Trabzon'a gelen Muharrem İnce, havalimanında partililer tarafından karşılandı. Atatürk Meydanı'nda yağmur altında kalabalığa seslenen Muharrem İnce, 24 Haziran'da cumhurbaşkanı seçilmesi halinde fındığın kilosunun 15 TL olacağını, 'orman' denilerek üreticilerin elinden alınan fındık bahçelerinin ise geri verileceğini sözünü verdi.
Hemşehrisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu aralar anlaşamadığını söyleyen Muharrem İnce, "Ben meydanlarda geleceği anlatıyorum. 10 yıl önce dünyanın en büyük şirketinden 5'i petrol şirketiydi. Bugün artık bilişim ve iletişim şirketleri öne geldi. Ben bunları anlatırken, ikide bir bana laf söylüyor. Ben de mecburen cevap vermek zorunda kalıyorum" dedi. İnce şöyle devam etti:
İSPATLAMAZSAM NAMERDİM
"Ben dedim ki 'Partiyi kurmadan önce Fethullah Gülen'e gidip icazet aldın mı?' Bana diyor ki 'İspatlamazsan namertsin.' Ben de diyorum ki 'İspatlamazsam namerdim.' Kiminle gittiğini biliyorum. Bana bunu söyleyen kişi seninle birlikte giden kişi. Beraber gittiniz. Ama ona zarar verirsin biliyorum. Şimdi aranız bozuk. Zaten yola çıktığında yanında olan kim kaldı ki? Bülent Arınç yok, Abdullah Gül yok, Ertuğrul Yalçınbayır yok. Yok da yok. Kim kaldı ki? Beraber yanında gittiğin kişi bana 'Biz beraber gittik' dedi. Ben onu korumak pahasına söylemiyorum. 'Söyle' derse ismini de veririm. Ama 24 Haziran7dan sonra tümünü anlatacağım zaten. Acelen ne? Ne dersem cevap veriyor. Ama bir tek diploma konusuna girmiyor. Dün Balıkesir’deydim. Mezun olduğum okula gittim. Okul arkadaşlarımla beraber 18 yaşında fotoğraf çektirdiğimiz okulun bahçesinde 54 yaşında bir daha çektirdik. Diplomalarımızı paylaştık. Ben senden de bekliyorum. Her konuda bana cevap veriyorsun da bu konuda da bir şey yapsan diyorum. 2016 yılında rektöre talimat verdin. 'Rektör şu diplomayı çıkar ortalığa’ dedin. 2 yıl geçti yok. Ben bir saat önce telefon açtım, gittim diplomayı verdiler. Orada duruyor. Ben de anne tarafından Rizeliyim. Hemşehrimden diplomayı göstermesini istiyorum. Hakkımız değil mi? Milletin hakkı değil mi? Bunu göstermesi lazım."
Kaynak: Diyarbakır Söz