Çoğu insan hayatın yaklaşık üçte birini uyuyarak geçiriyor. Uyku süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte bu süre 4- 11 saat arasında değiştiği biliniyor. Uyku süreleri genetik faktörlerin etkisi ile kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. Doğuştan itibaren belirlenmiş olan bu süreyi belli limitler dışında değiştirmek mümkün olmayabiliyor. Süreyi kısaltmak zorunda kalındığında “uyku yoksunluğu” sonucu görülen istenmeyen belirtilerle karşılaşılabiliyor.
Uzm. Dr. Salih Bilgin, sağlıklı uykunun önemi ve uyku apnesi konusunda bilgi verdi. “Haftada 2-3 gece uykuya dalmakta güçlük çekiyorum. Akşam saatlerinde veya yatağa girdiğimde bacaklarımda isimlendiremediğim bir huzursuzluk hissediyorum. Yatakta sürekli bacaklarımı hareket ettirmek zorunda kalıyorum. Yeterli süre uyumama rağmen gün içinde yorgun ve uykulu oluyorum. Gece içinde nefes alamama hissi ile uyanıyorum. Horlamamın yan odalardan duyulacak kadar şiddetli olduğu söyleniyor. Uykuda nefesimin durduğu söyleniyor. Gece içinde en az bir kez tuvalete gitmek zorunda kalıyorum. Geceleri baş, boyun veya göğsümde terleme oluyor. Sabah yorgun ve baş ağrısı ile uyanıyorum. Toplantılarda, okurken veya TV seyrederken uyuya kalabiliyorum. Uykululuk nedeniyle eskisi kadar uzun süre araba kullanamıyorum. Geceleri uykudan bağırarak ve korku ile uyandığım ve saldırgan hareketlerim olduğu söyleniyor” sorunlarından üç veya daha fazlasına “evet” cevabı verenlerin, bir uyku hastalığı olabileceğine dikkat çeken Dr. Salih Bilgin, “Uyku hastalıkları günlük aktivitenizi ve sosyal yaşantınızı bozmasının yanı sıra; çok daha ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir” dedi.
Uyku bozuklukları için profesyonel yardım şart
Bilgin şunları söyledi: “Genel anlamda ‘uykunun kendisine ait bozukluklar’, ‘uykuda ortaya çıkıp uyanıklık fonksiyonlarının bozulmasına sebep olan hastalıklar’ ve ‘uyanıklıkta ortaya çıkıp uykuyu etkileyen hastalıklar’ bu bilim dalı içinde incelenir. Uyku tıbbı, geniş bir hastalık yelpazesine sahip olması nedeniyle göğüs hastalıkları, nöroloji, psikiyatri, KBB başta olmak üzere diğer bilim dalları ile birlikte multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Yukarıda belirtilen ciddi sonuçları nedeniyle, sürekli ve şiddetli horlaması olanlar, eğer eşleri solunum durması fark ediyorsa veya kendileri uykudan yorgun ve baş ağrısı ile uyanıyorlarsa, gündüz kendilerini uykulu hissediyorlarsa mutlaka hekime başvurmalı ve en az bir gece uyku laboratuvarında incelenmelidir. Uyku bozukluğundan şüphelenilen hastanın önce bir uyku bozuklukları uzmanı tarafından muayene edilmesi gerekir. Bazen sadece muayene ile tanı konabilirken bazen de hastaya uyku tetkikleri yapılarak altta yatan sebepler ortaya konabilir. Uyku tetkikleri hastanın evinde, yatağında veya uyku bozuklukları merkezinde yapılabilir. Tüm gece laboratuvarda ve teknisyen kontrolünde yapılan polisomnografi, uyku tetkiki için altın standarttır.”
Kaynak: Diyarbakır Söz