Dünyada 1.5 milyarın üzerinde hipertansiyon hastası bulunduğunu ve her yıl 7 milyon insanın yüksek kan basıncı nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Zeydin Acar, ileri yaş hastalığı olarak bilinen hipertansiyonun görülme yaşının dünyada ve Türkiye’de giderek düştüğüne dikkat çekti. Hipertansiyonun daha çok 40 yaş üstü bir hastalık olarak algılandığını belirten Acar, “Ancak hipertansiyon yaşı çok düştü. Artık genç yaşlarda da görülmeye başladı” dedi.
“Sebebi araştırılmalı”
40 yaş üstünde görülen hipertansiyona, ‘esansiyel hipertansiyon’ adı verildiğini dile getiren Acar, “Bunun sebebi halk arasındaki adıyla damar sertliğidir. İlaçla tedavi edilebilen bu hastalarda kilo önemli bir sorundur. Dolayısıyla beslenmenin düzenlenip egzersiz yapılması da önemlidir. Ancak bir grup hasta daha erken yaşlarda hipertansiyonla karşı karşıya kalabilir. Bu, önemsenmesi gereken bir durumdur. Mutlaka altında yatabilecek nedenler araştırılmalıdır. Sekonder hipertansiyon da denen bu durum için en sık rastlanan nedenler böbrek kökenli ve hormonsaldır. Böbreklerin enfeksiyonları, taşları, böbrek damar hastalıkları, böbrek üstü bezi hormonlarının anormal çalışması, tiroid bezi bozuklukları gibi pek çok sebep olabildiği gibi, çağımızın hastalığı olan metabolik sendrom sebepler arasındadır. Gebelikte çıkan ve doğum sonrası süren hipertansiyonlar da kadınlarda görülmektedir” diye konuştu.
“Hareketsiz yaşam büyük tehdit”
Acar, Türkiye’de 20-40 yaş arası yetişkinlerin yaklaşık yüzde 30’unun hipertansiyon hastası olduğuna dikkat çekerek, “Hipertansiyonun özellikle 30-35 yaşları arasında giderek artan bir sağlık sorunu haline gelmesindeki en önemli nedenler; hareketsiz yaşam, stres ve aşırı kilolara karaciğer yağlanmasının eşlik ettiği santral obezitedir. Bu sorun, doğrudan yüksek tansiyonla ilişkilidir. Gençler arasında kafein ve sigara tüketiminin aşırı derecede artması da, yüksek tansiyon yaşının düşmesinde etkili olan bir başka nedendir” ifadelerini kullandı.
“Yaşam tarzı değişmeli”
Acar, hipertansyon tedavisi ve korunma yolları ile ilgili ise şu bilgeleri verdi:
“Tedavinin temelinde yaşam tarzının değiştirilmesi yatar. Aynı zamanda hipertansiyon tedavisinin önemli bir bölümünü ilaç tedavisidir. Düzenli egzersiz, kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması çok önemlidir. Tüm tedavilere dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem yapılarak, kan basıncı kontrol altına alınabilir. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun oluşturduğu ciddi durumlardan korunmak için erken tanı çok önemlidir. Erken tanı koyulan ve kontrol altına alınan hipertansiyon yaşam kalitesini etkilemez.”
Kaynak: Diyarbakır Söz