HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Dün Adana, Mersin'de parti teşkilatlarımız bombalandı. Bu tarafsız Cumhurbaşkanı halen olayı kınamış değil, 'Geçmiş olsun' demiş değil. Demek ki sen HDP'lilerin Cumhurbaşkanı değilsin. HDP'liler katledilse umurunda değil. Biz böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz, başkan olarak da görmek istemiyoruz ve yaptırmayacağız" dedi. Seçimlere 20 gün kaldığını belirten Demirtaş, "İnanıyorum ki Ahmet Davutoğlu'nu ikna edeceğimHDP'ye oy verecek. Sevgili Ahmet Hoca; biz kaybedersek sen de kaybediyorsun. Gel HDP'ye oyunu at, bu zulümden sen de ülke de kurtulsun" diye konuştu.
DHA'nın haberine göre; Partisinin Adıyaman mitinginde Sakarya Caddesi üzerindeki miting alanını dolduran binlerce kişiye seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti hükümetini eleştirdi, barajı aşacaklarına inandığını ifade etti. 7 Haziran'ı iple çektiklerini ifade eden Selahattin Demirtaş, seçime kalan süre içerisinde partililerinin, kararsız olanları ziyaret ederek HDP'ye oy vermeye ikna etmelerini istedi.
Partilerinin üzerinde baskılar oluşturulduğunu ve çalışmalarının engellenmeye çalışıldığını savunan Demirtaş, "Özellikle de Adıyaman gibi yerlerde AKP'nin kale olarak gördüğü ama aslında AKP'nin önünde diz çökmeyi onursuzluk kabul eden her yerde AKP'yi yıkmak boynumuzun borcudur" dedi.
GÖNLÜNDEKİ ASLANI KEDİYE ÇEVİRECEĞİZ
Seçim yarışının adil olmadığını ve eşit yürümediğini belirten ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devlet imkanlarıyla seçim kampanyası yapmakla eleştiren Demirtaş şöyle konuştu:
"Milletin parasıyla seçim kampanyası yürütmek başlı başına Anayasal suçtur, aynı zamanda günahtır. Bunu en fazla yapan tarafsız Cumhurbaşkanıdır. Öyle tarafsız ki; bugüne kadar oy istediği partinin ismini açıklamıyor, o kadar hassas, tarafsız. Sadece beyefendinin gönlünde bir aslan yatıyormuş ama onu kimseye söylemiyormuş. 7 Haziran'da senin o gönlündeki aslanı kediye çevirmezsek bize de HDP demesinler. Senin gönlündeki kediyi 7 Haziran'da göreceğiz. Sen meydan meydan dolaş, senin hakkın, dolaşabilirsin, 'Çıkma' demiyoruz, zaten çıkmazsan zavallı Ahmet Hoca yetişmez, yetiştiremez. Bütün yükü onun omuzlarına atsa haksızlık olur. Sen çık ki Türkiye yalancı görsün. Yalanlarınız daha fazla teşhir oluyor, kirlilikler daha net görülüyor. Kendi paranla çık; zaten servetiniz devletin kasasından, devletin hazinesinden daha fazla. Bizim paramızla bize hakaret mitingleri yapamazsın. Cumhurbaşkanı olabilir, sarayda oturabilirsin ama bunlar suç işleme özgürlüğünü sana vermez. Cumhurbaşkanı olman Anayasayı tanımama yetkisi vermez sana. Suç işliyor, kul hakkı yiyorsun. Kul hakkı yemenin günahı, cezası suçunu bizden iyi biliyorsundur. Bu kul hakkının 7 Haziran'da yetki verirse halk hesabını sormak bize nasip olur. 7 Haziran'dan sonra seçimlere harcadığın her kuruşun hesabını soracağız. Bütçe kanunu gelince kuruş kuruş hesabını vereceksin."KOBANİ DÜŞMEDİ AMA AKP DÜŞECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı daha önce Gaziantep'te yaptığı "Kobani düştü düşecek" sözünü hatırlatarak eleştirmeyi sürdüren Demirtaş, "Hani gelmiştin buralarda Antep, Urfa'yı dolaşırken 'Kobani düştü düşecek' demiştin ya. Bak Adıyaman'dan sesleniyorum; Kobani düşmedi ama AKP düşecek. Paralarınızla, devletin imkanlarıyla beslediğiniz o tecavüz ordusu IŞİD barbarları var ya halklara kan kusturan, insanlığa, dine İslam'a o büyük zararı veren barbar ordusu var ya onlar Kobani'de perişan oldular. Seninkiler düştü orda sen de inşallah burada düşeceksin" dedi.
HALA SALDIRIYI KINAMADI
Adana ve Mersin'de partilerine yönelik bombalı saldırıların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hala olayı kınamadığını ve 'Geçmiş olsun' demediğinidile getiren HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Dün Adana, Mersin'de parti teşkilatlarımız bombalandı. Allah korusun adaylarımız o saatte toplantıda olsaydı çok sayıda adayımız yaşamını yitirebilirdi, yönetici arkadaşlarımız yaşamını yitirebilirdi. Bu tarafsız Cumhurbaşkanı halen olayı kınamış değil, 'Geçmiş olsun' demiş değil. Bak o terör saldırısının üzerinden 24 saat geçti Cumhurbaşkanı'ndan 'geçmiş olsun', 'HDP'ye yönelik alçak saldırıları kınıyorum' diyememiş. Çünkü elbette onun arzuladığı buydu. Onun kafasından geçen şey HDP'ye ilişkin şiddet ve çatışma algısı yaratmaktı. Herhalde kendisi bundan memnuniyet duymuş olacak ki; kınama yapmadı geçmiş olsun mesajını duymadık. Israrla söylemeye devam ediyorum; tüm ülkede her ili dolaşıp 'hepinizin Cumhurbaşkanıyım' dedikçe insanlar iki yüzlü tavırlarından utanır hale geliyorlar. HDP'liler bu ülkede yaşamıyor mu? 77 milyonun içinde değil mi? Sen hangi 77 milyonun, hangi Türkiye yurttaşlarının Cumhurbaşkanısın? Demek ki sen HDP'lilerin Cumhurbaşkanı değilsin. HDP'liler katledilse umurunda değil. Biz böyle Cumhurbaşkanı istemiyoruz ve başkan olarak da görmek istemiyoruz ve yaptırmayacağız. Bu nedenle işte sen bu ülkede ne başkanlık görebilirsin ne başkanlık sistemi kurabilirsin. Tüm bunları Türkiye halkları adına ezilenler adına, senin hakaret ettiğin yok saydığın tüm inançlar ve kimlikler adına yapmayı boynumuzun borcu kabul ediyoruz."GENÇLER BU ÜLKEDE TEHDİT OLARAK GÖRÜLDÜ
Barajı aşarak meclise girmeleri halinde öncelikli görevlerinin sivil demokratik yeni anayasa olacağını ve içerisinde halkların tüm kesimlerinin yerini alacağını kaydeden Demirtaş, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olduğunuhatırlatırken, Türkiye'de gençlerin her zaman tehdit olarak görüldüğünü iddia etti. Demirtaş şöyle dedi:
"Gençler mevcut anayasada maalesef siz yoksunuz. Bugün 19 Mayıs sizin bayramınız ama Cumhuriyet tarihi boyunca gençlik tehdit olarak görüldünüz. Gençliği her zaman potansiyel suçlu ve tehdit olarak gördüler. Biz bu algıyı değiştirmek istiyoruz. Öncelikle sadece gençlik politikalarıyla ilgilenen bir Gençlik Bakanlığı kuracağız ve sizlerin istihdam sorunu başta olmak üzere her konuyla ilgilenecek. Resmi olarak işsizlik yüzde 10 görünse de Adıyaman'da yüzde 60'tır. Çalışanların da yani çalışan 10 kişiden 4'ü de ya sosyal güvencesi yoktur, ya taşeron işçidir ya da asgari ücretle kölelik şartlarında çalışıyor. Gençlerin durumu budur. Bu bir kader değil, sizler bu ülkede köleler değilsiniz"
DAVUTOĞLU, DESTEKLEME PRİMLERİNİ ÖDE ÜLKEYE SEVABIN OLSUN
Adıyaman'da verimli topraklar olmasına rağmen çiftçilerin aç ve işsiz olduğunu söyleyen Demirtaş, pamuk destekleme primlerinin elektrik borçları nedeniyle ödenmediğini öne sürerek Başbakan Davutoğlu'na seslendiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çiftçilerin bu bölgede aç ve işsiz kalmaları utançtır utanç. Sadece Urfa ve Adıyaman toprakları Ortadoğu'nun 22 Arap ülkesini tek başına besleyebilir. Sadece Adıyaman ve Urfa'daki topraklar yeterince sulansa, ekilse biçilse. Hiçbir şey yapmalar ve tütünü bitirmeseler burada yine karnınız doyardı. Çiftçinin pamuk destekleme primleri halen yatırılmadı. Neden? Sizin elektrik borçlarınızdan dolayı. Onunla ilgili DEDAŞ şu anda bakanlar kurulunu ödemeler yapıldığında borcunun kesilmesine yönelik tebliğ çıkarmaya zorluyor. Yani pamuk destekleme primleri size ödenmeden borçlara gidecek. Hükümet bunu seçim öncesi yapmayı riskli görüyor, seçim sonrasına ertelemek istiyor. Buradan çağrı yapıyorum; Ahmet Hoca bak başbakanlıkta süren de fazla kalmadı bari çiftçiye son bir iyilik yap primleri ödeyerek öyle git. Bir hayrın kalsın, sevabın olsun ülkeye bir iyilik yap. Çiftçinin alacaklarını bari şimdi öde."
Açlık ve işsizliğin kader olmadığını ve bu durumun bakış açısını değiştirmekle mümkün olacağını belirten Demirtaş, "Ya saray balkonundan, penceresinden bakarsınız ya da işçi, emekçi, çiftçinin kalbinden yüreğinden bakarsınız. Biz ikincisi tercih ettiğimiz için sorunlarınızı çözebiliriz, HDP varsa çiftçinin, emekçinin emeklinin sesi duyulacak" dedi.
Türkiye'de 12 milyon engellinin sosyal güvencesiz ve perişan olduğunu da savunan Demirtaş, insanlara inanç ve etnik kimlik ayırımı yapmadan bir partiye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Sizden istediğimiz destek HDP'ye vereceğiniz tek oy AKP'yi yıkıp, AKP'nin saltanat düzenini yıkıp yerine halk iktidarını inşa etmenin yolunu açar. 'Bir oy neyi değiştirir?' demeyin; o oy belki sizin oyunuzdur, barajı yıkacak oy senin oyundur. Kararsız olan HDP'ye verip vermeyeceğini düşünen kardeşim; oyunuzla ülkenin önünü açacak gücü elinizde bulunduruyorsunuz. Kritik dönemde o oyu ezilen halktan esirgemeyin sandığa gidin ve oyununu kullanın. Sonra o oyunuzu sandıktan çıkarmak için müşahit gözlemci olarak kendinizi yazdırın ki HDP, 7 Haziran'da ülkede düğün havasıyla zafer elde etsin" diye konuştu.
DENİZİ MEYDANLARDA YUHALATANLARA CEVAP VERİLMESİ LAZIM
"ElhamdülillahMüslümanım" diyen ve meydanlarda inanç, iman ve dinini yuhalatanlara cevap verilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Yalan ve iftira siyasetini artık bu topraklar kabul etmiyor demenin yolu HDP'de birleşmektir. İnancımızı, imanımızı, dinimizi meydanlarda yuhalatanlara cevap verilmesi lazım. Bakın daha önce de altını çize çize belirttim bu ülkede herkesin inancı kendinedir. İnanç Allah ile kul arasındadır. Elhamdülillah ben de Müslümanım, Müslüman bir babanın evladıyım. Fakat benim üzerimden meydanlarda inancınızı yuhalattılar. 'Bu kafire gelince ders verecek misiniz? Bu Zerdüşt'e ders verecek misiniz? Kabe ve kıbleye hakaret eden dinsize ders verecek misiniz?' dediler. Ben de Diyanet'e çağrı yaptım; Müslüman birisine 'Kafir' diyenin günahı nedir dinimizde onu açıklasın diye. Birisine 'Kafirsin' demek dinden çıkarır mı çıkmaz mı açıklasın. Madem din profesörü, din alimisin Mercedes'in de var hidayete ermişsindir, açıkla bakalım. Haftalardır yalan, iftira, çirkin siyaset üzerinden bunu yapıyorlar. Yüce rabbimiz herhalde kendi kelamını, emirlerini tebliğ ederken günün birinde birileri meydanlarda eline alsın haşa pazarlamacı gibi oy istesin diye göndermedi. Kuran AKP'nin seçim kampanyasının malzemesi olsun diye indirilmedi. İnşallah halk, inançlı insanlar, Müslümanlar bu ülkede samimiyetiyle, yüreğiyle dine bağlı olanlar senin o çirkinliğine en büyük cevabı verecek. Kuran'ı elinde sallayıp kürsüye fırlatmak nedir göreceksin, cezasını 7 Haziran'da göreceksin, öbür dünyada Allah bilir. O artık ne ceza verirse o verir. Kirli din pazarlığının para etmediğini göstermeniz lazım. Din tüccarlığının oya dönüşmediğini göstermeniz lazım. Dini, bu kadar ucuz, çirkin siyasetlerine alet etmelerinin cezası nedir gösterin. Çalıp çırpmanın hesabını, Kobani, Roboski, Gezi'nin hesabından çekineceksin, para sayma makinesi, ayakkabı kutuları tartışmasını zul kabul edeceksiniz öbür taraftan 'Bizden Müslümanı yok, hadi gel oy verin' deyip hırsızlık, katliama ortak etmeye kalkacaksınız. Müslümanlar vicdanlıdır ben onların vicdanlarına güveniyorum. Allah'tan başkasının önünde eğilmeyenlerin vicdanına güveniyorum. Din oyuncağınız, aletiniz değil demeniz lazım." Kimsenin aralarındaki barışı bozamayacağını söyleyen Demirtaş, "Hepimiz inancımızla, kültürümüzle özgürce yaşayacağız.Provokasyonların temel nedeni Türk-Kürt ayrımı yaratmaktır ve bunu sağduyulu duruşumuz engelledi. Sizlerin sabrı, barış ısrarı provokasyonları boşa çıkardı. Ağrı, Adana, Mersin, Türkiye'nin tamamında partimize dönük saldırılarda yapmak istedikleri buydu ama boşa çıktı. Kalan 20 günü de bu sabır ve kararlılıkla götüreceğiz. 7 Haziran akşamını hayal edin sandıklar açıldığında onun yüz ifadesini hayal edin. Onun zulmünden, hakaret, tehdit, küfründen bıkmış olanlar, onun her gün televizyonlarda öfkeli suratını görmekten bıkanlar 7 Haziran akşamı onun yüzünü hayal edip HDP'ye oy verin gerisini bize bırakın" diye konuştu.BAŞBAKAN'I HDP'YE OY VERMEYE İKNA EDECEĞİM
Konuşmasının son bölümünde Başbakan Davutoğlu'nun kararsız olduğunu ve 7 Haziran'da oyunu HDP'ye vermesi için ikna edeceği iddiasında bulunan HDP'li Demirtaş şöyle dedi:
"Türkiye'de her yerde barışa susamış, özgürlük sevdalıları bir araya gelmişse bu iş bitmiştir. Emin olun artık Türkiye'nin önü açılmıştır. Türkiye bu beladan, tehditten kurtulacak. Sizler Edirne'den Hakkari'ye kadar HDP bayrağını dalgalandırmayı, barış selamını yürekten yüreğe taşımayı görev bilmişseniz bu iş bitmiştir. Seçimlere 20 gün var inanıyorum Ahmet Davutoğlu'nu ikna edeceğim ve HDP'ye oy verecek. O da kararsız kalıyor kararsız. Şimdiye kadar kendisi AKP'liydi, şimdi bize kulak vere vere kararsız oldu. İnşallah 20 günde HDP'li yapacağız. Çünkü biz yanlış söylemiyoruz o da biliyor, inanıyor. Başbakan olma ihtimalin yok, sıfır. Kazansan Başbakan olamazsın çünkü o başkan olacak seni Başbakan yapmaz. Bakanlar kurulunu toplamana izin vermiyor. Ağız tadıyla iki gün Başbakanlık yaptırmadı. Kazansan yine aynı zulmü göreceksin, kaybetsen istifa edeceksin. Başbakanlık sisteminin kurtuluşunun tek ihtimali var HDP'nin aşmasın. Sevgili Ahmet Hoca; sen bilim adamısın ortada matematik var matematik, biz kaybedersek sen de kaybediyorsun. Gel oyunu HDP'ye at, bu zulümden sen de kurtul, ülke de kurtulsun artık."
Kaynak: Diyarbakır Söz