Son dönemde çocuk sahibi olamayan çiftlerle daha sık karşılaştıklarını ifade eden Üroloji ve Androloji Uzmanı Op. Dr. Evren Işık, “1950’li yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda evli dört çiftten birinin çocuk sahibi olamadığı gösterilmişti. Ancak obezite ve sigara kullanımının artışı, hareketsiz yaşam gibi kötü alışkanlıklar nedeniyle sağlıklı gibi gözüken çiftlerin de çocuk sahibi olma oranı düştü. 2000’li yıllardan sonra yapılan bilimsel çalışmalar, evlenen her iki çiftten bir tanesinin ne yazık ki çocuk sahibi olamadığını gösteriyor” dedi.
Çocuk sahibi olmayı engelleyen birçok sebep olduğuna dikkat çeken Dr. Işık, “Artık evlilikler sperm ve yumurta kalitesinin bozulmaya başladığı geç yaşlarda yapılıyor. Kariyer kararlarının ön planda tutulması da çiftlerin çocuk sahibi olmasını geciktiriyor. Ülkemizde ortalama evlilik yaşının 30’un üzerine çıktığını biliyoruz. Bu durum hem spermin hem de yumurtanın yaşlanmasına neden oluyor. Öte yandan endüstriyel beslenme sorununu yaşıyoruz. Özellikle fast food tarzı beslenmenin günlük hayatımıza girmiş olması, erkekte sperm, kadında yumurta kalitesini bozuyor. Bu durum da çocuk sahibi olmada ciddi bir sorun oluşturuyor” diye konuştu.
"Ciddi kısırlık oranıyla karşı karşıyayız"
Beslenme alışkanlıklarının kötüye gitmesiyle birlikte Türkiye ve dünya gündemindeki obezite sorununun üst sıralara taşındığını ifade eden Dr. Işık, “Cilt altındaki yağ doku kalınlığının artışı, kolestrol seviyesinin yükselmesi, insülin direncinin oluşması, şeker hastalığının daha ön planda olması hem erkek hem de kadında üreme hücrelerinin ciddi anlamda kalitesizleşmesine neden oluyor. Hava kirliliği ve bazı kimyasallara karşı bizim daha fazla duyarlı olmamız da bu olumsuz tabloyu tetikliyor. Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda ne yazık ki ciddi bir infertilite yani kısırlık oranıyla karşı karşıya kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Androloji ve kadın hastalıkları uzmanına başvurmalılar
Kronik sigara içiciliğinin de artık bir hastalık olarak kabul edildiğini vurgulayan Dr. Işık, şunları söyledi:
"İçerisindeki toksik maddelerin kana karışıp erkekte testislere, kadında da yumurtalara ulaşmasıyla DNA’sı hasarlı olan sperm ve yumurta hücrelerinin oluşmasına neden oluyor. Bu iki hatalı kromozoma sahip ürünün birleşmesiyle tabi ki sağlıklı bir gebelik elde edilemiyor. Bu sorun önce çiftleri etkiliyor ve daha sonra toplumsal bir soruna yol açıyor. Şu anda ne yazık ki evlenen iki çiftten bir tanesi çocuk sahibi olamıyor. Saydığımız tüm risk faktörlerinin azaltılması ve kötü alışkanlıkların ortadan kaldırılması gerekiyor. İleri yaşta çocuk sahibi olunması planlanıyorsa, erkeğin androloji uzmanı kadının ise kadın hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Bu değerlendirmelerin ardından bahsettiğimiz risk faktörleri azaltılabilirse çocuk sahibi olma şansı mutlaka artacaktır."
Kaynak: Diyarbakır Söz