Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Deniz Sistemleri Teslim Törenine katıldı. Tuzla'daki Desan Tersanesi'ndeki törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Desan Tersanesi Yönetim kurulu Başkanı Cenk Kaptanoğlu da katıldı.
Erdoğan törende yaptığı konuşmasında, "Türkiye, savunma sanayiside kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Son dönemde sınırlarımız içinde ve dışında elde ettiğimiz pek çok stratejik başarıda savunma sanayisinde kat ettiğimiz mesafenin katkısı bulunuyor. Savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Milli savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla uluslararası alanda caydırıcılık oluşturmada teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha kritik bir hale gelmiştir" dedi.
"HER TÜRLÜ ASKERİ, SİYASİ, EKONOMİK, SOSYAL KARGAŞA, DARBE, TUZAK YÖNTEMLERİNİ KULLANIYORLAR"
Erdoğan, "Bu anlayışla insan kaynağından teknoloji üretimine kadar geniş bir yelpazede projelerin hayata geçirilmesi için kamu ve özel sektör hep birlikte çalışıyor. Savunma sanayi duraklamayı kaldırabilecek bir alan değil. Sürekli daha ileriye gitmek, sürekli daha gelişmişini üretmek mecburiyetindeyiz. Elde ettiğimiz her başarıyı bir sonraki adımın öncüsü olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektör savunma sanayisi kuruluşlarımızın bu doğrultuda yürüttükleri her proje geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağlıyor. Türkiye, dünyadaki çatışmaların, siyasi krizlerin, çekişmeleri ve gerilimlerin en yoğun yaşandığı coğrafyanın tam da merkezinde yer alıyor. Böylesine kritik bir jeopolitikte ancak her alanda güçlü olabilirsek ayakta kalırız. Yıllarca ülkemizin hak ve hukukunun kolayca göz ardı edilebilmesini gerisinde yeterli siyasi, ekonomik ve teknolojik güce sahip olamayışımız vardı. Bugün Doğu Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika'ya geniş bir coğrafyada kendi politikalarımızı hayata geçirebiliyorsak sebebi yine siyasi, ekonomik ve teknolojik alanda geldiğimiz seviyedir. Ülkemizin bu nüfuzundan ve gücünden rahatsız olanlar Türkiye'yi eskisi gibi istikrarsızlık batağında özelikle orada mahkum edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Artık gizlemeye, saklamaya bile gerek duymadıkları bir cüretkarlıkla her türlü askeri, siyasi, ekonomik, sosyal kargaşa, darbe, tuzak yöntemlerini kullanıyorlar" diye konuştu.
"2023'TE DE HEM DIŞARIDAKİ HEM DE İÇERİDEKİ FAŞİST KAFALARA HAK ETTİKLERİ CEVABI VERECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet her seferinde milli iradenin, demokrasinin, hukukun, istiklalinin, ve istikbalinin yanında yer alarak, oyunlarını bozdu. Geçmişte aldıkları dersten yetinmeyenlerin şimdi gözü 2023'e diktikleri anlaşılıyor. Milletimiz o engin ferasetiyle inşallah 2023'te de hem dışarıdaki hem de içerideki faşist kafalara hak ettikleri cevabı verecektir. Biz bugüne kadar Allah'ın inayetinin ve milli iradenin üzerinde bir güç tanımadık. Sadece Rabbimize ram olduk, sadece milletimize tabi olduk. Bundan sonra da aynı teslimiyetle Türkiye'nin demokratik hukuk devleti niteliğine yönelik her saldırıyı engelleyerek, her oyunu bozarak yolumuza devam edeceğiz" dedi.
"MARUZ KALDIĞIMIZ AÇIK VE GİZLİ AMBARGOLARI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE HENÜZ YETERSİZ DURUMDAYIZ"
Erdoğan, "Ülkemizin savunma sanayi proje stokunu, 62'den 700'ün, proje bütçesini 5,5 milyar milyar dolardan 60 milyar doların üzerine çıkartmamızın gerisinde kendimize olan güvenimiz yatıyor. Yüzde 70'leri aşan yerlilik ve millilik oranı önemli olmakla beraber, maruz kaldığımız açık ve gizli ambargoları düşündüğümüzde henüz yetersiz durumdayız. Hedefimiz, kritik hiçbir alanda dışarıdan alıma ihtiyaç duymayacak bir savunma sanayi geliştirme ve üretim altyapısı inşa etmektir. Bu aynı zamanda, ülkemizin dünyanın en önde gelen savunma sanayi ihracatçılarından biri haline dönüşmesi demektir. Günümüzde cirosu 1 milyar dolardan 11 milyar dolar sınırına dayanan, ihracatı 248 milyon dolardan 3 milyar doların üzerine çıkan Ar-Ge harcaması 1.5 milyar doları geçen bir sektör büyüklüğüne ulaştık. Sektördeki firma sayısının ise 56'dan bin 500'e çıkmış olması bu alandaki dinamizmin en somut ifadesi" şeklinde konuştu.
"KRİTİK SİLAH VE SENSÖRLERİN YERLİLEŞTİRİLMESİNDE DE ÖNEMLİ AŞAMA KAYDETTİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın ilk 100 savunma sanayisi şirketi listesinde Türkiye artık 7 firma ile temsil ediliyor. Şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz atılımlar sayesinde bölgesinde oyun kuran, oyunbozan, gelişmeleri yönlendiren bir ülke haline ulaşmamız henüz bir başlangıçtır. Denizcilik, savunma sanayinde en çok projeye sahip olduğumuz ve mesafe katettiğimiz alanlardan biridir. Gemi inşaat sektörümüz, 3 kıtada, 9 ülkeye 130 adet deniz platformunun ihracatını gerçekleştirerek 3 milyar dolarlık ihracata imza attı. İlk milli savaş gemisi olan Milgem kapsamında 100'de yüz yerli tasarım olarak geliştirilip üretilen Heybeliada, Büyükada, Burgazada ve Kınalıada korvetlerimiz denizlerde şanlı bayrağımızı dalgalandırıyor. Amfibi harekat, araç ve personel nakli, ateş desteği ve doğal afetlerde yardım ile acil destek hizmetleri sağlayan Bayraktar ve Sancaktar gemileri geniş bir alanda hizmet veriyor. Yeni tip denizaltı projesinin ilk denizaltısı Pirireis'i havuza çekerken, 5'inci denizaltı olan Seydialireis'in kaynak faaliyetlerini de başlattık. Denizaltı kurtarma gemisi kendi alanında önemli bir proje. Türkiye, dünyada kendi savaş gemisini tasarlayıp üretebilen 10 ülkeden biridir. Ayrıca, envanterde bulunan birçok deniz aracımız günün şartlarına uygun olarak son teknolojiler eklenerek modernize edildi. İnşa edilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatıldı. Milli füzemiz Atmaca'yı da gemilerimize entegre ederek, platform üretimi yanında kritik silah ve sensörlerin yerlileştirilmesinde de önemli aşama kaydettik. Tüm bu aşamaların tamamlanmasıyla, donanmamız dosta güven ve düşmana korku salan duruşunu daha da güçlendirmiştir" dedi.
"ARTIK ŞÖYLE BİR İKİ VEYA DAHA FAZLA UÇAK GEMİSİ DE İNŞA EDELİM"
Erdoğan, "Botlarımızın çoğunun inşası ve donanımı biter bitmez hemen sahaya gönderdik. Gerçekten tasarımlarıyla ve tüm denizdeki kabiliyetleriyle bizim iftihar vesilesi olacak olan bu ürünlerimiz bundan sonrası için sadece ülkemiz için değil yurt dışından da ciddi talepleri alacaktır. Şu anda bazıları Gölcük'te, bazıları Ege ve Akdeniz'de görev halindeler. Görüldüğü gibi kaybedecek tek bir anımızın olmadığı bilinciyle çalışıyor, üretiyor, mücadele ediyoruz. Şimdi çok daha büyük projeler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Donanmamıza ilk defa katılacak 5 büyük projeyi 5 yıl içerisinde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu yıl sonunda test ve eğitim gemimiz Ufuk'u hizmete alacağız. Önümüzdeki yıl çok maksatlı amfibi hücum gemimiz, Anadolu denizlerimizde göreve çıkacak. Gemi inşaat sektörü burada. Buradan sesleniyorum, diyorum ki, Anadolu'yu inşa ettik, gelin bir de artık şöyle bir iki veya daha fazla uçak gemisi de inşa edelim. Herhalde yaparız değil mi? Çünkü denizlerde bu caydırıcılığa ihtiyacımız var. Sadece Anadolu yetmez, bu adımı da atmamız lazım. 2022'de yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Pirireis filomuza katılacak. 2023'te il sınırı firkateynlerinin ilki olan Mirgem projesinin 5. gemisini denizlerimize yolcu edeceğiz. 2024'te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi inşallah Deniz Kuvvetlerimize kazandıracağız. Denizaltı teknolojisinde edindiğimiz kabiliyetler ışığında, 2022 yılından sonra her yıl bir tane olmak üzere toplam 6 denizaltımızı devreye alacağımız. İHA, SİHA, TİHA yanında insansız ve otonom deniz araçlarının da dahil olduğu kara, hava ve deniz unsurlarımızın müşterek görev icra edeceği bir seviyeye ulaşmaktır. Bunun için denizaltıdan uçak gemilerine kadar tüm muharip deniz platformlarını ileri teknolojiye sahip yerli ve milli silah ve sensor sistemleriyle birlikte geliştiriyoruz. Savunma sanayinde takip eden değil, takip edilen, tüketen değil üreten, yeniye öncülük eden bir üst aşamaya artık geçmemiz gerekiyor" diye konuştu.
GİRESUN'DAKİ SEL FELAKETİ
Erdoğan, "Bugün Giresun'umuzda, Dereli'de, Yağlıdere'de bütün bu bölgelerde şiddetli sel felaketi neticesinde, ilk aldığımız haberde 5 ölümüz vardı, yaralılarımızın sayısı 12 civarındaydı, aramalar devam ediyor. Yaralıların sayısı 12, kurtarılanların sayısı 150'ye yakındı. Aynı şekilde Rize'de yine sel felaketi var. Benim ilçem de dahil olmak üzere, bu sel felaketinde maalesef orada da yaralılar var. Allah ölenlerimize rağmen eylesin, yaralılarımıza şifalar nasip etsin. Devlet olarak buradaki bütün tahribatı, yıkımı vesaire Allah'ın izniyle süratle aşarız. Ben İçişleri Bakanımı, Bekin Pakdemirli bakanımı, Murat Kurum bakanımı süratli şekilde üçünü de bölgeye gönderdik, milletvekillerimiz de oradalar, yerinde tespitleri yapmak suretiyle Kızılay, AFAD ve bütün kurumlarımız orada çalışmalarını sürdürüyorlar. DSİ aynı şekilde çalışmalarını orada sürdürüyorlar. Çünkü bir taraftan yıkılan köprüler var, yıkılması gerektiği için yıkılan köprüler var. Bu bir an önce inşallah buradaki bu felaketi hemen ortadan kaldırıp halkımızı yine o mutlu günlerine döndürelim. Ama bakanlarımızın bana söylediği 'Biz bunu yaşamadık' diyorlar, o kadar ağır bir felaket" dedi.
"ULUSLARARASI HUKUKA VE İYİ KOMŞULUK ANLAYIŞIYLA BAĞDAŞMAMAKTIR"
Milli Savunma Bakanı Akar da törende bir konuşma yaparak, "Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'de sadece kendi çıkarlarını gözeten tek ve yanlı yaklaşımları yani adaların silahlandırılması, 10 millik hava sahası kullanması Meis gibi küçük bir adaya bin kilometre karelik deniz yatağı talebi akla, uluslararası hukuka ve iyi komşuluk anlayışına kesinlikle uygun değil ve gerçeklerle bağdaşmamaktır. Kimse en uzun kıyı şeridine sahip olan ülkemizi Akdeniz'de kendi sahil şeriden hapsedemeyecektir. Mısır ile Yunanistan arasında yapılan her iki ülke halkına kaybettiren anlaşma yok hükmündedir" dedi.
TERSANEDE İNCELEMELERDE BULUNDU
Konuşmaların ardına, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, DESAN Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Kaptanoğlu ve Yonca Onuk Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Yılmaztürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a günün anısına hediye verdi. Erdoğan, bot komutanlarına Hizmete Giriş Belgelerini verdi. Daha sonra alandaki perde kaldırılarak milli botların katılımcılara gösterildi. Erdoğan ve katılımcılar daha sonra Dalgıç-1 Y-15 botu önünde de fotoğraf çektirdi. Törenin ardında Erdoğan, bakanlarla birlikte tersanede incelemelerde bulundu.
TESLİMİ YAPILAN BOTLAR
Tamamen yerli tasarıma sahip olarak inşa edilen; 2 adet yeni SAT botu ve 8 adet süratli devriye botunun tümü Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. Yerli ve özgün tasarımlarıyla dünyada sayılı botlar arasına giren ürünler ihracat alanında da başarılara imza atıyor. Botlar, Ege Denizinde ve Gölcük'te yoğun ve başarılı bir şekilde görevlerini yerine getiriyor.
Botlar, 90 metre derinliğe kadar her biri asgari 3 dalgıcın aynı anda dalış yapmasına imkân sağlayacak, dalgıç personelin sığ su ve derin su uygulamalı dalış eğitimlerinde kullanılacak. Kazalarda kurtarma dalgıçlığı ve acil müdahale yapabilecek, karaya oturan ve batan denizaltı gemilerinin yerlerinin belirlenmesinde görev alabilecek 2 adet bot Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. Üniversite-kobi-sanayi işbirliği ile ilk kez yerli bir pervane dizayn ve imal edilerek Türk Loydu tarafından klaslanmıştır. Proje Kapsamında deniz altından yardım sinyali gönderen bir denizaltıyı bulmak için yerli olarak üretimi sağlanan Akustik İzleme ve Yakalama Sistemi geliştirildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz