Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İngiltere'de ortaya çıkan mutasyon virüsünün Türkiye'de 15 kişide görüldüğünü açıklamasının ardından gözler uzmanlara çevrildi. Korona virüs tedavisi için tam yararlı ve etkili olabilecek bir ilacın olmadığını belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, aşının yaygın kullanımı ile korunmak için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. Aşıdan kaçabilecek mutasyonların düşük ihtimalle olabileceğini belirten Mıstık, “Ancak bu ihmal edilir düzeyde kalacaktır. Bu sebeple daha bir süre maske, mesafe, hijyen ve 14 kurala uyulması korunma açısından önemlidir. İngiltere’den ilk kez bildirilen ve dünyada yankı uyandıran, seyahat kısıtlamalarına sebep olan mutasyon ile bir RNA virüsü olan SARS-CoV-2’nin daha hızlı bulaştığı ile ilgili olduğu açıklanmış ve daha sonra birçok ülkede bu mutasyonun görüldüğü ifade edilmiştir. Hemen akabinde Almanya’dan virüste 17 farklı mutasyon tespit edildiği bildirilmiştir. Ancak Almanya’dan bildirilen mutasyonların virüsün hastalık yapıcı özelliğinde değişiklik yapıp yapmadığı, mevcut aşıyı etkisizleştirip etkisizleştirmediği hakkında bir bilgi verilmemiştir” dedi.
Mutasyonların hızlı çoğalan tüm RNA virüslerinde gelişebilmekte olduğunu belirten Mıstık, “Sonuçları virüsün bulaşmanın artmasına veya azalmasına, daha ağır veya daha hafif bir hastalık oluşturmasına, şu anda mevcut aşıların etkinliğinde değişime veya etkinliğinin azalmasına, yeni bir virüs gibi mutasyona uğramış virüsle salgınlara sebep olabileceği düşünülmelidir. Şu ana kadar dünya da aşı ile kökü kazınmış tek bir virüs çiçek virüsüdür. Bu sebeple tüm mikroorganizmaların kendi hayatlarını devam ettirmek için koruma mekanizmalarını geliştirebilecekleri ve onların da kendi akılları olduğunu düşünmek gerekir. Covid-19 virüsü için tedavide tam yararlı ve etkili olabilecek bir ilaç yoktur. Aşının yaygın kullanımı ile korunmak için biraz daha zamana ihtiyaç vardır. Aşıdan kaçabilecek mutasyonlar düşük olasılıkla olabilecektir. Ancak bu ihmal edilir düzeyde kalacaktır” şeklinde konuştu.
Virüslerin bir kısmında gen olarak sadece DNA varken bir kısmında sadece RNA olduğunu belirten Mıstık, “Bu sebeple virüsler RNA virüsleri ve DNA virüsleri olarak iki büyük gruba ayrılır. Virüsler ancak canlı bir hücre içinde çoğalma yeteneğine sahiptir. Girdiği hücrenin elemanlarını kendi genetik şifresi ile kontrol altına alır ve çoğalırlar. Buna replikasyon denir. Virüsler yaşamaları ve çoğalmaları için canlı bir hücre içinde bulunmak zorundadır. Dış koşullarda çoğalmaları söz konusu değildir. Bu çoğalma sırasında bir RNA virüsünde tek bir yeni virüs oluşumunda mutasyon milyonda bir iken bu oran DNA virüslerinde milyarda birdir. Kısaca RNA virüsleri DNA virüslerinden bin kat daha fazla mutasyona uğrar. Virüslerde mutasyon, çevrenin olumsuz etkisi, kullanılan virüse etkili ilaçlar, aşılar, başka bir virüsten gen aktarımı, kendiliğinden veya yanlış şifreleme sonucunda oluşur. Mutasyonların sayısı arttıkça virüsün hücreye yapışması, çoğalması, bulaşması, daha önce aynı virüsle oluşan enfeksiyona karşı oluşan bağışıklığın ortadan kalkması, bu virüsle yeniden hasta olunması, mevcut aşı varsa aşıya karşı yanıtta değişiklik gibi birçok sonuç ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz