Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, 560 bin kişinin katılımıyla 29 Mayıs’ta İstanbul'un fethinin yıl dönümünün Atatürk Havalimanı’nda kutlandığını ve millet bahçesinin ilk fidanlarının dikildiğini anımsatarak "İstanbul'a talan edilecek bir nimet olarak bakanlar sadece fetih sırrını değil Cumhuriyeti de bugün bizim yaptıklarımızı da anlayamazlar. Tarih, fethettiğimiz her yerde güveni, huzuru hakim kılmak için verdiğimiz mücadelenin şahididir. Bugün de bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri esenlik yurdu haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Ayasofya'yı 84 yıl sonra asli hüviyetine yeniden kavuşturarak fethin bağrında açılan yarayı Allah'a hamdolsun kapattık. Ayasofya, İstanbul'un kalbinde yükselen sancak olarak medeniyetimizdeki yerini tekrar almıştır. Çamlıca Tepesi geldiğimizde kirlilik abidesiydi. O kulelerle tamamen rezaletti. Çevrecilik adına konuşanlar 'Burada çevre katliamı var' demediler. Biz geldik, demir yığınlarını kaldırdık, oraya şu andaki muhteşem bir tasarım olan Çamlıca Kulesi'ni diktik. Ana muhalefet mülteciler için 'Bunlar kaçkın, bunları buraya alamayız' diyor. 'Geldiğimizde bunları geldikleri yere göndereceğiz' diyor. Aramızdaki fark bu, bunlar gayrı medeni. İstanbul'a ne yapsak, hangi hizmeti getirsek borcumuzu ödeyemeyiz" diye konuştu.
'ATATÜRK HAVALİMANI KISMEN VASFINI SÜRDÜRECEK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi olarak tescillenen eserin şehrin bir vahası olarak hizmet vereceğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"İstanbul Havalimanı, ülkemizin yüz akı olarak faaliyetlerine devam ediyor. Atatürk Havalimanı ise kısmen bu vasfını sürdürüyor, sürdürecek. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde Atatürk Havalimanı'nı kullanıyoruz. Havalimanı içindeki Acil Durum Hastanesi'ne yapılan uçuşlar da buradaki pistten gerçekleşiyor. Biz Atatürk Havalimanı'na bin 6 odalı Şehir Hastanesi yaptık. 3 ayda yaptık. Yurt dışında ölüme terk edilen vatandaşlarımız vardı ya ambulans uçakla aldık, getirdik, tedavileri devam ediyor. Biz Batılının yaptığı gibi ölümü gözleyenlerden değiliz. Biz her an ölecekmiş gibi hazırız; ama kalkıp bir hasta için de 'bu entübedir her an gidebilir' diye ağıtlar yakmayız. Rabbimin bize verdiği emaneti en güzel şekliyle kullanmaya mecburuz. Şimdi şehrin en yoğun yerleşim yerlerinin ortasında kalan Atatürk Havalimanı’nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmak hem İstanbul’a hem İstanbullulara büyük haksızlık olacaktı. Pek çok sebeplerden dolayı Türkiye’nin ve İstanbul’un yeni bir havalimanına ihtiyacı vardı. Kısa adıyla İGA olan bu havalimanımız şu anda dünyada ilklerde. Modern ve lüks havalimanımızı şu anda daha da geliştiriyoruz. Gelen-giden yolcularla ilgili otel ihtiyaçlarına yönelik yüklenici firmaya gerekli desteği vereceğiz, otelleri yapmak suretiyle İGA daha güçlü hale gelecek. Pistler noktasındaki eksiğimizi de giderecekler. İGA belki dünyada bir numara olacak. Yeni havalimanımızı etap etap büyütmeye devam ediyoruz."
'EN GÜZEL CEVABI PAZAR GÜNÜ VERDİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde yapılan fetih programını izleterek şöyle dedi:
"Atatürk Havalimanı bölgesine 345 bin fidan dikiyoruz. 350 yaşında bir zeytin ağacının dikimini yaptık. Oraya farklı bir onur kazandırıyoruz. 560 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu program Bay Kemal dikkat et, 'Zulüm 1453'te başladı' dediniz. Senin avanen duvarlara bunları yazdı. Millet bahçesi üzerinden yalan ve iftira ile bize saldıranlara en güzel cevabı pazar günü verdik. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böyle bir yeşil alan kazandırılması projesine karşı çıkacak aklı başında tek bir kişi bulamazsınız. Ülkemizde birileri böyle bir hizmeti dahi siyasi husumet aracı haline getirecek kadar akıllarını kaybetmişlerdir. İşi çevrenin korunmasını savunmak olan pek çok kuruluş var. Bunlar çevrecilik adına bizim yaptığımız her projede karşımıza dikilmişlerdir. Beklerdik ki aynı çevreler Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesinde yanımızda olsun. Millet bahçesi tartışmalarında bırakın eylemi en küçük ses çıktığını duydunuz mu? Duyamazsınız. Bunların derdi çevre, ağaç değil. Kendi yaşam biçimi dayatmalarına çevreyi maske yapanların maskesi düşmüştür. Bu ülkede bizden daha samimi çevreci de yoktur."
'BİZDE BÖYLE BİR KİN YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’daki konuşmasında Kandil’e selam gönderdiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Van’ı 2011'deki depremin ardından yeniden inşa ettiğimizden haberi yok. Bu depremden sonra Van’ın ne halde olduğunu biliyor musun sen Bay Kemal? Kaç kere Van’a gittin, merkezini dolaştın? Biz Van’a en az 35 milyar harcama yaptık. Haritadaki yerini bile gösteremez. Van’da eğer PKK örgütünün uzantısı olanlar görevde olmuş olsaydı, suyu olan bir Van bulamazdınız. Biz onların döneminde bile oraya Van’a suyu götürdük. Büyükşehir belediye statüsünde olduğu için suyu kendisinin temin etme zorunluluğu var. CHP’den aldığımızda İstanbul’da da susuzluğu en kısa zamanda giderdik. Bay Kemal bunları bilmez. Daha ilk geceden itibaren sizin yanınızda olanlar kimlerdi Van'da? Tayyip Erdoğan ve arkadaşları. Devletin kaynaklarının terör örgütüne aktarılmasının önüne geçmek için kullandığımız belediye başkan vekilini öyle anlatıyor ki; sanırsınız ses Kandil’den geliyor. 'Onların verdiği işi alan müteahhitlere ödemeleri yapmayacağız' diyor. Devlette devamlılık esastır. Bunu nasıl dersin? Bu ülkede yargı var. Nasıl vermezsin. Şakır şakır ödemeye mecbursun. CHP'nin vekil olmuş olan müteahhitlerine 'bu CHP'li müteahhit, ödeme yapmam' demedik, hepsine şakır şakır ödeme yaptık. Bizde böyle bir kin yok. Samimi olarak işini yapana her zaman destek var."
'KİMİ ADAY GÖSTERECEKLERİ KENDİ BİLECEKLERİ İŞTİR'
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun TÜRGEV Vakfı'na yönelik iddialarını anımsatarak şöyle devam etti:
"Yurt binasının inşaatını diline dolayan bu kişinin PKK'nın oradaki faaliyetlerinden şikayeti olduğunu gördünüz mü? Kılıçdaroğlu, bu yurdu iftirayla diline dolayarak kime hizmet ediyor dersiniz? Rahmetli Muhammed Ali'nin çiftliğini de aynı vakıf sayesinde öğrencilerimizin hizmetine sokarak, bu zatı daha da çatlatacağız, kıvrandıracağız. Her iftirayı burnundan fitil fitil getirmek de boynumuzun borcudur. Çocuğumuzla, ailemizle uğraşmayı dert haline getiren bu zatın evvelini ortaya dökmesini de biliriz de bize yakışmaz. Gerektiğinde hadsize haddini bildirmenin kırk yetime kaftan giydirmekten daha üstün olduğunu gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu'nun hakkını yememek lazım. 2023 Haziran ayında yapılacak seçimler için rakip gördüğü herkesi ya aynı masaya topladı ya da ince manevralarla saf dışı bırakmaya başladı. Bu zatın her ağzını açtığında hakkını savunduğu biri cezaevinden 6'lı masanın tüm taraflarına 'Utanmıyor musunuz' diye ayar verdi; süt dökmüş kedi misali hiçbirinin sesi çıkmadı. Herhalde soluk borularını tutan el ses çıkarmalarına izin vermedi. Kimi aday gösterecekleri kendi bilecekleri iştir."
KILIÇDAROĞLU'NA 10 SORU
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 10 soru yönelterek cevap vermesi halinde kendisini muhatap alacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir; PKK'dan YPG'ye bölücü terör örgütünün bütün unsurlarını, FETÖ'den DEAŞ'a tüm terör örgütlerinin siyasi uzantıları ile beraber en şiddetli şekilde lanetliyor mu lanetlemiyor mu? İkinci sorum; Türkiye'nin PKK'ya karşı yürüttüğü sınır ötesi harekatlarını destekliyor mu? İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği tartışmasında ortaya çıkan Batı'nın terör örgütlerine karşı riyakar tutumuna karşı devletinin izlediği politikanın yanında mı? Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'de verdiği milli mücadelede ülkesinin safında mı? Dünyanın salgın ve savaş sebebiyle yaşadığı krizin ekonomik boyutu ile ilgili sürdüğümüz mücadeleye destek veriyor mu? Mahkeme kararı ile yalan olduğu tescillenmiş iddiaları bırakıp siyaseti ülkenin ali çıkarlarıyla yürütmeye var mı? Siyasi stratejilerini yabancılara onaylatmak yerine kendi partisiyle ve milletle belirlemeye var mı? Bin yıldır kanlarımızla sulayarak ebedi vatanımız haline getirdiğimiz bu toprakların tüm değerlerini asil devletin evladı olarak temsil ediyor mu? Partisi içindeki her türden tacizciyi, tecavüzcüyü tasfiye etmeyi düşünüyor mu? Yüreği yetip 2023'te Cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı? Bu soruların yanıtlarını açık bir şekilde verirse kendisi ile ilgili tutumumuzu gözden geçireceğiz. Aksi halde kifayetsiz muhterislere ülke teslim edilmez, devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'PEK ÇOK SORUNUN BAŞLANGIÇ NOKTASI GEZİ HADİSEDİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarının yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Olaylar, İstanbul'da Gezi Parkı'ndaki birkaç ağacın kesildiği iddiasıyla 2013’ün mayıs sonu, haziran başı gibi alevlendirilmiştir. Ağaç bahanesiyle çakılan kıvılcım, bir anda Türkiye’nin hükumetini, milli projelerini, uluslararası çıkarlarını hedef alan bir kalkışmaya dönüşmüştü. Düşünün Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii’nin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler, bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta caminin içini pislemişti. Bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük. Bunlar için ulu mabet nedir, ne değildir, öyle bir şey yok. Kamu binalarının, polis araçlarının, ambulanslarının, iş yerlerinin, sivil araçların, belediye otobüslerinin, sokakların, parkların yakılıp yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında kimlerin olduğunu biz zaten biliyoruz da tarih de yazacaktır. Bay Kemal orada mıydı? Çünkü başı çeken oydu. Bunlardan bu millete, bu vatana hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber; çünkü kendileri de terör sevici. Gezi olaylarının planlı ve alçak bir kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Uluslararası yatırımcıların ülkemizden çıkışından borçlanma faizlerinin artışına, borsanın düşüşünden döviz kurunun yükselmeye başlamasına kadar halen boğuştuğumuz pek çok sorunun başlangıç noktası Gezi hadisesidir. Ülkemize sadece yol açtığı maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar, dolaylı maliyeti yüzlerce milyar dolar olan bu hadise, arkasından gelen tüm oyunların, tuzakların da işaret fişeği hüviyeti taşımaktadır."
'MİLLETVEKİLİ OLSAN NE YAZAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü’ne çıkıp görevini yapan görevlilere hakaretler edildiğini söyleyerek, "HDP ve CHP listelerinden Meclis’e sokulan bu siyasetçi kılıklı provokatörler, yaptıkları terbiyesizliğin hesabını, hukuka ve milletimize vereceklerdir. Bu ne densizliktir? Bu ne edepsizliktir? Devletin polisine görevini yaparken yaptıkları iş. 'Ben milletvekiliyim.' Sen milletvekili olsan ne yazar ya. Bir defa gelip de Şehitler Köprüsü’nde böyle bir pankartı sen polise rağmen asamazsın. Ne oldu, asamadılar. Asamayacaksınız. Ayrıca hukuk önünde de bunun hesabını vereceksiniz. Aynı şekilde kültür sanat etkinlikleri üzerinden yaygara kopararak milletimizi birbirine düşürmeye çalışanları da kendi sinsi tuzaklarında boğmakta kararlıyız" dedi.
'NATO, TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEK KURULUŞU DEĞİLDİR’
Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine terör örgütlerine destek vermeleri nedeniyle olumsuz cevap verdiklerini vurgulayarak, "İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine, terör örgütü PKK’ya ve uzantısı kuruluşlara verdikleri destek sebebiyle karşı olduğumuzu hemen ve açıkça ilan ettik. NATO, bir güvenlik kuruluşudur. NATO, terör örgütlerine destek kuruluşu değildir. Dolayısıyla bu terör örgütlerine bu ülkelerin, İsveç, Finlandiya, Almanya, Fransa, Hollanda, polisleriyle beraber bunları koruma altına alıyorlar ve terör örgütü başının da posterleriyle birlikte bunlar bu yürüyüşleri yapıyorlar. Almanya’da bu böyle, Hollanda’da böyle, İsveç’te böyle, hatta hatta kendi parlamentolarında bunların başlarını konuşturuyorlar. Daha ileri gidiyorlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde çadırlar kurmak suretiyle buralarda para topluyorlar. Bütün bunlar göz önünde iken biz bunlara nasıl 'gelin, girin' diyebiliriz" diye konuştu.
'YUNANİSTAN’LA YÜKSEK DÜZEYLİ STRATEJİK KONSEY ANLAŞMAMIZI BOZDUK'
Erdoğan, Yunanistan'ın, Amerika’nın 9 tane üssünün adalarda vesaire kurulmasına imkan hazırladığını söyleyerek şöyle devam etti:
"Şimdi bizim Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşmamız vardı. Dün Dışişleri Bakanıma da söyledim. Biz Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşmamızı bozduk. Zira biz şahsiyetli dış politikadan yanayız. Eğer dış politikada şahsiyetini kaybetmiş olanlar varsa, onlarla birlikte olmayı düşünemeyiz. İkide bir uçaklarınla kalk, bize gösteri yap. Ya ne yapıyorsun sen? Kendine gel. Tarihten hiç ders almıyor musun? Tarihte neredeydin, şimdi neredesin? Ondan sonra başlıyorsun ağlayıp sızlamaya. Türkiye ile dans etmeye kalkma, yorulur, yolda kalırsın. Onun için de şu anda bu anlaşmayı ortadan kaldırmak suretiyle arkadaşlarıma da söyledim, bunlarla artık ikili görüşmeleri de yapmıyoruz, yapmayacaksınız. Çünkü bu Yunanistan maalesef yola gelmeyecek."
'TEL RIFAT VE MÜNBİÇ'İ TEMİZLEYECEĞİZ'
Erdoğan, Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden temizleneceğini söyleyerek "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız. Türkiye’nin bu meşru güvenlik adımlarına bakalım kimler destek verecek, kimler köstek olmaya çalışacak göreceğiz" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz