Özellikle de yaz aylarında etkisini gösteren melanom kanserine karşı direnç arttırıcı olarak kullanılan ilaçlar konusunda Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Abalı çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yaşanan bu cilt kanseri çokluğu sonrasında bulunan tedavi yöntemleri yayılan kanser illetine de çözüm olmakta
Çağın korkulu rüyası kansere karşı tedavi yöntemlerinde umut veren yöntemler geliştiriliyor. Onlardan biri de, cilt kanserinin bir türü olan melanom tedavisinde yaşanıyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Abalı, son yılarda melanom kanserine karşı daha gelişkin ve tamamıyla hedefe yönelik, bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçların kullanılmaya başlandığını ifade etti. Abalı, "Bu ilaçlar sayesinde kişinin hastalığını daha uzun süre kontrol altında tutmak ve geriletmek mümkün oluyor" dedi.
MELANOM KANSERİ TEDAVİSİNDE SON GELİŞMELER
Prof. Dr. Hüseyin Abalı, melanom kanseri tedavisinde son gelişmeleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Cilt kanseri kötü huylu hastalıklar arasında en sık görüleni. Son yıllarda 40 yaş üzeri kişilerde tüm cilt kanserlerinin görülme sıklığı yüzde 30'a yükselirken, sıklıkla güneşe maruz kalma, ağır metaller ve sigara derken genç yaşlarda da kapıyı çalabiliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Abalı, normalde vücudumuzda her gün kanser hücreleri oluştuğunu belirterek, "Vücudumuzu sürekli denetleyerek tarayan bağışıklık sistemimiz bu kanser hücrelerini bulup yakalamakta ve yok etmektedir. Ancak bağışıklık sistemimiz zayıfladığında kanser hücreleri bu kontrol sisteminden kaçabilmektedir. Diğer taraftan kanser hücrelerini çok akıllı hücreler olarak da değerlendirebiliriz. Yani söz konusu kanser hücreleri bağışıklık sistemini uyuşturarak kontrol sisteminden kaçma yollarını kendileri de yaratabilmektedirler. Melanom hücreleri bir takım maddeler salgılayarak ya da çok yakındaki bağışıklık sistemi hücrelerini etkisizleştirerek vücudun kontrol sisteminden kaçabiliyorlar" diye konuştu.
HASTALIĞI GERİLETMEK MÜMKÜN
Kanser hücrelerinin bağışıklık sistemini adeta uyku ilacı verir gibi uyuşturduklarını belirten Prof. Dr. Hüseyin Abalı, buna karşın bilim insanlarının uzun yıllardır yaptığı çalışmalarda umut veren gelişmeler yaşandığını vurguladı. Son yıllarda hizmete giren ilaçlarla bu uyuşturmanın ortadan kaldırılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Abalı, "Bilim insanları kanser hücrelerine karşı doğal immün reaksiyonunu artırmaya çalışıyor. Bu metodun uygulandığı tedavi yöntemine immünoterapi deniliyor. Örneğin bu ilaçlar bağışıklık sistemi hücrelerinde adeta kahve etkisi yaratıyor ve hücrelerin kendilerine gelmesini sağlıyor, sonra da kanser hücrelerinin yok edilmesine yardımcı oluyor. Bu ilaçlar sayesinde kişinin hastalığını daha uzun süre kontrol altında tutmak ve geriletmek mümkün oluyor" ifadelerini kullandı.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
Cilt kanserinde erken tanı ve tedavinin son derece önemli olduğunu, hastanın yaşam süresini ve kalitesini artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Hüseyin Abalı, melanomun ileri evrede tespit edildiğinde tedavisinin daha zor olduğunu söylüyor. Geçmişte tek seçeneğin kemoterapi olduğunu ancak yapılan çalışmalarla bağışıklık sistemi üzerinde uygulanan tedavilerin bu hastalıkta işe yaradığının ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Hüseyin Abalı, "Son yıllarda gelişkin ve daha hedefe yönelik, bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar kullanılmaya başlandı" diye konuştu.
YAZIN BU SAATLERDE GÜNEŞLENMEYİN
Cilt kanserine bağlı ölümlerin çoğu melanom kanseri nedeniyle meydana gelirken, bu kanser türünün en önemli tedavisi hastalığın henüz gelişmeden önlenmesi. Bunun için güneşten bilinçli bir şekilde yararlanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hüseyin Abalı, "Yazın 10.00-16.00 saatleri arasında güneşlenmek yüksek risk faktörü. Bu saatler arasında doğrudan güneş ışınlarına maruz kalmamaya çalışın. Güneşe çıkarken de cilde en az 30 koruma faktörü içeren güneş kremlerinden sürülmeli ve güneş ışınlarını içeri geçirmeyecek kadar kalın kıyafetler giyilmeli" şeklinde sözlerini tamamladı.
Cilde rengini veren melanosit simile hücrelerden kaynaklanan kanserler Malign melanoma olarak adlandırılır.
Bazal hücrelerden kaynaklanan kanserler, bazal hücreli karsinomalardır. Cildin dış tabakasındaki yassı hücrelerden kaynaklanan kanserler yassı hücreli karsinomalardır. Yine sinir sisteminden gelen uyarılara hormon üreterek cevap veren nöroendokrin hücrelerinden kaynaklanan cilt kanserleri de vardır. Cilt kanserleri ileri yaşlarda, güneş ışığına maruz kalan bölgelerde veya bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ortaya çıkar. Cilt kanserleri en çok görülen kanser türüdür. Tüm kanser vakalarının yaklaşık yarısını cilt kanserleri oluşturur.
Bazal ve yassı hücreli kanserlerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte ABD’ de her yıl bir milyon yeni vaka tespit edileceği tahmin edilmektedir. Bazal hücreli kanserler daha yaygındır, bu vakaların 800.000 ila 900.000’ i bazal hücreli kanserler ve 200.000 ila 300.000 i yassı hücreli kanserlerdir. Cilt kanserleri sıklıkla ölüme sebebiyet vermezler. En çok görülen kanser türü olmasına rağmen kansere bağlı ölümlerin en az nedenidir. Melanom dışı cilt kanserlerine bağlı olarak ABD’ de her yıl 1000 ila 2000 ölüm görülmektedir. Ölen hastaların çoğu yaşlı ve yeterince tedavi almamış olanlardır. Diğer ölüm vakaları ise organ transplantasyonu yapılmış, bağışıklık sistemi bozuk hastalardır. Cilt kanseri, cildin tabakalarından kaynaklanan, hücrelerin aşırı ve kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkan kanserlerdir. Cildin en dış tabakası epidermis ve onun altında yer alan daha iç tabaka ise dermis olarak adlandırılır. Epidermiste en dışta yassı hücreler olmak üzere üç tip hücre (yassı hücreler, bazal hücreler ve melanositler) bulunur. Melanositler cilde rengini veren melanin pigmentini yapan hücrelerdir. Fazla güneşe maruz kaldığında daha çok melanin pigmenti yapılır ve cilt rengi koyulaşır.
Risk Faktörü
*Cilt rengi ve güneş ışığına maruz kalma, melanom dışı cilt kanseri ve aktinik keratoz riskini artırır.
*Bazal hücreli ve yassı hücreli cilt kanserleri için risk faktörleri;
*Doğal veya yapay aşırı güneş ışığı maruziyeti
*Sarışın, mavi veya yeşil gözlü, çilli olma
*Ciltte yanık veya yara izi olması
*Arsenik maruziyeti
*Kronik cilt enfeksiyonları veya cilt ülserleri
*Radyoterapi almış olmak
*Organ nakli veya diğer nedenlerle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç alıyor olmak
*Aktinik keratozis
*Bu risk faktörlerine sahipseniz, doktorunuzla bu konuyu görüşmelisiniz.
Diğer bazı risk faktörleri ise şunlardır;
Yaş: Yaşla birlikte cilt kanseri görülme riski artar. Bunun nedeni yaşla birlikte güneş ışığına maruziyet süresinin artması olabilir.
Erkek Cinsiyet: Erkeklerde bazal hücreli cilt kanseri kadınlardakinden iki kat, yassı hücreli kanser ise üç kat daha fazla görülmektedir.
Kimyasallar: Arsenik dışında böcek ilacı yapımında kullanılan ağır metallere maruz kalma, parafin, belli tip yağlar, kömür ve katran maruziyeti de cilt kanseri riskini artırır.
Bir kez cilt kanseri olan birinde ikinci bir kez cilt kanseri görülme riski daha fazladır.
Sedef hastalığı nedeni ile ilaç ya da PUVA(ultraviyole ışın tedavisi) alanlarda yassı hücreli cilt kanseri ve diğer cilt kanserleri riski daha fazladır.
Nadir görülen kseroderma pigmentozum olarak adlandırılan bir cilt hastalığında güneş ışığına bağlı hasarın tamir edilebilme kapasitesi azalır. Bu bireylerde çocukluk çağında bile cilt kanserleri görülebilir.
HPV(İnsan papilloma virüsü) genital bölge ve anüste, el ve ayaklardakinden farklı siğillere neden olur. Bu siğiller, cilt kanseri riskini artırır.
Sigara içmek yassı hücreli cilt kanseri riskini artırmaktadır.
Korunma
Bazal hücreli ve yassı hücreli kanserler tam olarak önlenememekle birlikte kansere yakalanma riski azaltılabilir. Melanom dışı cilt kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu güneş ışığına maruz kalmamaktır. Kendinizi güneş ışınlarından korumanın ve ultaviyoleden faydalanmanın dört yolu; güneşlenirken tişört giymek; şapka takmak, gözleri korumak için güneş gözlüğü kullanmak ve güneşten koruyucu kremler kullanmaktır. Yapay bronzlaşma da cilt için zararlıdır. Bu tarz ultraviyole ışınlarına da maruz kalmaktan kaçınmalısınız. Çocukları da mümkün olduğunca güneş ışığından korumalı ve onlara kendilerini güneş ışığından korumanın yollarını öğretmelisiniz. Ancak güneş ışığından kaçınma önerilirken güneş ışığı ve vitamin D arasındaki ilişkiye de dikkat edilmesi önemlidir. Vitamin D ciltte güneş ışığı etkisi ile üretilen ve belli kanserlere karşı da koruyucu etkisi olduğu bilinen bir vitamindir. Vitamin D’ nin en uygun seviyesi ve cilt kanseri riski ile güneş ışığından yeterli vitamin D alınması arasındaki yarar zarar dengesi tam olarak bilinmemektedir. Cilt renginiz koyu ise ve güneş ışığının zayıf olduğu bölgelerde yaşıyorsanız günlük vitamin D almanız veya belirli gıdalarla Vitamin D takviyesi yapmanız tavsiye edilebilir, ülkemizde de sütlerin çoğuna Vitamin D ilave edilmektedir. Arsenik, böcek ilaçları gibi bazı kimyasallara da maruz kalmaktan kaçınmalısınız.
Belirtiler
Çeşitli cilt kanseri türlerinden en çok görülenleri hakkında kısa bilgi aşağıdadır;
Bazal hücreli kanserler: En dış tabaka olan epidermisteki hücrelerden kaynaklanır. Her 10 cilt kanserinden yaklaşık sekizi bazal hücreli kanserlerdir. Bu tip cilt kanserleri yavaş büyürler, nadiren yayılım yaparlar. Bazal hücreli kanserlerin neredeyse yarısında beş yıl içinde yeni cilt kanseri görülebilmektedir.
Yassı hücreli kanserler: Epidermisteki yassı hücrelerden kaynaklanır. Her 10 cilt kanserinden yaklaşık ikisi yassı hücreli kanserlerdir. Yassı hücreli kanserler sıklıkla cildin hemen altındaki yağ dokusuna yayılma eğilimindedir ve nadiren de olsa lenf nodlarına ve vücudun uzak bölgelerine yayılabilir. Bunlar melanom dışı kanserlerdir. Melanomlar ise daha nadir görülen cilt kanserleridir, melanom dışı kanserlerin vücudun diğer bölgelerine yayılımı çok nadirken, melanomlar sıklıkla çevre dokuya ve vücudun diğer bölgelerine yayılır. Aktinik keratozis ise zamanla cilt kanserine dönüşebilecek özel bir cilt hastalığıdır. Fazla güneş ışığına maruz kalma sonucunda ortaya çıkan solar keratoz olarakta bilinen ciltte küçük, kaba ve pürüzlü, pembe-kırmızı ya da ten renginde lezyonlardır. Genellikle bir bulgu vermezler ve çok sık olmamakla birlikte kansere dönüşebilirler. Aktinik keratoz gibi kansere dönüşebilecek diğer cilt lezyonlarının kansere dönüşmeden çıkarılması gerekebilir, bu nedenle doktorunuza düzenli olarak kontrollere gitmelisiniz. Bazı cilt tümörleri de iyi huyludur, nadiren kansere dönüşürler. Bu tümörler; benlerin çoğu, seboreik keratoz, hemanjiyoma, lipom ve siğillerdir.
Kaynak: Diyarbakır Söz