Prof. Dr. Bülent Eser, löseminin halk arasında kemik iliği kanseri veya kan kanseri adıyla bilinen bir grup hastalığın ortak adı olduğunu söyledi. Lösemilerde değişik nedenlerle kemik iliğinde düzen bozulduğunda bazı kan hücrelerinin (çoğunlukla lökositler, akyuvarlar) kontrolsüz bir şekilde çoğaldığını aktaran Prof. Dr. Eser, "Lösemilerin hızlı başlayan ve hızla ilerleyen tiplerine akut lösemiler adı verilir. Akut lösemilerin akut myeloid lösemi (AML) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) olmak üzere iki tipi vardır. AML her yaşta görülmekle birlikte çocukluk çağında daha nadirken 60 yaş üzerinde daha sık gözlenir. ALL ise çocukluk çağında daha sık gözlenirken yaşlılarda daha nadirdir. Türkiye'de her yıl yaklaşık 4 bin 250 civarı yeni tanı akut lösemi vakası görülme ihtimali vardır" diye konuştu.
ÇABUK YORULMA VE AŞIRI HALSİZLİK GÖRÜLEBİLİR
Lösemilerde en sık görülen belirtilerin normal kan hücrelerinin sayı ve işlevlerinin bozulmasıyla ilişkili olduğunu belirten Prof. Dr. Eser, şöyle dedi:
"Kırmızı kan hücreleri (eritrosit, alyuvar) azalınca kansızlık (anemi) dediğimiz durum oluşur ki bu durumda hastada aşırı halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, nefes darlığı, yüzde ve vücutta genel bir solukluk hali gözlenir. Kan pulcuklarının (trombositler) azalmasına bağlı olarak deride morarmalar, deri içi kanamalar, burun kanaması, iç organ kanamaları ve bunlara bağlı şikâyetler oluşabilir. Beyaz kan hücrelerinin (lökosit, akyuvar) fonksiyonlarının bozulmasına bağlı yüksek ateş, tekrarlayan ve ağır enfeksiyonlar gözlenebilir. Beyaz kan hücrelerinin sayısı çok artarsa bunun neticesinde beyin ve kalp damarları dâhil damar tıkanıklığı belirtileri oluşabilir. Kemik iliğinde zararlı hücrelerin aşırı çoğalmasına bağlı olarak yaygın kemik ağrıları gözlenebilir. Göğüs kemiği, diz ve ayak bileği arasında bulunan kaval kemiği gibi deriye yakın yerleşen kemikler üzerine hafifçe dokunulduğunda bile çok ciddi ağrılar oluşabilir. Kemik ağrıları lösemili çocuklarda erişkinlere göre çok daha belirgindir."
DÖRT FARKLI TEDAVİ YÖNTEMİ VAR
Akut lösemilerde başlıca 4 tür tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Eser, bunları şöyle sıraladı:
"Kemoterapi (kimyasal kanser ilaçları), radyoterapi (ışın tedavisi), hedefe yönelik akıllı ilaçlarla tedavi ve kök hücre nakli (kemik iliği nakli). Tedavide başarı oranları lösemi tipine ve yaşa göre değişiklik gösterir. Çocuklarda yetişkinlere göre başarı oranı çok daha iyidir. 14 yaşın altındaki çocuklarda tedavi ile ortalama sağkalım oranı yüzde 90'ın üzerindeyken, 15-24 yaş arası hastalarda bu oran yüzde 70 civarıdır. 65 yaş üzeri hastaların ise yüzde 15'ten daha azı başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Hastalığın alt tipi, akyuvar sayısının çok yüksek olup olmaması, başlangıçta organ hasarlarının bulunup bulunmaması, hastanın tedaviye verdiği reaksiyon, kök hücre naklinin uygulanabilmesi yanında tedavi yapılan merkezin şartları ve ekibin tecrübesi de hastaların tedavi başarısını etkileyen faktörlerdir."
FAZLA KİLO, SİGARA VE KİMYASALLAR RİSK FAKTÖRÜ
Lösemi gelişimine yol açan önlenebilir pek çok risk faktörü olduğunu belirten Prof. Dr. Eser, "İyonize radyasyon, benzen ve bazı petrokimyasal ürünlerin riski artırdığı uzun zamandır bilinmektedir. Bazı virüsler (HTLV-1 virüsü, AIDS'e yol açan HIV virüsü gibi), sigara kullanımı ve sigara dumanına maruziyet, saç boyaları, bazı tarım ilaçları, endüstriyel kimyasal atıklar da lösemi riskini artırabilecek faktörlerdir. Vücut ağırlığı da lösemi riskini etkileyebilir. Obezlerde lösemi riskinin arttığı gösterilmiştir" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz