Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem genel olarak spor kültürünün gelişmesine hem de belli spor dallarında uzmanlaşan kişilerin yetişmesine biz de katkı vermek istiyoruz. Bu konuda kapımız ardına kadar açık." dedi.
TFF Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen imza töreninde konuşan Tekin, bakanlığa bağlı okullarda spor, spor kültürü ve spor alışkanlıklarının geliştirilmesiyle ilgili çalışmaları olduğunu anlattı.
Tekin, daha önce TFF ile futbol liseleri üzerinde bir çalışma yürüttüklerini dile getirerek, bu tür projelerin devamlılığı sağlanmadığı sürece çok işlevsel olmadığını ifade etti.
Bu projenin ise devam edeceğine inandığına dikkati çeken Tekin, öğrencilere bedenlerini yönetebilme kabiliyetini vermek istediklerini söyledi.
Bakan Tekin, spor alışkanlığı ve spor kültürü olan çocuklar yetiştirmek istediklerine işaret ederek, "Bugün burada bizi bir araya getiren bu etkinlikle ilgili yaklaşımımızın birinci kısmında bu var. Buraya gelmeden biraz önce bir ilkokulumuza uğradık. Orada sabah çocuklarımızı yormadan kültür fizik hareketleri yaptıkları bir etkinliğe birlikte katıldık. Dolayısıyla çocuklarımızın kendi bedenlerini yönetebilecek şekilde spor kültürünü, spor alışkanlığını geliştirmelerini istiyoruz." diye konuştu.
Bugünkü çocukların, kendi dönemlerindeki çocuklar gibi aktivite içinde olmadıklarını anlatan Tekin, bu nedenle okullara genelge göndererek çocukların sabah okula girerken cep telefonlarını okul idaresine teslim etmelerini istediklerini aktardı.
Tekin, çocukların teneffüslerde 10-15 dakika sınıfta durmamaları için okul bahçelerinin oyun alanlarına dönüştürülmesiyle ilgili okullara hem ödenek tahsisi hem de bu konuda yönlendirme yaptıklarını belirterek, gençlerin spor kültürüyle, sağlıklı yaşamla ve kendi bedenlerini yönetecek şekilde yetişmelerini istediklerini vurguladı.
"PROJE OKULU" KAVRAMI TARTIŞILDI
Bakan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığının "Proje Okulu" kavramının çok tartışıldığına işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2014 yılında bir kavramı çok tartıştık 'Proje Okulu' diye bir kavramı. Çok farklı boyutlara çekildi. İcadı, mevzuata koyan kişi benim. Ne vadettik, ne amaçladık, onu sizlerle birkaç cümleyle paylaşayım. Vadettiğimiz şey şuydu; kamu bürokrasisi içerisinde, herhangi bir okulun akademik kadrosu ve öğrenci seçimiyle ilgili hususlar, standart prosedüre tabi. Bunları birbirinden ayrıştırma seçeneğimiz yok. Biz tuttuk dedik ki, okullarımızı belirli projelerin yürütüldüğü okullar haline dönüştürmemiz gerekir. Aksi takdirde burada sorunlar yaşayacağız. Bunun için de spor liseleri, güzel sanatlar liseleri ve mesleki teknik anadolu liselerinin bu anlamda çeşitlenmesi gerektiğine kanaat getirdik. "
Meslek liseleriyle ilgili kısımları örnek vermek istediğini dile getiren Tekin, herhangi bir meslek lisesinde eğitim öğretim müfredatının Bakanlık Talim Terbiye Kurulunca belirlendiğini anlattı.
Bakan Tekin, şunları kaydetti:
"Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı sahayı bilmeyebilir. Ne tür elemana ihtiyaç var ve nasıl yetişmesi gerektiğini bilmeyebilir. Dolayısıyla 'Proje Okul' kavramının içerisine birinci ayrıcalık olarak okulun müfredatının, akademi dersler dışındaki meslek derslerini sektörle beraber yapma inisiyatifi getirdik. Proje okulu kavramı esprisi bu. Yani ayakkabıcılık ile ilgili bir lise yapılacaksa, ayakkabıcılar odası ya da ilgili sektör temsilcisi her kimse onlarla oturup okulun mesleki müfredatını da birlikte yapacak. Neden? Sahada ne kadar eleman ihtiyacı olduğunu görebilmek açısından. Bu, proje okulun sahip olduğu ayrıcalıklardan bir tanesi."
Proje okulların sahip olduğu diğer ayrıcalıklara da değinmek istediğini anlatan Tekin, şunları söyledi:
"Bakanlık bünyesindeki öğretmenler sektördeki teknolojik gelişmeleri takip edememiş olabilirler. Onların verdiği eğitimler bizim açımızdan işlevsel olmayabilir. İkinci ayrıcalık tanımladık. O da sektörün içinde yetişen, büyüyen uzman kişilerin, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı meslek liselerinde ders vermesi ayrıcalığını tanıdık. Bu da apayrı bir ayrıcalık. Son olarak bu okulların öğrenci seçimleriyle ilgili ayrıcalık tanıdık. Bu meslek konusunda yetenekli olan çocukları seçip bizim diğer prosedürlere tabi olmadan getirip bu okullara kayıt yaptırdık."
Bakan Tekin, futbolla ilgili müfredatı da TFF ile belirlediklerini aktararak, "Eğitim öğretim kadrosunu, federasyon bizim öğretmenlerimiz dışında akademik destek verecekti. Öğrenci seçimi konusunda da ayrıcalıkları vardı. TFF ile yaptığımız iş yürümedi ama Türkiye Voleybol Federasyonu ile yaptığımız işte onlar sürece çok ciddi sahip çıktılar. Bugün bayan voleybol takımımızdan 20'nin üzerinde sporcunun voleybol lisesinden mezun olduğuna dair bir bilgi var. Orada başarılı olduk. Türkiye Futbol Federasyonu sürecinde istediğimiz başarıyı elde edemedik. Başka okullar açtık. Salon sporları, atletizm, yüzme ve bisiklet ile ilgili federasyonlarla o tarihlerde başlatmıştık." ifadelerini kullandı.
Sürecin yarım kaldığını anlatan Tekin, Gençlik ve Spor Bakanlığından özellikle federasyonları bu konuda yönlendirmesinin önemine işaret etti.
TFF ile yaptıkları işbirliğinin diğer federasyonlarla da yapılmasının anlamlı olacağını dile getiren Tekin, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem genel olarak spor kültürünün gelişmesine hem de belli spor dallarında uzmanlaşan kişilerin yetişmesine katkı vermek istiyoruz. Bu konuda kapımız ardına kadar açık." dedi.
"KAMU KAYNAKLARINI BU ANLAMDA EFEKTİF KULLANMAMIZ GEREKİYOR"
Tekin, burada bir tek şatlarının olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:
"Yürütmeyeceğimiz, devamlılığın olmayacağı projelerle birbirimizi yormamamız gerekir. Kamu kaynaklarını bu anlamda efektif kullanmamız gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu protokolü heyecanla takip edeceğime dair sizlerin huzurunda söz veriyorum. Spor ve futbolla ilgilenen ilgili kişileri de destek olmaya çağırıyoruz. İşbirliği yapmak isteyen spor kulüplerimizle de altyapı çalışması ve spor liselerini tematik hale getirecek projelendirecek çalışmanın içerisine girmek istiyoruz. Kulüplerimiz de bu anlamda il müdürlükleri üzerinden çalışma yapabilirler. Maalesef Türkiye'de hem milli eğitimin hem de sporun şöyle bir bahtsızlığı var. Sokaktaki herkes bu konuda fikir beyan ediyor ama 'ben ne yapabilirim' demiyor. Sadece herkes 'Bakanlık bunu yapmalı' diyor. Yapmalı kısmını aldık. Yapacaklarımızı öğrendik, gelin hep beraber yapalım diyorum."
Konuşmanın ardından TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e isminin yazılı olduğu 10 numaralı milli takım formasını hediye etti.
İmza töreninin ardından Bakan Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Beykoz Türkiye Futbol Federasyonu Meral-Celal Aras Spor Lisesi'ni ziyaret etti.
Kaynak: Diyarbakır Söz