Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Balıkesir mitinginde konuştu. Kendi partilerinin şiddetten beslendiği iddiasını reddederek seçim çalışmaları başladığından bu yana 41 seçim bürosu ve ilçe teşkilatının saldırıya uğradığını söyledi.
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin kendilerine karşı provokasyon düzenlediğini iddia etti:
“Türkiye'nin her yerinde yaşanan provokasyonlar AKP'nin örgütlediği provokasyonlardır. İktidardan düşmemek için bütün ülkeyi ateşe verecek kadar çılgınlaşmış durumdalar. Onların durdurmanın yolu bizim barajı aşmamızdır. Bu yüzden bütün Türkiye’den destek istiyoruz. Barajı aşacağız, AKP diktasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.”
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendilerinin baraj altında kalması için kampanya yürüttüğünü söyledi. “Hiç sıkılmadan 'Devletin parasıyla miting yapıyorum' diyor. Sizin verdiğiniz vergilerle bütçe oluşuyor. Bizzat payımıza düşen kısmını helal etmiyorum. Gittiği her yerde bizi inancımızı, kimliğimizi yuhalatıyor. Bir cumhurbaşkanına yakışır mı Allah aşkına? Ülkeyi kamplaştırma, kutuplaştırma siyaseti tam da budur, gerilimi yaratma siyaseti budur” diye konuştu.
‘Zannedersiniz ki ellerinde iman ölçer var’
HDP lideri, provokasyona teslim olmayacaklarını belirtti. HDP'nin seçim beyannamesinde yer alan "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılması" vaadinin inançlı Kürtlerin istismarı anlamına geldiğini savunan Erdoğan’ı eleştirdi:
“Özellikle din tüccarlığı yapanların tezgâhına asla düşmeyin. Kimsenin, kimsenin inancını, imanını sorgulamaya hakkı yok. Ancak Yaradan sorgular. Zannedersiniz ki ellerinde bir iman ölçer var, herkesin imanını ölçüyor. Kusura bakmasınlar ama Allah'tan başka kimseye hesap vermek zorunda değiliz. Kıyamet, mahşer gününde ismimizle çağıracaklar. Sen ismimi söylemesen bile kıyamette ismimizle çağıracaklar. Sana da bana da soracaklar. O gün geldiğinde bize sorulacak sorular arasında Diyanet İşleri Başkanlığı yoktur.”
‘Ya özgürlük, ya diktatörlük’
7 Haziran Genel Seçimlerinin çok önemli olduğunu söyleyen Demirtaş, "Ya özgür, demokratik, eşitlikçi, adil, barış içinde bir yaşam, Türkiye'nin her ilinde hiç kimsenin korkmadan, çekinmeden, kimliğinden, mezhebinden, dininden utanmadan, horlanmadan, çekinmeden yaşayacağı bir ülke; ya da diktatörlük, tek adamlık sultası ve onun baskısı altında inleyen bir ülke tercihinde bulunulacak" dedi.
Demirtaş, Türkiye’de toplanan verginin yaklaşık yüzde 95’inin maaşla çalışan insanlardan toplandığını söyledi. “Gayrisafi milli hasılasının yüzde 80'ini sizler, alın teriyle çalışanlar üretiyor. Cumhurbaşkanı'nın bilmediği asgari ücret var ya 'bin lira' deyip geçtiği… 949 lira ile çalışmak zorunda kalan asgari ücretliler, bu ülkenin yüzde 80 varlığını alın terinizle üretiyorsunuz” diye konuştu.
Demirtaş, asgari ücretliye bin 800 lira vereceklerini söylediklerinde kendilerine kaynağının sorulduğunu anımsattı:
“Sarayda sultanlar bin liralık altın kaplama bardaktan su içerken, asgari ücretliyi alanlarda asla hakaretlere uğratmayacağız. Sadaka dağıtmıyorsun ki! Hakkını teslim edeceğiz ona. Bu ülkede hırsızlık, yolsuzluk, israf olmasın, değil emekliye bin 800, 3 bin 600 lira verseniz bile ülkenin kaynağı bitmez.
Tarımı da hayvancılığı da bitirmeye devam edecekler. Dışarıda ne kadar işsiz varsa, içeride çalışanı sömürmek bu kadar kolay oluyor.”
Demirtaş, protestocuyu korudu
Miting alanı çevresinden bir kadının tepkisi üzerine gerginlik yaşandı. Sakin olma çağrısında bulunan Demirtaş, "Düşüncelerini ifade etmek hanımefendinin hakkıdır. Güvenlikçi arkadaşlar, hanımefendiye lütfen nazik davranılsın. Provokasyona gerek yok. Coşkumuzdan, heyecanımızdan asla taviz vermeden, ülkenin barışına, kardeşliğine toz kondurmadan devam edeceğiz" dedi.
Mitingde gerginlik
Demirtaş'ın konuşması sırasında alana slogan atarak girmek isteyen karşıt görüşlü bir grup, polis ekiplerince engellendi. Bu grup, daha sonra miting bitimiyle dağılan HDP'lilerin üzerine yürümek istedi. Polis, HDP'lilerin üzerine gitmeye çalışan karşıt grubu biber gazıyla dağıtmaya çalıştı. "Sonsuza kadar memleket" pankartı açan grup, bir süre sonra dağıldı.
HDP İl Başkanlığına doğru yürüyen başka bir grup da polis engeline takıldı. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi binası önünde toplanan grup, İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra bölgeden ayrıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz