Farelerde denenen ve insanlardan alınan biyopsiler üzerinde uygulanan yeni ilacın, hedefe yönelik tedavilere direnç geliştirmiş hastalarda da etkili olduğu, meme, kolon, prostat, pankreas ve hatta kronik miyeloid lösemi gibi diğer kanser türlerinde de fayda sağladığı, yakın zamanda klinik çalışmalarının başlatılacağı da bildirildi.
Türk Dermatoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Fezal Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda cilt kanseri görülme sıklığının artış gösterdiğini belirterek, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl dünyada 2-3 milyon melanom-dışı deri kanseri tanısı konulduğunu, 2012'de ise dünya genelinde 232 bin melanom tipi deri kanseri ve bunlara bağlı 55 bin kişinin yaşamını yitirdiğini ifade etti.
"Genel olarak melanom tipi cilt kanseri görülme sıklığı ortalama her 10 senede 2 kat artmaktadır" diyen Özdemir, uzun süreli veya aralıklı ama yoğun güneş ışınına maruz kalmanın, solaryum gibi yapay ultraviyole kaynaklarının hastalık gelişimi açısından ciddi bir risk faktörü olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Özdemir, açık tenlilerin, kızıl veya açık renkli saçlıların, mavi-yeşil gözlülerin ve çilli olanların da risk taşıdığını vurgulayarak, güneşte yanan ancak bronzlaşmayan kişilerin de risk grubunda yer aldığına dikkati çekti.
Aile öyküsü bulunanların, vücudunda çok sayıda beni olanların da dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Fezal Özdemir, söz konusu kansere yatkınlık geni taşıyanların da risk taşıdığını bildirdi.
- "Direnç gelişmiş hastalarda da etkili"
"Melanom" tipi cilt kanserinde standart tedavinin öncelikle cerrahi, hatta tanı sonrası geniş cerrahi olduğunu anlatan Özdemir, bunun dışında lenf bezlerine ya da organlara yayılımına göre ana tedaviye yardımcı olan adjuvan tedaviler, hedefe yönelik ajanlar ve immuno-onkolojik tedaviler olduğunu anlattı.
Melanom–dışı deri kanserlerinde ise cerrahi yanı sıra elektro-cerrahi, radyoterapi, kriyoterapi, lazer ve fotodinamik tedavi gibi farklı yöntemlerin de kullanılabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Fezal Özdemir, yeni geliştirilen ilaçların ve yeni molekül araştırmalarının tedaviye yeni seçenekler sunduğunu belirterek, son olarak Fransa'da Nice Üniversitesi araştırmacılarından Michael Cerezo ve Stephane Rocchi başkanlığındaki ekip tarafından "melanom" türü cilt kanseri tedavisine yönelik yeni bir ilaç geliştirildiğini bildirdi.
Araştırmanın sonuçlarının "Cancer cell" isimli bilimsel dergide yayımlandığını ifade eden Özdemir, şunları kaydetti:
"(Thiazole Benzensulfonamides) isimli yeni ilaç grubu, hücrelerin insulin duyarlılığını artırdığı için öncelikle tip 2 diyabet hastaları için ortaya kondu, ancak maddenin yapısının yeniden düzenlemesinin ardından 'HA15' ismiyle antikanser ilacı olarak tekrar formüle edildi.
'HA15', hücre zarı ile çekirdek arasında madde taşımada görevli 'endoplazmik retikulum' isimli yapıda bulunan immunoglobulin proteinini hedefliyor. Bununla reaksiyona girince kanser hücresinin içindeki 'endoplazmik retikulum' zarar görüyor ve programlanmış hücre ölümü ve doğal yıkıcı mekanizmalar uyarılarak, melanom hücresi öldürülüyor. Ancak bu toksik etki normal hücreleri etkilemediği için, sağlıklı hücreler korunuyor.
Günümüzde metastatik melanomda hedefe yönelik ajanlar ve immuno-onkolojik tedavi yöntemleri yaşam süresini 5 yıla çıkarabilmişse de hastaların pek çoğunda, tümörün tekrarlamasını ya da başka yere sıçramasını önlemek için yeni tedavileri ihtiyaç vardır. Geliştirilen bu ajanın avantajı, özellikle kanser hücresini etkileyip, normal hücrelere zararlı olmamasıdır. Ayrıca, hedefe yönelik tedavilere direnç geliştirmiş hastalarda ve meme, kolon, prostat, pankreas, hatta kronik miyeloid lösemi gibi diğer kanser türlerinde de etkili olduğu bildirilmiştir."
Prof. Dr. Özdemir, ilacın antikanser etkisinin deneysel olarak fareler üzerinde gösterildiğini, insanlarda ise hastalardan alınan biyopsiler üzerinde melanom hücrelerini etkilediğinin ortaya konduğunu anlatarak, "Sonuç olarak, bu ajanın melanom tedavisinde potansiyel bir tedavi ajanı olduğu söylenebilir. Yeni tedavi yönteminin, etkinlik, güvenirlik ve yan etkiler açısından sınanacağı klinik çalışmaların yakında başlayacağı umut edilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz