Depremlerin yarattığı bilanço her geçen gün daha da ağırlaşıyor. 10 kentte büyük yıkıma neden olan depremlerde 7'nci güne girilirken, 25 bine yakın insan hayatını kaybetti, 80 bin kişi ise yaralı olarak enkaz altından çıkarıldı.
Deprem bölgesinde bulunan on binlerce kişi başka illere giderken, konaklayacak yeri olmayanlar sokaklarda veya çadır kentlerde kalıyor. Afet bölgesinde kalan ve en kırılgan grup olan kadınlar ve çocuklar için sağlık hizmetine erişim büyük önem taşıyor. Hijyenik ortama ve ürünlere ulaşamayan bu grup yaşam tehdidi altında günler geçiriyor. Hekimler, deprem bölgesinde kadın ve çocuk sağlığı sorununa ilişkin uyarılarda bulundu.
ANNE SÜTÜNE ERİŞİM SORUNU, ENFEKSİYON TEHDİDİ
İstanbul Tabip Odası’ndan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Özge Yılmaz, Adıyaman’da görev yapıyor. Kentte yalnızca Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ve 3 çadırdan oluşan sahra hastanesinin hizmet verdiğini ifade eden Yılmaz, bölgede kanamalı, bebek hareketlerini hissetmeyen gebelerin olduğunu ve az hasarlı bir Aile Sağlığı Merkezi’ni düzenleyerek orada çalışmalar yaptıklarını belirtti. Yılmaz, şunları kaydetti:
“Savaş koşullarında gibiyiz. Harp cerrahisindeyiz. Aciller dışında sevkler yapılıyor. Muayenelerin yapılması mümkün değil. Jinekolojik masa, ultrason gerekiyor. Özellikle gebelerin takibi çok önemli, onlar başka hastanelere giderken yoldaki risk çok ciddi soruna dönüşüyor. Doğumların ve sezaryenlerin burada yapılabilir hale gelmesi lazım. Kadınların hijyenik ihtiyaçları sonradan akla geliyor, yeterince ürün yok. Vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu için tedaviye ulaşacak imkan yok. Afet olaylarında stres hormonu yükseldiği için anne sütüne erişimde sorunlar oluşuyor, bebek maması gerekiyor.”
‘TETANOZ AŞILARI BİR AN ÖNCE YAPILMALI’
Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’ndan Aslı Davas ise özellikle gebe kadınların temiz su, kıyafet ve gıdalara hızlıca erişiminin sağlanmasını ve Sağlık Bakanlığı’nın doğum yapılan yerlerin duyurulması noktasında hareket etmesi gerektiğini belirtti. Kadınlar ve çocuklar için çocuk bezi, hijyenik ped, demir takviyesi gibi imkanların sağlanması gerektiğine dikkat çeken Davas, Tetanoz aşılarının bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti. Davas, şöyle devam etti:
“Kadın doğum uzmanı sayısı, bölgedeki sezaryen doğumhane sayısı desteklenmeli. Çadırlarda gıda, su dağıtımında kadın ve çocukların özellikle hedeflenmesi lazım, tek başlarına gidemeyebilirler. Kadınların barınma merkezlerine suya erişim noktaları yakın olmalı ve çok iyi aydınlatılmalı. Kadın ve erkek tuvaletlerinin ayrı olması, barınma yerlerinden uzak olmaması lazım.”
‘DOĞUM ALANI, NAKİL, AŞILAMA, BESLENME’
Son 3 ayda Maraş, Adıyaman ve Hatay’da on binlerce gebenin kayıt altında olduğunu söyleyen Davas, doğum kitlerinin gebelere sağlanması gerektiğini, Sağlık Bakanlığı’nda ve Türk Tabipleri Birliği’nde kadın sağlığıyla ilgili eğitim almış çok sayıda uzmanın görevlendirilmesinin hızlandırılması gerektiğini belirtti. Davas, şunları kaydetti:
“Depremde yalnız kalan kadınlar ve çocuklar en riskli gruplar. Buralar anadili Arapça ve Kürtçe olan yerler, istismar artabilir, dil engelinin aşılması gerekir. Cinsel sağlık, üreme sağlığı hizmetine başlanmalı. Bunlar temel insan hakları, afetlerde ertelenemez. Öncelikleri, anne ve bebek ölümlerinin engellenmesi için doğum alanlarının organize edilmesi, nakil, aşılama, beslenme şeklinde sıralayabiliriz.”
Kaynak: Diyarbakır Söz