CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantı sürerken yaptığı açıklamada, millet iradesine ve sandığın namusuna yeni bir saray darbesi yapıldığını, bundan 5 ay önce gerekli hukuki şartları yerine getirerek seçime giren ve millet iradesiyle iş başına gelen Mardin, Diyarbakır ve Van büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınarak, yerlerine bu illerin valilerinin kayyum olarak atandığını söyledi.
Öztrak, Adalet Bakanlığından alınan temiz belgesi ve YSK'nin yaptığı incelemenin ardından belediye başkanlığına aday olunabildiğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bundan daha 5 ay önce adli sicili temiz olan, sarayın vesayeti altındaki YSK tarafından adaylıkları uygun görülen ve millet tarafından seçilen bu belediye başkanlarının görevden alınması kararı hukuki değil, siyasidir. Görevden alınan belediye başkanları hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı ortada yoktur. Görevden alma kararı idari bir karar gibi gözükse de doğrudan saray tarafından verilmiştir. 'Bu ülkede seçime girmek serbest ama seçilmek yasak' anlamına gelen bir karardır. Demokrasinin temelini oluşturan hukukun üstünlüğü ve seçme, seçilme hakkı bu kararla bir kez daha açıkça yok sayılmıştır. Darbe dönemlerinde ne yapıldıysa, bugün de o yapılmıştır. Tek adam parti devleti rejiminin iktidar partisi ile devlet arasındaki sınırları nasıl yok ettiği bugün bir kere daha açıkça görülmüştür."
Öztrak, terörle mücadelenin Türkiye'nin ortak, milli meselesi olduğunun altını çizerek, "Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı meydanlarında kurulan CHP, terörün her türlüsünü lanetler ve terörü bir insanlık suçu olarak görür. Ancak terörle mücadele gibi milli bir mesele, milli iradeye baskı ve vesayet uygulamanın siyasi aracı haline dönüştürülmemelidir. Bu, terörün değirmenine su taşımak olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Seçimle gelen seçimle gider"
Anayasaya göre "siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları" olduğunu vurgulayan Öztrak, şöyle devam etti:
"CHP, kurumsal kimlikleri, siyasi anlayışı, dünya görüşü kendisinden farklı olan partilerin ve onlara oy veren milletin hukukuna sahip çıkmayı, demokrasiye sahip çıkmak olarak görür. CHP, adalet temelli vicdan siyaseti yapar. Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne destek veren kardeşlerimize seslenmek istiyoruz, bu ülkenin seçilmiş Başbakanı Ahmet Davutoğlu zorla istifa ettirildiğinde de sandıktan çıkmış AK Partili belediye başkanları istifaya zorlandığında da CHP olarak o gün de bugünkü tavrımızı aynen gösterdik. Erdoğan'ın merhametsiz zulmüne her zaman karşı çıktık."
Faik Öztrak, Anayasanın 15. maddesine göre "suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağına" işaret ederek, "Demokratik meşruiyetin elde kalan son kalesi ve namusu sandıktır. Sandık hukukuna vurulan her darbe Türkiye'ye vurulmuş bir darbedir. Demokrasilerde kural son derece açıktır, seçimle gelen, seçimle gider. Seçimle gelen kayyumla gidecekse, sandık anlamını kaybeder." dedi.
Bugün sandığa ve seçmen iradesine sahip çıkmanın demokrasiye ve Türkiye'ye sahip çıkmak olduğunu ifade eden Öztrak, millet iradesiyle inatlaşılmayacağını 31 Mart'tan sonra yaşananların açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Öztrak, CHP olarak adalet temelli vicdan siyasetinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, seçme ve seçilme hakkının tam güvence altında olmasından yana olduklarını dile getirdi.
"Genel Başkanımız gelişmeleri takip ediyor"
Açıklamasının ardından "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Doğu Akdeniz'de bütün ülkeler varken Türkiye neden yok?' dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu buna 'Sayın Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz'de bizim ve KKTC'nin haklarını koruyan Fatih, Yavuz ve Barbaros'u Yunan gemisi sanıyor herhalde' yanıtını verdi. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusunun yöneltildiği Öztrak, "Bizim buradaki gemilerden haberimizin olmadığını iddia edenlerin, Genel Başkanımızın ne dediğini dinlemedikleri ya da ne dediğini anlamak istemedikleri çok açık seçik ortada." karşılığını verdi.
Türkiye'nin daha birkaç yıl önce Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin oluşturduğu "Levant Bölgesi"nin ekonomik lideri olacağının tartışıldığını anımsatan Öztrak, şunları söyledi:
"Eğer burada gerçekten büyük bir refah artışı ortaya çıkacaksa bunun Türkiye'nin liderliğinde olması gerektiği konuşuluyordu. Oysa daha bu sene başında Akdeniz'e kıyısı olan 7 ülkenin, Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ve Mısır'ın gerçekleştirdikleri Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nda Türkiye'nin adı bile geçmiyor ama Türkiye'nin gücüne, stratejik, jeostratejik önemine baktığınız zaman, buradaki en etkili oyuncunun biz olmamız gerektiği ortaya çıkıyor ama böyle değil. Biz, nerede gemimiz olduğunu biliyoruz. Geç de olsa bu gemilerin buralarda araştırmaya başlamış olmalarını da memnuniyetle karşılıyoruz ama buradaki temel mesele şu, ülkeler bir araya geliyor, bölgesel iş birlikleri ortaya çıkıyor, Türkiye burada yok. Neden yok? Niye Türkiye bu toplantılarda yok? Türkiye'nin biran önce bölgedeki ülkelerle barışması lazım."
Türkiye'nin biran önce bu bölgede ortaya çıkacak refah hareketine katkıda bulunup, bu hareketten hakettiği payı alması gerektiğine işaret eden Öztrak, "Burada gemilerimizin olduğunu gayet iyi biliyoruz. Genel Başkanımız günbegün orada ne olup bittiğini izliyor. Özellikle KKTC'nin haklarının savunulup savunulmadığını her an takip ediyor. Biz, bir konunun altını çiziyoruz, Türkiye bu bölgede yalnız kalmıştır. Bizim karşı çıktığımız, Türkiye'nin bu bölgedeki yalnızlığının dayanılmaz hafifliğidir." diye konuştu.
Faik Öztrak, MYK gündeminde çok sayıda konunun olduğunu, belediye başkanlarının görevden alınmasının yeni bir gündem oluşturduğunu belirterek, yarın MYK'nın diğer gündemlerine ilişkin bir açıklama daha yapacağını kaydetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz