çalan bu zattan ne beklenir? Gençler, 15 Temmuz gecesi havalimanına iniyorum. 23.15'te Bay Kemal Havalimanı'nda. Onbinler Atatürk Havalimanı'nda. FETÖ'cüler bunu alıyor, tankların arasından Bakırköy Belediyesi'ne kaçırıyorlar. 01.15'te ben, damadım, eşim, çocuklarım havalimanına iniyoruz. 16 saat darbeye karşı bu işi yönetiyoruz. Utanmadan 'Haberim olsaydı ben de orada beklerdim' diyor. Hayatı yalan, hayatı palavra. Dürüst bir yanı yok."
Kaynak: Diyarbakır Söz