Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Anneler Günü'nü sadece şehit anneleri kutlayamadı. Mustafa Arifoğulları’nın annesi Mustafa’yı kucaklayamadı. Karasu göletinde saatlerce beklediler bizi kurtarsınlar diye. 5 işçi kurtarılmadı. Onların annelerine yine biz sahip çıkmak zorundayız.
Sadece onlar mı? Çaycuma köprüsünden dereye uçanları düşünün. Bu nasıl bir ülke. Afşin Elbistan'daki işçilerimiz toprak altında. Annelerin gidip dua edeceği mezarlıkları yok
Gülyazı köyünde 34 yurttaşımız öldürüldü. Okul masrafları için çalışıyorlardı. Anneleri parayla susturmaya çalıştılar. Bir çocuğun değeri parayla ölçülebilir mi? Sen çocuğunun bedelini ortaya koyabilir misin? Hangi insan hakları bunu kabul eder.
Bu çocukların öldürülmesi emrini kim verdi. Hükümet verdi. Çünkü sınır ötesi operasyon yetkisi hükümetin. Peki istihbaratı kim verdi? İpe un sererek sorumluları bulmaya çalışıyorlar. Dut yemiş bülbül gibiler. Anneler 'Erdoğan’ı Allah’a emanet ettik' diyorlar.
Referandumda Memur-Sen "Nikah masasında bile bu kadar iştahlı evet demedik" diyordu. Memura "3+3" vereceklermiş. Şimdi diyorlar ki 'sen bizi kandırdın'. Günaydın! Senin gözlerin görmüyor muydu? Ama bunların kahramanlıkları da 3 gün sürer, sonra gidip tıpış tıpış imza atacaklar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 'Aldatanlar ve Kandıranlar Partisi' olduğunu hala öğrenemediniz mi?
Totaliter zihniyet hastalık gibidir bir yere bulaştı mı her yere yayılır. Bulaşıcı bir hastalıktır. Totaliter düzene karşı mücadele edenler de aydınlardır. Toplumun önünde yürümüşlerdir. Bedel ödemekten de çekinmezler. Korkak adamdan aydın olmaz. Bir ülkede düşüncelerini açıklamaktan dolayı kaygı varsa o ülkede demokrasi yoktur. Demokrasinin olmadığı yerde aydınların sorumluluğu vardır. Tarih direnen aydınları yazacaktır. Bunları basın özgürlüğü için söylüyorum. Siz bir düşüncenizi açıkladığınızda medya bunu yazmıyorsa demokrasiye vurulmuş darbedir.
Basına görevini hatırlatmak, basına sahip çıkmak politikacı olarak benim görevimdir. Kenan Evren'in yetkilerini kullanan bir başbakan var. "Kaleminden pislik akıyor" diyor. Bir Başbakan'a yakışıyor mu? Önce sen ağzından çıkana bak. Özgür medya olsaydı Başbakan o lafı edemezdi. O lafı medya yedirirdi. Eğer siz kendinizi başbakana endekslemişseniz orada özgür medya yoktur. Ben onlara yalaka medya diyorum. Bugün Bekir Çoşkun'a yapılanlar yarın bütün gazetecilere yapılır. Siyasi ahlakın olmadığı yerde Başbakan böyle konuşur. Recep Tayyip Erdoğan’ın kafasıyla darbecilerin kafası aynı kafadır.
Erdoğan’ı tanımayanlara tanıtmak isterim. "Başkanlık sisteminin ortaya çıkması ABD emperyalizminin tavsiyesi" diyordu. Ne oldu? ABD'nin tavsiyesiyse onun görevidir.
CHP’nin Suriye politikasını anlayamamış, anlayamazsın. Düşünen insan anlar. Hele hele dokusunda ruhunda Kuvayı Milliye ruhu olmayan bizi hiç anlayamaz. Batının egemen güçlerinin çömezi olanlar bizi anlayamaz. O yüzden boşuna yorulma anlayamazsın."
NTV
Kaynak: Diyarbakır Söz