Burak Yılmaz: Bu dönemde para pul konuşacak insan değilim

Burak Yılmaz, hakkında çıkan haberlerle ilgili, “Dünya böyle bir durumdayken, ülke sıkıntıdayken, ölülerimiz varken ben parayla ilgili konuşacak bir insan değilim. Böyle yapan bir insan varsa, vicdansızdır. 5-6 gün önce başkanı gördüğümde, kontratla alakalı konuşamadım. Geçmişe dair yüklü bir alacağım vardı, onu ileri tarihe erteledim. Bu dönemde para pul konuşacak bir insan değilim. Ben böyle gündeme gelmek istemiyorum” dedi.

Burak Yılmaz: Bu dönemde para pul konuşacak insan değilim

Beşiktaş’ın tecrübeli ismi ve takım kaptanı Burak Yılmaz, siyah-beyazlı kulübün sosyal medya hesabında açıklamalarda bulundu Ramazan ayını kutlayarak konuşmasına başlayan 34 yaşındaki golcü, “Herkese hayırlı ramazanlar. Her şey gönlümüzce olsun. Bu illet, bu hastalık inşallah bu ay ile birlikte gidecektir. Diğer ülkelere nazaran güvenli bir ülkeyiz, bunu görüyoruz. Ne olursa olsun bir can bile vermek bizim için büyük üzüntü verici. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Ne kadar tedbirli, güvenli ülke olsak da bir can kaybı bile bizim için üzüntü verici. Sayın Bakanımızın iyi bir takipçisiyim. Bu dönem kontrol alınıyor gibi hissediyorum. Ama yine de tedbiri elden bırakmayalım. Hayatımda ilk defa bu kadar evdeyim. Bunun da ayrı bir güzelliği var aile ve çocuklar için. İşimizi çok özledik. Psikolojik olarak çok yorulduk. İnatla evde kalmamız gerekiyor, biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Hayatlarımızın ne kadar değerli olduğunu anladık. Stadımızı, taraftarımızı zaten çok özledim. Sevdiğimiz insanlarla bir kahve içmenin değerini anladık” ifadelerini kullandı.

"BEŞİKTAŞLILIĞIM BABADAN GELİYOR"

Siyah-beyazlı ekibe transfer olduğu ilk dönemi de anlatan deneyimli forvet, “Beşiktaşlılığım babadan geliyor. Babam da Beşiktaş forması giymişti. Bana da formayı giymek, kaptanlık yapmak nasip oldu. Antalyaspor ile lige çıktığımız zaman başkan beni çağırıp, 'Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor seni istiyor, sen nereye istiyorsan oraya vereceğim' dedi. Dedim ki 'Başkanım Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor ile görüşmenize gerek yok, beni Beşiktaş’a verin' dedim. Menajerim geldi, ona da 'Beşiktaş’a gitmek istiyorum dedim' ve geldim. Böyle bir Beşiktaşlılığım var benim. Sergen hoca da benim kendisine olan ayrı hislerimi bilir. Onunla da burada buluştuk, mutluyuz. İnşallah, hocamız da çok başarılı olacaktır. Sürekli irtibattayız hocalarımız” şeklinde konuştu.

"TRABZONSPOR, BENİ TEKRARDAN TÜRK FUTBOLUNA KAZANDIRDI"

Trabzonspor’un kendisini yeniden Türk futboluna kazandırdığını, onun için formayı öptüğünü belirten Burak Yılmaz, “Benim forma öpme fotoğraflarım var, onlar dolaşıyor. Beşiktaş’tan, Fenerbahçe’den ve Eskişehirspor’dan gönderilmiştim. Hoyrat bir zaman geçirmiştim. O zaman televizyonda spor programı izliyordum. Şenol hoca Trabzonspor’a gelmişti. Canlı yayın bitti, telefon çaldı. Arayan Şenol hocaydı. 'Seni alacağım ama kiminle görüşmem gerekiyor' dedi. Trabzonspor beni tekrardan Türk futboluna kazandırdı. Belki de 2’nci Lig’e gidecek bir adamı alıp, beni futbola kazandırdılar. Galatasaray beni Avrupa çapında bir oyuncu yaptı. O yüzden bunu saklayamam. Onların da formasını öpmüşümdür. Ama 2 camia da benim Beşiktaşlı olduğumu biliyordu” diye konuştu

"BU DÖNEMDE PARA PUL KONUŞACAK İNSAN DEĞİLİM"

Son günlerde hakkında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, Başkan ya da herhangi bir yöneticiyle para konuşmadığını söyleyen Burak Yılmaz, geçmişe dair büyük bir alacağını da ileri bir tarihe ertelediğini ifade etti. Yılmaz, şöyle devam etti:

“1 haftadır her uyandığımda arkadaşlarım; 'Bu, bunu yazmış' deyip haberleri okuyorlar. Ben de cevap verme gereği duydum. Dünya böyle bir durumdayken, ülke sıkıntıdayken, ölülerimiz varken ben parayla ilgili konuşacak bir insan değilim. Böyle yapan bir insan varsa, vicdansızdır. 5-6 gün önce Başkanı gördüğümde, kontratla alakalı konuşamadım. Geçmişe dair yüklü bir alacağım var onu ileri tarihe erteledim. 'Başkanım bu dönemde benden yana bir şey varsa her zaman sizinleyim' dedim, 'oturup konuşuruz' dedim. Alacaklarımı ileriye erteledim. Bu dönemde para pul konuşacak bir insan değilim. Ben böyle gündeme gelmek istemiyorum. Geçmişte de böyle bir şey olmuştu. Yüzde sıfır hatalıydım, futbolu bıraktıktan sonra açıklayacağım onu da. Bana güzel yaklaşıldığı takdirde hiçbir zorluk çıkarmayacağımın da bilinmesi istiyorum. Ben kaptan olarak elimi taşın altına koyarım. Bundan sonraki haberler; Burak gol atamadı, kötü oynadı, olsun. Para ile gündeme gelmek istemiyorum.”

"HAZİRAN SONUNA DOĞRU BAŞLAYABİLİRİZ"

Futbola verilen aranın, şampiyonluk ve düşme yarışına büyük etki edeceğini belirten Burak Yılmaz, “Arkadaşlarımızla konuşuyoruz, ligin biteceğini gördük. Ne kadar performans verilecek, şampiyonu, küme düşen takımı etkileyecek bir salgın var. Biz de antrenmanlara başladık. Hazır olmaya çalışıyoruz. Evde bisikletler var. Fit kalmaya çalışıyoruz. Ancak evde fit kalma gibi bir durum yok. Futbol başka bir oyun. Haziran’ın sonuna doğru başlayacağımızı düşünüyorum. Ağustos’ta da diğer sezon başlar. Tekrardan böyle bir ara verilirse bizim vücutlarımız bunu kaldıramayabilir. Bu lig başladı, ara verilir, bir sezon başı daha geçirmemiz sıkıntılı olabilir” dedi.

"İNÖNÜ BENİM İÇİN ÇOK BAŞKA"

İnönü Stadyumu’nun kendisi için çok başka olduğunu dile getiren tecrübeli golcü, şu ifadeleri kullandı:

“Tabii ki de gelişmesi gerekiyordu. Beşiktaş, ilerleyen senelerde bunun da üstüne çıkacaktır. Stadyumu tıklım tıklım yapacak bir taraftarımız var. İşler iyi gidiyorsa, öndeysek o gün o maçı kazanırsın, kazanmama ihtimalin yok. Taraftarlar birlikte daha özgüvenli oynuyorsun. Ben hayatımda böyle bir taraftar görmedim, göreceğimi de zannetmiyorum. Ama işler kötü gidiyorsa, mağlupsan tam tersi olabilir. Benim hayatım boyunca gördüğüm en güzel taraftar, stadyum. Bana bunu daha önce sorduklarında 'İnönü' demiştim. Boateng geldiğinde 'Çok zevk alacaksın' dedim. 'Arkadaşlarım söylüyor, anlattılar' dedi. 'Farklı olacak' dedim ben de. Maçtan sonra gelip, bana, 'Bu kadarını beklemiyordum, burada kalmak istiyorum' dedi. Stadyumumuz bambaşka”

"N'KOUDOU ÖZEL BİR OYUNCU"

Kevin N’Kouodu’nun takımın neşeli isimlerinden biri olduğunu söyleyen Burak Yılmaz, şöyle konuştu:

“N’Kouodu çok temiz, güler yüzlü bir çocuk, iyi bir futbolcu. Çok hızlı, çabuk, sürekli çalım atabiliyor. Ben ona öyle takılıyorum. Antrenmanlarda gol atıp, asist yapıyor. Ben de 'Maçta yapmıyorsun' diyorum. Özel bir oyuncu, yaşı da genç, iyi işler yapabileceğini düşünüyorum. Birbirimizi özledik. İyi ilişkilerimiz var. Sohbet gruplarımız var, sürekli konuşuyoruz.”

"VAR SİSTEMİ FUTBOLUN DOĞASINA AYKIRI"

VAR sisteminin futbolu kötü yönde etkilediğini belirten Yılmaz, “Ben VAR sisteminin futbolu kötü yönde etkilediğini düşünüyorum. Kararlar için, finale giden pozisyonda kontrolü iyi görünüyor ama oyunu soğuttuğunu düşünüyorum. Hele tartışmalı bir kararda hakem giderse orada 5  dakika geçiyor. VAR’a gidip hata yapan da oluyor. O zaman anlaşılabilir olmuyor. VAR’ı tartışılır hale getiriyoruz. Gol atıyoruz, ofsayt veriyor. Sonra VAR’dan gol karar geliyor. Sonrasında ne yapayım, nasıl sevineyim. Tribünlere mi koşayım. VAR, futbolun doğasına aykırı. Oyuncuyu oyun içinde negatifleştiren bir sistem. Üstüne bir de VAR’da hata yapmak, tartışılır hale getiriyor. Hakemlerden sorumluluğu almış oluyoruz. O zaman VAR’ı da kontrol eden bir şey olması gerekiyor” ifadelerin kullandı.

"ÇİN’DE HASTALIKLARIN ÇIKMASI ÇOK NORMAL"

Çin’de yaşadığı dönemdeki tecrübelerini de aktaran siyah-beyazlı futbolcu, deplasman seyahatlerinin uzunluğuna dikkat çekti. Burak Yılmaz, “Çin’de çok enteresan şeyler yeniyor. Merak ettiğim için onların pazarına gittim, şoke oldum. Hastalıkların çıkması çok normal. Orada yaşamış birisi olarak, Çin’den daha çok hastalık geleceğini düşünüyorum. Tarzları, kültürleri o. Ben oraya gittiğimde aşçım, tercümanım, şoförüm, fizyoterapistim vardı. Orada en büyük zorluk deplasmanlardı. Uçakla en yakın deplasman 3-4 saat sürüyordu. Bir deplasmana gittik 6 saat. Saat farkında zorlandım. Milli takımdan dönüşte, izine geldiğimde jet lag oluyordum. Futbol anlamında; taraftar olarak, ekonomik olarak gelişime açık ülke. Biz 60 bin kişiye oynuyorduk. Deplasmandaki maçlarda en az 30 bindi. Futbolu çok seviyorlar. Onlara saygı duyuyorum ama Türk insanın yaşayabileceği bir yer değil. Türkiye’ye dönüşüm oradaki şartlarımdan dolayı değildi, ailemi özlemiştim onun için döndüm” şeklinde konuştu.

“ARTIK AKLIMDA HOCALIK VAR”

6 ay öncesine kadar teknik direktörlük düşünmediğini, ancak şu anda aklında olduğunu söyleyen Yılmaz, “6 ay öncesine kadar hocalık aklımda yoktu. Ancak Türkiye’nin en büyük hocalarıyla çalıştım. Yabancı birçok büyük isimle çalıştım. HBakan Kasapoğlu'nun TFF ve Süper Lig kulüp başkanlarıyla toplantısı başladı

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir ve Süper Lig kulüplerinin başkanlarıyla video konferans yöntemiyle yaptığı toplantı başladı.

Toplantıda Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcıları, genel müdürler ve üst düzey yetkililer de hazır bulundu.

Bakanı Kasapoğlu, toplantının açılış konuşmasında birlik ve beraberlik içinde güzel şeyler başaracaklarını belirterek, "Bugün değerli kulüp başkanlarımız ile bir aradayız. Bu süreçte defaten hem TFF başkanı ile yöneticileri hem de Kulüpler Birliği Vakfı başkanımız ile görüşüyoruz. Ortak gayeye hizmet eden görüşmeler yapıyoruz. Kulüp başkanlarımızın bu görüşmeye dahil olması bizler için mutluluk verici." dedi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının tüm dünyada insan hayatını tehdit etmeye devam ettiğine dikkati çeken Kasapoğlu, "Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın vizyonuyla, onun güçlü liderliğiyle bu mücadeleyi en etkin şekilde ortaya koyan ülkelerden biriyiz. Bu süreçte ülkemizin ortaya koymuş olduğu performans tüm dünyaya model olacak bir performans. Sağlık altyapısından, sağlık ordusuna, ülkemizin imkanları dünya için bir örnek." ifadelerini kullandı.

Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarında, yurt dışından gelen bazı sporcuları misafir ettiklerini dile getiren Kasapoğlu, koronavirüs salgını sebebiyle birçok uluslararası organizasyonun ertelendiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"İnşallah bu süreci hep birlikte daha güçlü şekilde atlatacağız. Salgından etkilenen değerli arkadaşlarımıza da geçmiş olsun temennilerimi iletmek istiyorum. Spor da bu süreçten etkilenen alanlardan bir tanesi. Ülkemizde pek çok branşta spor organizasyonları ertelendi. Bugünlerin geçeceğine, selamete ve sağlığa ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu umudu diri tutmamız gerek. Bu sinerji, dua ve birliktelik ile bugünleri aşacağız. Tüm kurumlarımıza, başta canla başla çalışan sağlık çalışanlarına canı gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah virüsün yol açtığı fiziki ve psikolojik tahribatı hep birlikte aşacağız. Spor bir rehabilitasyon, beraberlik aracı, şifa kaynağı olarak hepimiz için önemli bir imkan. Bu noktada siz değerli kulüplerimize önemli sorumluluklar düşüyor. Gerek şahsım, gerek çalışma arkadaşlarımla bu süreçte yanınızda olduğumuzu ifade etmek istiyorum. İnşallah ortak akılla bu sürecin, en güzel şekilde tekrar sporla buluşma noktasında bizleri güzel bir sonuca götüreceğine inanıyorum."

- "Hepimiz için asıl olan liglerin tamamlanmasıdır"

Bakan Kasapoğlu, liglerin durumuyla ilgili, "Hepimiz için asıl olan, liglerin tamamlanmasıdır. Bu yolda da Bilim Kurulu başta olmak üzere, sağlık kuruluşlarımızın yönlendirmeleri, sağlık otoritelerinin, uluslararası kurumların yaklaşımları çok önemli bir rehberdir. Bir sporcumuzun sağlığını, bir maça ya da organizasyona değişmeyeceğimizi en başından beri ifade ediyoruz. Sağlık her şeyin başında gelen çok önemli bir unsur. O yüzden bu sürecin ortaya çıkardığı negatif etkileri, ilgili spor camiamızdaki paydaşların karşılaştığı negatif etkileri görüyoruz. Sorunları net bir şekilde teşhis etmek, bundan sonraki süreçte de bu sorunların üzerine gitme sorumluluğu bizlere düşüyor." şeklinde konuştu.

Kulüplerin kısa vadeli çözümler yerine birtakım yeni yaklaşımlar benimsemesi gerektiğini anlatan Kasapoğlu, "Futbolumuz, spor camiamız adına, idari, mali ve sportif anlamda yapılanları değil, yapılmayanları, yeni yaklaşımları hep birlikte ortaya koymalıyız. Önemli olan bu süreci nasıl fırsata çevireceğimiz. Bu sürecin Türk sporu açısından tüm paydaşlarıyla bir irtifa kaybı değil, bir kazanım olmasını istiyoruz. Kulüplerimizin, federasyonlarımızın bu süreci iyi analiz etmesi gerektiğine inanıyoruz. Kulüplerimiz ile federasyonlarımızın mali, idare ve sportif anlamda yaşadıklarını, pandemi sonrasında elimizdeki kaynakların verimli kullanılması yönünde sorumlu gördüğümüzü, bundan da mutlu olduğumuzu belirtmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Altyapıların bundan sonraki süreçte daha da önemli olacağını vurgulayan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan sonraki süreçte ithal, ikame, dışa bağımlılık yerine, üretim yapmadan tüketmek yerine, yeni anlayışlar hepimiz için önemli bir fırsat. Bakanlık olarak son yıllarda temel stratejimiz, üretim ve altyapı üzerine kurulu bir strateji. İthal eden değil ihraç eden bir ülke konumunda olmak. Spor açısından da bir inancı ve eylemi ortaya koymamız gerekiyor. Gerçekleştirdiğimiz çalıştayda en önemli gündem maddesi buydu. Nasıl ülke olarak teknoloji, tarım, ekonomi, sağlık ve savunmada milli bir bakış açısından, kalkınma anlayışından bahsediyorsak, aynı konunun futbol için, spor için de olması gerektiğine inanmamız gerek. Kovid-19 dünya tarihinde eşine rastlanmamış bir salgın. Bu salgın sonrası pek çok konu farklı düzeyde seyredecek. Nasıl bugün milli bir mücadele veriyorsak, salgın sonrasında da bir mücadele bizleri bekliyor."

- "Camiamızın sabırları takdire şayandır"

Bakan Kasapoğlu, kulüplerin yaşayacağı sıkıntılarla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı ile diğer kurumlarla istişarelerin devam ettiği vurguladı.

Amatör branşlara yönelik gayretlerin devam ettirilmesi, güçlendirilmesi adına çalışmaları hep birlikte sürdürdüklerini aktaran Kasapoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bununla birlikte Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da çok ama çok önem verdiği amatör branşların, amatör branşlara yatırım yapan kulüplerimizin desteklenmesi noktasında, vergi iadesi, stopaj iadeleri ile bu zararların sübvanse edilmesi yönündeki kanun çalışması geçtiğimiz aylarda gerçekleştirildi. Bunun üzerine de Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile olan prosedürü ve yol haritasını ortaya koyma adına çalışmalar hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. İnşallah en kısa süreçte bu konudaki nakit akışının başlayacağını sizlere ifade etmek istiyorum. Bu süreçte kulüplerimizin, camiamızın sabırları takdire şayandır. Hepinize teşekkürlemi iletiyorum. İnanıyorum ki buradaki herkesin ortak derdi Türk sporu, sporcusu ve bu anlamda başarının sürdürülebilmesi. Bu amaç doğrultusunda sizlerle beraber olmaya devam edeceğiz. Su akar yolunu bulur. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim kılsın. Toplantımız hayırlara, bereketlere vesile olsun."

Açılış konuşmasından sonra Bakan Kasapoğlu, TFF Başkanı Özdemir ve kulüp başkanlarıyla fikir alışverişine başladı. Kalan bölümü kapalı gerçekleştirilen toplantı devam ediyor.epsinden bir şeyler alıp, not ettim. Futbol sonrasında da artık aklımda hocalık var. Şenol hoca ile de ufak ufak konuşuyorum. Ancak Burak Yılmaz, şu anda futbola konsantre olmuş durumda. Futbolun içinde mutlaka kalacağım. Ama yorumcum ama yönetici ama hoca olarak. Bazı büyüklerim hocalık yapabileceğimi düşünüyorlar. Şimdi ben de düşünüyorum” diye konuştu.

“BİRAZ KİLO ALDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM”

Karantina döneminde evde nasıl vakit geçirdiği sorulan tecrübeli forvet, şöyle cevap verdi:

“Yemek yapmayı severim ama yapamam, bilmiyorum. Kitap okuyorum, play-station oynuyorum. Yemekle aram çok iyi. Ben biraz kilo aldığımı düşünüyorum. Bugünden itibaren orucuz. Hem dinen hem fiziken kendimizi temizlemeye çalışıyoruz. Bol bol kitap okuyorum. Çocuklarla vakit geçiyorum. Günlerimiz böyle geçiyor.”

Kaynak: Spor Merkezi