Kimi hukukçuların olası bir baskın erken seçim durumunda da partinin kendisini feshederek seçimlere katılamama riskini ortadan kaldıracağı yorumları üzerine de Taşçıer “Bunu da bir alternatif olarak tartışabiliriz” dedi.
HDP’ye açılan davanın siyasi olduğunu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “delil” olarak dosyaya koyduğu hususların da siyasi konuşmalardan ibaret olduğunu belirten Taşçıer şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bildiğiniz üzere partilerin kapatılması siyasi gerekçelerle gerçekleştiriliyor, bütün dünyada böyledir sadece Kürdistan’da ve Türkiye'de değil… Siyasi iktidarın dava süreci üzerinde etkisi oluşur. Bu davada da bu şekilde devam ediyor fakat şunu söyleyebiliriz: 1990'lı yıllarda yaklaşık 10 kere HDP çizgisindeki partiler kapatıldı. Sonra yeni partiler açıldı. Bu partiler daha güçlü bir şekilde açıldılar. Şundan kuşkumuz yok: Halkımız bu tutum karşısında güçlü bir tavır sergileyecektir. Fakat biz de çaresiz değiliz. Siyasette çok farklı yollar, yöntemler vardır. Sivil toplum yoluyla, demokratik yöntemlerle tutumumuzu ortaya koyacağız.
’Kürtçe demeç veriyorum savcılık hakkımda dava açıyor’
Bu konuda sessiz kalmıyoruz kalmayacağız. Türkiye kamuoyunda tutumumuzu açıkça ifade edeceğiz. HDP 7 yıldır kurulmuş. Bu 7 yıl içerisinde HDP’yi kapatacak bir şey bulamadılar. Bu davanın siyasi olduğunu kendi örneğimden yola çıkarak söyleyebilirim. Ben bir HDP milletvekili, bir Kürt milletvekili olarak bir demeç verdiğimde Kürtçe veriyorum savcılık hakkımda dava açıyor. Diyor neden Kürtçe, ‘terör örgütü propagandası’ yapıyorsun diyor. Söyledikleri bu şeyler gerçeklere dayanmıyor, siyasi nedenlere dayanıyor. Kürt düşmanlığı üzerinden kendilerini konumlandırılmışlar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar Kürtlerin inkarı üzerinden hareket etti. Bugün de aynı siyaset devam ediyor. Başsavcılık ne söylerse söylesin gerçek şu ki; ben 6 yıldır Türkiye parlamentosunda milletvekilliği yapıyorum. Türk siyasetinin dönüp dolaştığı yer hep Kürt sorunu oluyor. HDP ve Kürtler üzerinde kendilerini düzenliyorlar. İnsan haklarını, yoksulluğu bir kenara koymuşlar. Varsa yoksa ‘terör örgütü ile ilişki içindesiniz’ iddiasını ortaya atıyorlar. Başsavcılık Kürtlerle ilgili hak taleplerinde bulunduğumuz zaman ‘teröristsiniz” diyor. Biz de diyoruz ki nasıl istiyorsanız öyle isimlendirin. Biz parlamentoda, bütün kürsülerde, bütün platformlarda kendimizi savunmaya devam edeceğiz.
‘Ek süre talebinde de bulunabiliriz’
İmam Taşçıer, “HDP’nin savunma vermesi için 60 günü var. HDP kendisini savunacak mı? ‘Kendisini feshederse bu dava zaten düşecek’ yorumu da yapılıyor. HDP bu yola başvuracak mı?” sorusu üzerine de söyle konuştu:
“Bilindiği gibi Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar anayasa ve siyasi partiler konusunda uzman bir kişi Türkiye'de tanınan, bilinen bir uzman bu konularda. Türkiye'de bu alanda çalışan başka uzmanlar da var. Biz bütün bunlarla görüşeceğiz. Daha 2 aylık bir süreç var. Bütün bunları tartışacağız bu süre zarfında ve ek süre talebinde de bulunabiliriz. Şimdi o zaman zarfında tartışacağız kendi içimizde. Ayrıca bu oyunu nasıl boşa çıkarabileceğimizi çok yönlü ele alacağız. Bu tartışmalara göre alacağımız kararı kamuoyuna da duyuracağız.”
Kaynak: Diyarbakır Söz