Teknolojinin çoğu evde bakıcı konumunda olduğunu ve çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanıldığını söyleyen Uzm. Dr. Fatma Turna aileleri uyardı.
Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydalar kadar bir takım zararları da var. Kişinin ve çocukların teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz, sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabiliyor. İnternet ve teknoloji bağımlılığı, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlanabiliyor. Sağlık örgütleri tarafından teknoloji bağımlılığı; birçok bağımlılığı kapsayan şemsiye terim olarak açıklanıyor.
Uzm. Dr. Fatma Turna, küçük yaştaki çocukların teknoloji bağımlılığı hakkında açıklamalarda bulunarak aileleri uyardı.
“Teknolojiyi tamamen yasaklamak uygun bir davranış değil”
Çocukların kendileri için neyin yararlı neyin zararlı olduğunu bilmek konusunda biraz zamana ve denetime ihtiyaçlarının olduğunu ve bu konuda yetişkinlere çok fazla görev düştüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Fatma Turna, “Teknoloji bağımlılığına bakıldığı zaman önlemenin birden çok yolu var. Çocuklar için keyif almak önceliklidir. Çocuklar kendileri için neyin yararlı neyin zararlı olduğunu bilmek konusunda biraz zamana ve denetime ihtiyaçları vardır. Burada yetişkinlere çok fazla görev düşüyor. Yetişkinler teknoloji ile geçen süreyi sınırlayabilmeli, onlara uygun çerçeve oluşturabilmeli ve içeriğe dikkat edebilmeliler. Teknolojiyi tamamen yasaklamak uygun bir davranış değil bunu belirtmek gerekir. Çünkü çocuklar teknolojinin daha yoğun olarak kullanıldığı bir gelecekte yaşayacaklar, onları gelecekte donanımsız bırakmamak için hem de öğrenme kaynağından tamamen yasaklamamak lazım, teknoloji uygun bir şekilde kullanıldığı zaman oldukça yararlıdır. Çocukların ortak alanlarda teknolojiyi kullanması daha doğru bir yol olacaktır. Bizim onları göre bileceğimiz, hangi içerikle ilgilendiklerini fark edebileceğimiz, denetleyebileceğimiz ve birlikte olduğumuz alanlarda teknoloji kullanmaları daha doğru olabilir” dedi.
“Teknoloji çocukları susturan bir nevi emzik”
Teknolojinin; çoğu evde bakıcı konumunda olduğunu ve anne babanın yorulduğu zamanlarda teknoloji çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanıldığını söyleyen Turna, “Teknoloji kullanımı çocuğun uykusunu, yemeğini, ders çalışmasını, arkadaşlarıyla geçireceği zamanı etkilemeyecek şekilde olmalıdır. Ders çalışılırken kullanılan telefon veya tablet gerekmiyorsa odanın dışında bırakılmalıdır. Özellikle 2 yaş ve öncesindeki çocukları teknolojiden tamamen uzak tutabiliyorsak uzak tutmak gerekir. Şuan da teknoloji amacına uygun bir şekilde kullanılmıyor ve teknolojinin amacı özellikle çocuklar için bazı bilgiler edinebilmek, faydalanabilmek, kendilerini geliştirebilmeleridir. Fakat şuan teknoloji çoğu evde bakıcı konumunda anne babanın yorulduğu zamanlarda teknoloji çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanılıyor. Bu şekildeki teknolojinin kullanımı uygun değil çünkü çocukların bu dönemde kendilerini geliştirebilmesi, sosyal becerilerini geliştirebilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.
“Teknoloji, uyku ritmini olumsuz etkiliyor”
Özellikle ergenlerin telefonlarıyla anne ile bebeğin birbirleriyle kurduğu gibi bir ilişki kurduklarının da altını çizen Fatma Turna, “Teknolojinin uzak tutulması gereken yerler var bunlardan biride yatak odasıdır. Çünkü teknoloji birçok şekilde uyku ritmimizi olumsuz etkileyen faktörlerden biri, birçok çalışma bunu gösteriyor. Uyumadan önce çocukların karşılaştığı teknolojik içerik onların uykuya geçmesini zorlaştırabiliyor. Örnek verecek olursak; korkutucu içerikler, heyecan verici içerikler, üzücü içerikler olabilir. Bu kadar yoğun duyguları yaşamak çocukların rahatlayıp uykuya geçmesini zorlaştırabiliyor. Göze gelen mavi ışık uykuyu zorlaştıran etkenlerden biri olarak ele alınabilir. Vücudumuzdan düzenli olarak salınan melatonin ışık ve karanlığa olarak ayarlanmış ama uyumadan önce ışık geliyorsa melatonin salgılanması gecikiyor bu sebeple uymak ve uykuya dalmakta gecikiyor. Aynı zamanda oda da bulunan telefonun yaymış olduğu radyasyon uyku ritmini ve uyku dalgalarını olumsuz etkiliyor. Özellikle ergenler, telefonlarıyla anne ile bebeğin birbirleriyle kurduğu gibi bir ilişki kuruyorlar. Telefon çaldığı zaman hemen kalkıp telefona bakmak, neden mesaj geldi, niye uyarı geldi diyerek bunu değerlendirmek için sürekli uykularını bölebiliyorlar. Normalde bir uykuda tamamlamamız gereken en az 90 dakikalık döngüleri düzenli tamamlayamamamıza neden oluyor. Süre olarak çocuk uzun bir süre uyumuş olsa bile kalitesiz bir uyku uyuyacağı için ertesi güne yorgun olarak kalkabiliyor, bu nedenle teknolojinin odadan uzak durması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Çocuklar bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı öğreniyorlar”
Küçük yaştaki bir erkek çocuğunun telefonla ilgilendiği sırada uyuduğu ve o esnada ağabeyi tarafından çekilen video hakkında da konuşan Turna, öz denetimi yeterli olmayan bir çocuğun denetimini yapmanın anne ve babaya düştüğünü belirterek, “İzlediğimiz videoda ebeveynler işin komik kısmına odaklanabiliyor ama aslında trajikomik demek daha doğru olabilir. Çünkü çocuğun haz aldığı ve engelleyemediği için kendini sınırlandırmadığı bir durum bulunuyor. Burada öz denetimi yeterli olmayan bir çocuğun denetimini yapmak aslında aileye düşüyor. Aile çocuğun videodaki davranışını sınırlandırmak, neden sınırlandırıldığı ile ilgili çocuğuna anlatabilecek bir şekilde iletişim kurmak, bunu sınırlandırmak için birlikte bir karar almak uygun olabilir. Bazen çocuklar bizim dediklerimizi dinlemeyebiliyorlar. Teknolojiyi gizleyerek odalarına götürebiliyorlar. Akşam teknolojinin toplandığı, odaya gitmediğinden emin olduğunuz bir kutu oluşturabilir. Çocukların uyku ile olan sıkıntısını korumak için, çünkü çocuklar bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı öğreniyorlar. Çocuklar anne babalarını çok iyi bir şekilde gözlemliyorlar. Bir çocuğa bağırmamasını söyleyip kendimiz bağırıyorsak, çocuğa bağırmamayı aslında öğretemiyoruz. Neden ders çalışırken telefonun yanında diye kızıyorsak ve kendimiz tuvalete bile telefonla gidiyorsak bu çocuğa bunu öğretemeyiz. Teknoloji ile ilgili öncelikle rol model olarak ebeveynlerin kendilerine dönüp bakması gerekir” dedi.
“Teknoloji iletişimi azaltıyor”
Teknolojinin göz teması ve iletişimi azalttığını da vurgulayan Fatma Turna, “Erken dönemlerde televizyon bile aslında çocuklarla kurduğumuz ilişkiyi çok azaltıyor. Biz gün içerisinde teknolojinin, televizyonun olmadığı bir yerde 30 milyon kelime kullanıyorsak televizyon bile işin içine girdiği zaman bu 500 kelimeye düşüyor, göz teması azalıyor, iletişim azalıyor ve çocuklar; birçok şeyi daha fazla öğrenemeden büyüyorlar” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz