Uzmanlar, 45 yaşından sonra hormonsal değişikliklerden dolayı prostatta büyüme olabileceğini, prostat hastalığının korkulacak, çekinilecek ya da telaşlanacak bir rahatsızlık olmadığını ama tedavi olunmazsa böbrek yetmezliğine kadar giden çok büyük sorunlar ortaya çıkarabileceğini belirtti.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. İskender Nesimioğlu, 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaşına gelmiş erkeklerin yüzde 90’ında prostat büyümesi olduğunu belirterek, “Prostat erkeklerde idrar torbasının hemen altında idrar kanalını çevreleyen 15-20 gram ağırlığında bir salgı bezidir. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak 45 yaşından sonra hormonsal değişikliklerden ve genetik yapıdan dolayı prostatta büyüme meydana gelmektedir. Bu büyüme idrar kanalına yaptığı baskı sonucunda idrar şikayetlerine, idrar yapmada sorunlara sebep olmaktadır. 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaşına gelmiş erkeklerin yüzde 90’nda bu büyüme olmaktadır. Büyümenin olmasına bağlı olarak da idrar kanalı sıkışmakta ve idrar yapmada güçlükler oluşmaktadır. Bu şikayetlerle gelen hastalarda biz ilk önce uluslararası prostat semptom skoru dediğimiz bir test uyguluyoruz. Bu testlerde hastaya 7 adet soru yönlendiriyoruz. Bu sorularda derecelendirme yapılarak bunun sonucuna göre hastanın tedavisinde veya hastanın izlenmesinde bir yol çiziyoruz. Şikayeti olanlara 'İdrar yaptıktan sonra idrar torbanızın boşalmadığını hissediyor musunuz', '2 saat içerisinde tekrar idrara gitme ihtiyacı hissediyor musunuz', 'İdrar yaparken idrarınızda kesilip, başlama, idrarın duraksaması oluyor mu', 'İdrar akımında yavaşlama hissediyor musunuz', 'İdrar tutmada zorluk hissediyor musunuz', 'Gece idrara kaç defa kalkıyorsunuz', 'İdrar yapmaya gittiğiniz zaman hemen yapabiliyor musunuz, yoksa bekliyor musunuz' diye soruyoruz. Bu sorulara hastalar 0-5 arasında puan veriyor. 7’ye kadar olan puanlarla da hastayı izlemeye alıyoruz, hafif derecede tıkanma olarak. 8-18 arasında orta derecede hastaya ilaç tedavisi öneriyoruz, bir takım tetkikler yapıyoruz. 18’in üzerindeki puanlarda ise hastaya ameliyat öneriyoruz" ifadelerini kullandı.
“Prostat korkulacak, çekinilecek ya da telaşlanacak bir rahatsızlık değildir”
Op. Dr. İskender Nesimioğlu, ilaçla tedavinin kesin bir sonuç sağlamadığını belirterek, “İlaçla tedavi hastanın rahatlamasını sağlar. Fakat hastada kesin bir tedavi sağlamamaktadır. Bununla beraber hastaya ilaç tedavisi verip hastayı izlemeye alıyoruz. Eğer 18-19’un üzerindeyse hastaya ultrasonografik, idrar akımının ölçülmesi gibi tetkikler yaptırıp cerrahi ameliyata karar veriyoruz. Cerrahi yöntem olarak da iki başlıkta toplayabiliriz. Halk arasında açık ve kapalı ameliyat olarak geçer. Prostatın büyüklüğü eğer 110 gramın üzerindeyse biz hastaya açık ameliyat öneriyoruz. 100 gramın altında olan prostatlarda ise kapalı ameliyatı uyguluyoruz. Bu hasta için çok idealdir. Biz hastanemizde her iki metodu da uygulamaktayız. Kapalı ameliyat yaptığımız hastaları bir gece hastanemizde tutup 3-4 gün sonra da sondasını çekiyoruz. Açık ameliyatta bir iki gün hastanemizde kalmaktadır. Prostat korkulacak, çekinilecek ya da telaşlanacak bir rahatsızlık değildir ama tedavi olmazsa böbrek yetmezliğine kadar giden çok büyük sorunlar ortaya çıkabilir” dedi.
Op. Dr. Nesimioğlu, 40 yaşının altında prostat hastalığının olmadığını, gençlerin endişeye kapılmaması gerektiğini, sadece prostatın iltihaplanabileceğini ve iltihabın da ilaçla tedavisinin mümkün olduğunu belirtti.
“Prostat kanseri erkeklerde akciğer kanserinden soran görülen en sık kanser türüdür”
Prostat kanserinin erkeklerde akciğer kanserinden sonra görülen en sık kanser türü olduğunu da kaydeden Op. Dr. İskender Nesimioğlu, "Teşhisi nispeten kolaydır. Özellikle 45-50 yaşını geçmiş erkeklerin senede bir kere test yapmaları gerekiyor. Bir günde yapılabilecek basit bir testtir. Ailesinde prostat kanseri olan varsa senede iki sefer test yapmayı öneriyoruz. Çünkü prostat kanseri erken yakalandığı zaman tümüyle tedavi edilmesi mümkün olan bir hastalıktır” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz