Normal hamilelik döneminde 37 haftadan önce dünyaya gelen ve prematüre bebeklerin, geçtiğimiz yıllara nazaran hayatta kalma oranları yüzde 80’i geçti. Gelişen teknoloji sayesinde, bin 500 gram altındaki doğumların yüksek risk olarak görüldüğü dönemlerden, 500 gram doğan bebeklerin bile hayata tutunmayı başardığı dönemlere girildi. Yenidoğan ünitelerin artması ve yenidoğan yoğun bakım hekim sayının artması ile prematüre doğumlar risk olmaktan çıktı.
“Bin 500 gram altındaki doğumlarda, yaşama şansı çok düşüktü”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Emin Günel, gebelikte doğacak bebeğin, doğum ağırlığının özellikle belirle standartların altında olmasının, doğum süresinin belirli süreden önce olmasının prematüre olarak değerlendirildiğini söyledi. Uzman Dr. Günel, “Biz bunu 37 hafta olarak sınırlandırmaktayız, alt grupları da olmakta. Prematüre bebekler daha çok 2 bin 500 gramın altındaki, 37 haftadan öncesi bebeklerimiz ve özellikle önem arz eden, bin 500 gramın altı olan çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerimiz. Bunlarda yaşama şansı belirli oranlarda çok düşük. Çünkü bu bebeklerin doğumla beraber oluşan hastalıkları mevcut, bunlar da son derece hayati risk oluşturmakta. Geçmişte, yüzde 80’nin altında olan yaşama şansı, günümüz şartlarında artık yüzde 80’nin üzerine çıkmış durumda. Bu noktada özellikle dünya geneli ve ülkemiz için yenidoğan ünite sayısının artması, donanımın yükselmesi, hekimlerin daha tecrübeli olması, sayısı 300’ü geçen yenidoğan yoğun bakım uzmanlarının artık tüm bölgede hizmet veriyor olması ve tabi ki de teknoloji ile beraber gelişen cihazlara ulaşılabiliyor olması yaşam oranını yüzde 80’in üzerine çıkarmakta” dedi.
“500 gram doğup, hayata tutunan bebeklerimiz var”
Geçtiğimiz yıllara nazaran kadın doğum uzmanı hekimlerin, gebelik takiplerini bir takım farkındalıklarla daha iyi yaptığını aktaran Dr. Günel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bebeğin yaşama şansı doğumdan sonra değil, asıl olarak doğumdan öncesi belirlemektedir. Erken doğan bebeklerimizde maalesef karşılaştığımız gerek önlenebilir gerekse önlenemeyen birtakım sorunlar söz konusu. Bunlar özellikle nörogelişimsel gelişimler, işitme ve görme problemi. Bunlarda amaç tabi ki en aza indirmek. Daha öncesinden 850-750 gram doğan bebeklerde birtakım sık karşılaştığımız sorunlar, şu anda 500 gram doğup bir şekilde hayata tutunan, el verdiğimiz bebeklerde daha az karşılaşmaktayız. Prematüre doğumların engellenmesinde bir noktaya kadar dikkat edilirse oranlar azalabilir. Anne bu noktada öncelikle tabi ki gebe kalmayı düşündüğü andan itibaren bir hekim yardımına, kadın doğum uzmanı ile görüşmeye başlamalı. Sonrasında elbette ki doğal ve sağlıklı beslenmek ve yaşam şartlarını buna uygun hale getirmek prematüre doğumu engelleyecek temel faktörlerdir.”
Kaynak: Diyarbakır Söz