Kılıçdaroğlu: Devletin sigortası yok

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığının sıradan bir makam olmadığını söyleyerek, "Cumhurbaşkanı aralarında anlaşmazlık olan siyasi parti genel başkanlarını çağırır, 'Türkiye'nin bu kadar derdi varken neden böyle yapıyorsunuz?' der. Bu şans yok şu an. Niye yok? Devletin sigortası yok çünkü" dedi.

Kılıçdaroğlu: Devletin sigortası yok

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemde şiddete uğrayan gazetecilerin isimlerini söyleyerek darp edenlerin serbest bırakılmasını eleştirdi.

'BABA KIZININ KATİLLERİNİ ARIYOR'

Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun'un Eynesil ilçesinde şüpheli bir şekilde ölen 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın babası Şaban Vatan ile geçen hafta görüştüğünü, babasının kızını öldürenlerin bulunmasını istediğini aktardı. Acılı babanın, kızının katillerinin bulmasının engellendiğini düşündüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Şaban Vatan, bir dedektif gibi olayları araştırarak adaleti arıyor. Karşısında bir güç var. Ankara'da bir güç, adaletin önünü tıkamaya çalışıyor.  Ama bu baba, kızının katillerini arıyor. Rabia Naz 11 yaşında. Eynesil İmam Hatip Okulu'nda okuyor ve hayat dolu bir kız. Öldürülmedin önce dondurma alıyor, annesinin çalıştığı eczaneye gidiyor. Sonra haber geliyor; Rabia Naz evin önünde sırt üstü yatıyor. Baba yetişiyor. Doblo marka siyah aracın çarptığı ilan ediliyor. Oradan alınıp metruk eve götürülüyor, sonra getirip evlerinin önündeki sokağa sırt üstü yatırılıyor. Baba derdini anlatamıyor bir türlü, araştırma yapılmasını istiyor. Savcı gizlilik kararı koyuyor. Hangi vicdanla böyle bir olayın üzerine gizlilik kararı koyarsın. Saçından ayağına kadar hızar tozu bulanmıştı. O metruk evde bunların tamamı var. Baba bunu söylüyor. Belediye o evin yıkımına karar veriyor. Delilleri yok etmek istiyorlar. 'Failler bulunmasın' diye telefon üstüne telefon. Polisler olayları kapatıyorlar. Savcı olayları kapatmak istiyor. Binadan atlıyor sözde çocuk. Niye atlasın?"

'SİZİN GÖREVİNİZ ADALETİ SAĞLAMAK'

Bu olayı takip edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Yargı camiasına ve polislere seslenmek isterim; Sizin göreviniz adaleti sağlamaktır. Delilleri karatmak değil, ortaya çıkarmaktır. Göz göre göre öldürülmesine tanıklık etmek değil, onu yapanları çıkarıp, adalete teslim etmektir. Adaletin görevi de adaleti tahsis etmektir. Rabia Naz'ın ne günahı var? Babayı şikayet ettiler 'akli dengesi yerinde yoktur' diye. Sonuna kadar takip edeceğiz bu davayı, adalet gerçekleşinceye kadar" diye konuştu.

'ÇİFTÇİLERİN TARIM SİGORTASI PRİMLERİNİ YATIRSINLAR'

Kılıçdaroğlu, Amasya'da dolu nedeniyle 53 köyde 199 bin 800 dekar tarım arazisinin zarar gördüğünü bildirerek en fazla kiraz, şeftali, elma, armut, pancar, ay çiçeği, domates ve haşhaşın toplanamaz hale geldiğini söyledi. Çiftçilerin bu zararlarının karşılanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çiftçiler 'afet yaşanan bölgeyi afet bölgesi ilan etsiler ve zararımızı devlet karşılasın, bunu yapmıyorlarsa faizleri silin, borçları taksitlendirin gidip, bankaya ödeyelim' diyor. Silinmesi lazım. Yaparlar mı bakacağız. Birlikte uğraşacağız. Tarım sigortası primlerini yatırsınlar. Biz de onlar da kurtulsunlar. Bununla ilgili araştırma komisyonu kurulması için TBMM’ye önerge verelim" dedi.

'İBB'DE 643 YÖNETİCİ BİN 717 MAKAM ARABASI VAR'

Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında 2002 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis'e nasıl girdiğini anlatarak şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanı belediye başkanlığı seçimlerine müdahale eder mi? Yerel seçimlerde CHP, İYİ Parti ve diğer partilerin adaylarının resimleri bir tarafta. Diğer  tarafta Erdoğan'ın fotoğrafı. Erdoğan belediye başkanı mı olacak? Ben vicdan sahibi AK Partili kardeşlerime sesleniyorum; Cumhurbaşkanı sıradan bir makam değildir. Cumhurbaşkanı aralarında anlaşmazlık olan siyasi parti genel başkanlarını çağırır 'Türkiye’nin bu kadar derdi varken neden böyle yapıyorsunuz?' der. Bu şans yok şu an. Niye yok? Devletin sigortası yok çünkü. Bir cumhurbaşkanı devleti mi yönetecek belediyeye mi temsil edecek? Vicdan sahibi, ahlak sahibi herkese bu soruyu soruyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) örnek vereceğim. Sayıştay raporlarına göre İBB’de 643 yönetici var. Makam aracı sayısı ise bin 717. Açlıktan ölen Kübra bebeği unutmadık. AK Partili kardeşim bunu sorgulamak zorunda."

'TÜRK LİRASINI TUTAN YANIYOR'

Kemal Kılıçdaroğlu, iç borç miktarının 653 milyar, dış borcun ise 557 milyar lira olduğunu ileri sürerek, "Nereye gitti bu para? Yoksulluk diz boyu, açlık diz boyu. Çöp kutularından bir şeyler sağlayıp geçimini sağlayan yüz binlerce kadın, çocuk var. Allah'ın sana verdiği en değerli hazine olan aklınız, sen kullanmayacak mısın kardeşim? 'Bu para nereye harcandı, diye sormayacak mısın kardeşim ? Ben sana ne diyeyim. Yönetemiyorlar kardeşim. Devlet, bütün vatandaşları kucaklamakla yönetilir. Öyle bir çıkmaza geldi ki, devlet öyle bir şekilde savruluyor ki, devletin her şeyini dolara bağladılar. 'Biz yerliyiz, milliyiz' diyorlardı, bir zamanlar 'dolar alan yanar' diyorlardı, şimdi TL'yi tutan yanıyor" dedi.

'16 MİLYON KİŞİ EVİNE DOĞRU DÜRÜST EKMEK GÖTÜREMİYOR'

Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşların hükümete güvenmediğini savunarak son 1 yılda 1 milyon 376 bin kişinin işsiz kaldığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu söyleyerek, "8 milyon 500 bin kişi asgari ücret ya da onun altında gelir elde ediyor. 6 milyon 700 bin kişi asgari ücret alıyor. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında gelir alıyor. Ama 8 milyon 475 bin insanımız işsiz. 8 milyon da asgari ücret ve altı vardı. 16 milyon kişi doğru dürüst evine ekmek götüremiyor. Şimdi ben AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, onların adalet duygusuna sesleniyorum; 16 milyon hanede babalar çocuklarına harçlık veremeyecek. Bayram harçlığı verecek para bile bulamıyor. Beylerin bir eli yağda bir eli balda, yoksulluğu çeken sensin. Bu gidişe 'dur' dememiz lazım" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz