Akkaya, insan hayatındaki olumlu ve olumsuz hatıraların aşık olunacak kişiyi belirlemede önem taşıdığını söyledi.
Aşkın gerçek olduğunu, bunun bilimsel açıklamasına "transferasyon" denildiğini belirten Akkaya, simgesi her ne kadar kalp görülse de beyinde başladığını vurguladı.
Sevgi ve aşkın beyindeki belirli bölgelerde elektriksel-kimyasal fonksiyonların ortaya çıkmasıyla gerçekleştiğini anlatan Akkaya, "Genellikle limbik sistem dediğimiz, duyguları idare eden bir bölge var, kabaca orayla ilişkilidir. Bir insanla karşılaştığınızda 15-20 saniye içinde o kişiye aşık olup olmayacağınız ortaya çıkar. Bunun nedeni transferasyondur, aktarımdır. Sizin aşık olunacak, evlenmeyi düşündüğünüz insanla ilgili kafanızda bir kıyafet var zaten. Biriyle tanışıyorsunuz, o insanın kafanızdaki özelliklere benzediğini düşünüyorsunuz, hemen beyniniz sizi harekete geçiriyor. Buna transferasyon diyoruz. Beyinde bulunan, geçmişte yaşadığınız bütün olumlu ve olumsuz olayların depolandığı alanlar sayesinde o kişiye aşık olmanız mümkün oluyor." diye konuştu.
Akkaya, bir kişiye hiç tanımadığı bir insanın tanıdık ve sıcak gelmesinin beyindeki aktarım sonucu oluştuğuna dikkati çekerek, o kişinin ses tonu, jestleri, mimikleri, saçının rengi ve konuşurken kendini nasıl ifade ettiği gibi durumların, aşkın gerçekleşmesinde baş etken olduğunu söyledi.
İnsanın, tanışılan kişiye beynindeki elbiseyi giydirdiğine işaret eden Akkaya, "O kişi size geçmişte örnek aldığınız, değer verdiğiniz bir kişiyi çağrıştırıyorsa, kafanızdaki elbiseyi o kişiye hemen giydiriyorsunuz. Örneğin babanızı çağrıştırabilir. Babanıza karşı duygunuz olumluysa o olumlu duyguyu o kişiye yansıtırsınız." ifadelerini kullandı.
- Aşk, evlilikten sonra biter mi?
Aşkın ilk görüşte meydana geldiğini ama sevgi, sadakat ve saygının zamanla geliştiğinin altını çizen Prof. Dr. Akkaya, aşkın tedavisinin evlilik olduğunu, kapalı toplumlarda insanların ancak aynı eve girdikten sonra birbirlerini tanıyabildiklerini anlattı.
Aşkın evlilikten sonra bittiği yönünde bazı görüşler bulunduğuna dikkati çeken Akkaya, "İnsan aynı eve girdiğinde bazen o kişinin kafasında oluşturduğu şablona uymadığını görüyor. Aşkın etkisi hafifleyip mantık devreye girmeye başladığında o kişinin kafanızda oluşturduğunuz kişi olmadığını, tasarladığınız, giydirmek istediğiniz elbiseye uymadığını görüyorsunuz çünkü böyle bir şey mümkün değil. Kafanızdakine birebir uyacak bir insan dünyada yoktur. Uymadığını görünce bu sefer evlilikte hayal kırıklıkları başlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Akkaya, son araştırmalara göre ilişkilerde ilk 7 yılın önem taşıdığını, 7 yıldan sonra aşkın bittiği ve mantıksal ilişkinin devreye girdiğini kaydetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz