İftarda hızlı, fazla yemek ve sonrasında hareketsiz olmak, sahura kalkmamak, hızlı yemek bazı sağlık problemlerini birlikte getirir. Gün içerisinde iftara kadar olan süreyi sağlıklı şekilde geçirmek için sahurda doğru tercihler yapmak önemlidir. Oruç tutan şeker hastalarında ya da gizli şekeri olanlarda ise durum daha hassastır. Uzun süren açlık yaşamalarından ötürü metabolik dengeleri bozulabilir bu durum birden fazla organımıza zarar verebilir. Diyabet hastaları, mutlaka doktor kontrolünde olmalı ve tavsiyelerine uymalıdır. Eğer hasta ilaç kullanıyorsa sağlık kontrolünden geçerek, karaciğer, kalp ve böbrekle ilgili testlerini yaptırarak oruç tutmalıdır. Özellikle ramazanın ilk günlerinde şeker hastaları, gün içinde birkaç defa ve iftar sonrasında, kan şekeri ölçmeli, fazla düşme ya da yükselme varsa sağlık kurumuna gitmelidir.
Tansiyon hastaları da riskli grupta
Oruç tutmaya kararlı tansiyon hastaları da tıpkı şeker hastaları gibi mutlaka detaylı muayene, kan basıncı ölçümü, açlık kan şekeri ve kolesterol düzeylerini ölçtürmelidir. Tansiyon hastaları, iftarda mümkün olduğunca az yemek yemeli, sahura kadar sık ancak azar azar besin tüketmeli, yemeklerini yavaş yemelidir. Su tüketimi hem diyabetli hem de tansiyon problemi olan hastalarda çok önemlidir, özellikle iftar sahur arasına yayarak tüketim yapılmalıdır.
Kalbi olanlar mümkünse oruç tutmamalı
Ciddi kalp hastalarının oruç tutmamasını tavsiye ederiz, örneğin bir yıl içinde kalp krizi geçirmiş ya da ameliyat olmuş hastaların oruç tutması çok risklidir. Bunun nedeni ise, hasta kalp yetmezliği gibi bir sorun yaşıyorsa, iftar ve sahurda yemek sonrası metabolizma hızlanarak kalbi yorabilir. Hasta kalp ilacı kullanıyorsa, ilaç alımına devam etmeli ve oruç tutmamalıdır. Eğer yüksek riskli grupta değilse, hasta muhakkak doktor kontrolünde oruç tutmaya başlamalıdır.
Kaynak: Diyarbakır Söz