Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi'nde konuştu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, BAYRAKTAR, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR ve KIZILELMA gibi Türkiye'nin insansız hava araçlarının her birinin küresel hava araçları alanında kendi sınıfında lider olduğunu belirterek, "Türkiye milli insansız hava araçlarıyla küresel pazarın yüzde 70'ine tek başına hakim." dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi'nde konuştu

İSTANBUL - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, BAYRAKTAR, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR ve KIZILELMA gibi Türkiye'nin insansız hava araçlarının her birinin küresel hava araçları alanında kendi sınıfında lider olduğunu belirterek, "Türkiye milli insansız hava araçlarıyla küresel pazarın yüzde 70'ine tek başına hakim." dedi.

Kacır, Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) tarafından Yenidoğu Okulları Çekmeköy Kampüsü'nde "Eğitimi Geleceğe Taşımak: Yapay Zeka ve Dijital Beceriler Işığında Eğitim" temasıyla düzenlenen YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi'nde (YETZ'24) eğitimci ve öğrencilerle bir araya geldi.

Burada dijital ve teknolojik dönüşüm ve yapay zeka ile uzay alanındaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kacır, savunma sanayisinde yerlilik ve milliliğin Türkiye için bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Türkiye'nin savunma sanayisinde geçmişte yaşadığı olumsuzluklardan bahseden Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği sayesinde Türkiye'nin ihtiyacı olan ne varsa kendi imkan ve kabiliyetleri ile üretme politikasına geçtiğini, Türk milletinin tam bağımsızlığını, istiklalini ve istikbalini kendi geliştirdiği milli savunma sistemleriyle tahkim etme yolculuğunun başladığını anlattı.

Kacır, Türkiye'nin savunma sanayisinde yerliliğinin yüzde 80'in üzerine çıktığını, neredeyse bütün kritik sistemleri yerli ve milli olarak üretme kabiliyetine haiz hale geldiğini kaydederek, savunma sanayisinde elde ettikleri bu başarıyı diğer alanlara da yaymak istediklerini vurguladı.

Türkiye'nin 22 yılda ciddi bir altyapı inşa ettiğinden bahseden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün Türkiye'nin dört bir yanında teknoparklarımız var. Bu teknoparklarda 11 bin şirketimiz araştırma, geliştirme ve inovasyon odaklı çalışıyor. Bugün Türkiye'de 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezimiz, 200'den fazla üniversitemiz var. Türkiye'nin dört bir yanında yeni kurulmuş yeni teknoloji girişimlerine hizmet vermek üzere çalışan hızlandırma programları hızlandırma merkezleri var. Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatı bu dönemde 8 misline çıktı, 9 milyar doları aştı. Yani savunma sanayindeki başarıyı teknolojinin diğer alanlarına yaygınlaştırabilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz altyapı ve ekosistemi son 22 yılda büyük ölçüde inşa ettik."

"TÜRKİYE'NİN ÜRETTİĞİ İHA'LAR KENDİ SINIFINDA DÜNYA LİDERİ"

Bakan Kacır, bu sürede AR-GE insan kaynağının 291 bine yükseldiğini, AR-GE harcamalarının 16 milyar dolara çıktığını, özel sektörün AR-GE çalışmalarındaki payının yüzde 30'un altında iken yüzde 60'ın üzerine çıktığını, bilimsel yayın kapasitesinin 5 misline eriştiğini, bir yılda yapılan patent başvurusu sayısının 400'lerden 9 bine yaklaştığını söyledi.

Savunma sanayisindeki başarıda birtakım temel yaklaşımları benimsemelerinin çok büyük rol oynadığını dile getiren Kacır, Türkiye'nin 20. yüzyılda havacılık alanında yaşadıklarını anlattı.

Kacır, Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ gibi havacılığın unutulmaz isimlerinin ve bu alandaki diğer isimlerin 20. yüzyıldaki girişimlerinin akamete uğratılmasını anımsatarak, "Önleri öyle bir kesilmiş ki ürettikleri uçaklar adeta toprağa gömülmüş." dedi.

Türkiye'nin 21. yüzyılda ortaya konulan irade sayesinde havacılıkta bir başarı hikayesi yazdığını vurgulayan Kacır, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye, terörle mücadelede ihtiyaç duyduğu sistemleri geliştirebilmek adına çıktığı bu yolda çok doğru bir karar verdi. Başka ülkelerin onlarca yıl, milyarlarca dolar, on binlerce insanla yaptıkları işleri taklit etmek, onların izlerinden adım adım gitmek, onların stratejilerini kopyalayıp yapıştırmak yerine kendi ve özgün stratejilerini geliştirdi. Paradigmanın değiştiği alana odaklandı ve nihayetinde 10-15 yıl gibi devletler tarihi açısından kısa sayılabilecek bir sürede bu teknolojide dünyada çok büyük bir üstünlük elde etti.

Bugün BAYRAKTAR, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR, KIZILELMA gibi Türkiye'nin insansız hava araçlarının her biri küresel hava araçları alanında kendi sınıfında lider sistemler. Türkiye milli insansız hava araçlarıyla küresel pazarın yüzde 70'ine tek başına hakim. Tüm dünyada satılan insansız hava araçlarının yüzde 70'ten fazlası Türkiye'den ihraç ediliyor. Bu, Türkiye tarihi açısından aslında bir yüksek teknoloji sisteminde bugüne kadar elde ettiğimiz en büyük başarı."

"TÜRKİYE, OTOMOBİLLERDEKİ DÖNÜŞÜMÜ İDDİALI YAKLAŞIMIYLA GÖĞÜSLÜYOR"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, paradigma değişikliklerinin Türkiye gibi ülkelere önemli fırsatlar sunduğunu belirterek, buna benzer bir değişimin otomobillerde yaşandığını söyledi.

Elektrikli araç teknolojileri ve bataryaları ile sürücüsüz otomobil alanında yaşanan gelişmelerden bahseden Kacır, "Türkiye, bu dönüşümü de iddialı bir milli teknoloji yaklaşımıyla göğüslüyor." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin yerli otomobil üretme ve Togg'un bugüne gelme serüveni ile özellikle ilk süreçte Togg'a yönelik eleştirileri anlatan Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerli otomobil fikrini ortaya attığı 2011 yılından kısa süre önce ABD'de yeni bir marka doğduğunu, elektrikli araç olarak geliştirilen Tesla'nın bugünkü değerinin 1 trilyon doların üzerinde olduğunu ifade etti.

Tesla'nın diğer bütün otomobil markalarının toplam piyasa değerinin birkaç katı olduğunu dile getiren Kacır, şu açıklamalarda bulundu:

"Yani 80, 100 yaşında, hepimizin ismini bildiği pek çok markanın toplam değerinin birkaç misli değere sahip tek başına. Bunun tek bir nedeni var; O diğerleri geçmişin teknolojisiyle meşgul olurken, Tesla doğuştan yeni nesil teknolojiye yöneldi ve muazzam bir fırsat elde etti. Aslında Cumhurbaşkanımız bu iddiayı ortaya koyduğunda hep birlikte bu iddia sahiplenilseydi belki bugün Tesla kadar kıymetli bir marka Türkiye'den çıkabilirdi. Gelecekte olacak ama bu daha erken olabilirdi. Şimdi bunu söylediğimde dahi inanmakta güçlük çekenler olduğunu görüyor ve üzülüyorum. Bunu İHA'larda yaptık. Bugün İHA'larda pazar payımız dünyada yüzde 70. Elektrikli araçlarda da 10 yıl önce yola çıkmış olsaydık muhtemelen insansız hava araçlarına çok benzer bir başarı hikayesi gerçekleştirmiş olacağız. Bundan sonra bu öğrenilmiş çaresizliklerden kurtuldukça, özellikle eğitim camiamızın katkılarıyla, çabalarıyla gençlerimizde güçlü bir özgüven oluşturdukça, önümüzdeki dönemin bizler için çok daha aydınlık olacağına yürekten inanıyorum."

"BUGÜNE DEK 45 BİN TOGG YENİ SAHİBİYLE BULUŞTU"

Bakan Kacır, bugüne dek 45 bin Togg'un sahipleri ile buluştuğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu teknoloji yarışı durmak bilmiyor. Togg'un mutlaka az önce ifade ettiğim tüm paradigma değişimlerinde bu çabayı ortaya koymaya devam etmesi lazım. Yani hem batarya teknolojisinde sürpriz gelişmeler önümüzdeki dönemde yaşanabilir. Belki elektrikli araçlardan sonrasına, bir sonraki teknolojiyle insanlar çok hızlı bir geçiş yapabilir. Otonom araçlar çok hızlı yaygınlaşıyor. Muhtemelen birkaç yıl içerisinde kullanıcıların temel tercih sebebi haline gelecek. Bütün bunlar Togg için rekabet alanları olacak. Dolayısıyla bize düşen milli markamızın, milli girişimlerimizin bütün bu teknoloji eksenlerinde rekabet gücü elde etmesini sağlayacak adımlar atmaya devam etmek olacak."

Kacır, uzay alanında yaşanan gelişmelerden bahsederek, gelecek dönemde insanlığın uzay teknolojilerinden çok daha etkin yararlanır hale geleceğini, nesnelerin internetinin çok daha hızlı yaygınlaşacağını ve uydu teknolojilerinin çok daha yaygın kullanacağını anlattı.

Yapay zeka alanında yaşanan gelişmeleri ve bu teknolojinin kullanımının getirdiği avantajları paylaşan Kacır, "Yapay zeka şimdiye kadarki tecrübelerimizin de ötesinde bir yaygın paradigma değişimini dünyaya taşıyor. Tabii bu, dünyada ticari ve ekonomik dengeleri de değiştiriyor. Bugün artık dünyanın en değerli şirketlerinden biri bütün bu yapay zeka çalışmalarına imkan verecek veri merkezlerini ve çift teknolojilerini geliştiren, kuran bir şirket." şeklinde konuştu.

Kacır, yapay zekanın sunduğu fırsatların yanından tehditleri de beraberinde getirdiğini kaydederek, "Siz eğitimcilerimizin bütün fırsatlarla beraber gelen tehditleri özellikle gençlerimizin, bizi biz yapan, insan kılan değerler üzere yetişmesini örseleyebilecek tehditleri mutlaka hesaba katması gerekli diye değerlendiriyorum." açıklamasında bulundu.

"KENDİ YAPAY ZEKA ÇÖZÜMLERİMİZİ GELİŞTİRMESİNİN ÖNÜNÜ AÇMALIYIZ"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, internette arama motoru pazarına tek bir şirketin hakim olduğunu ve bu internette arama yapılınca ilk sırada kullanıcının karşısına ansiklopedi gibi bir web adresinin çıktığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Orada yazılanların hiçbirinin hangi meteorolojik yöntemlerle oluşturulduğuna dair bir malumatımız yok. Bunları yazanları da bilmiyoruz. Hangi bilimsel metodolojiye uygun olarak tanzim edilmiş, bize sunulmuş, buna dair bir fikrimiz yok, olması mümkün değil. Birtakım takma isimlerle erişimimiz mümkün olmayan birilerinin oluşturduğu bilgileri uzunca bir zamandır hakikat olarak kabul ediyoruz. Bu, aslında maalesef insanoğlunun hakikatle buluşmasının önünde sandığımızın aksine büyük bir bariyer inşa etti son 20 yılda."

Kacır, şimdi ise yapay zekanın insan hayatına girdiğini artık arama motorları ile vakit kaybedilmediğini belirterek, sorulan sorulara en detaylı şekilde cevap veren yapay zekaların hangi algoritmalarla oluşturulduğunu ve hangi veri setleriyle beslendiğinin bilinmediğini anlattı.

Bu tehditlerin varlığının yapay zekadan kopmak anlamına gelmeyeceğini vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:

"En büyük iş eğitimcilerimize, hocalarımıza, bu eğitim müesseselerimize düşüyor. Kendi insan kaynağımızın kendi yapay zeka çözümlerimizi geliştirmesinin önünü açmak, bunun için onları ihtiyaç duyduğumuz yetkinliklerle buluşturmak durumundayız. Onların hayallerini araştırmaya, geliştirmeye ve projeye dönüştürmelerini sağlayacak işler yapmak durumundayız. Bir yandan da elbette kamu yönetimi tarafında yapay zekanın etik ve ahlaki bir çerçevede kullanılabilmesine yönelik tedbirler almak, düzenlemeler yapmak ve kendi toplumumuzu ve insanımızı bu tehditlerden muhafaza etmeye dönük adımlar atmak zorundayız."

"TOGG'UN KENDİ OTONOM ARAÇ GELİŞTİRME YOL HARİTASI VAR"

Bakan Kacır, sosyal medya uygulamalarında istenilen başarıyı yakalayamadıklarını ve bu alanda halen başkalarının geliştirdiği uygulamaları kullandıklarını belirterek, "Ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde yerli ve milli sosyal medya platformlarına ilişkin çabalar da güçlenecek ve Türkiye bu alanda da dünyaya örnek oluşturabilecek projeler başlatacak. Yapay zeka tarafında bu fırsat penceresi daha fazla açık. Dolayısıyla bunun için hep birlikte daha fazla çalışmalıyız." diye konuştu.

Teknolojinin gelişmesiyle işgücü alanında yaşanan değişimden bahseden Kacır, sürücüsüz otomobillerde yaşanan gelişmeleri paylaştı.

Kacır, Togg'da otonom araç teknolojisini çok önemsedikleri için yeni bir girişim başlattıklarını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Togg, otonom araç teknolojisi geliştirme şirketi kurdu. Trutek ismiyle Ankara'da bir AR-GE merkezi oluşturduk. 300'e yakın mühendisimiz var Trutek'te. Bunların önemli bir kısmını savunma sanayi, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN'daki birikimi taşıyabilmek adına Togg'a transfer ettik. Mühendisler şimdi Togg'un Trutek ekibi içinde araştırmalarını yürütüyor ve Togg'un kendi otonom araç geliştirme yol haritası var. Bakanlık olarak bu çalışmayı çok güçlü şekilde destekliyoruz. En az Togg'un otomobil fabrikası kadar önemli bir iş olduğunu değerlendiriyoruz."

Kacır, teknolojik dönüşüm ve yapay zeka nedeniyle kaybolan işlerden daha fazla yeni iş alanlarının açılacağını vurgulayarak, bunun fırsat eşitliğine dönüştürülebileceğini bildirdi.

Bakanlık tarafından son 22 yılda kurulan altyapı ve hayata geçirilen ya da desteklenen projelerden bahseden Kacır, "Son 22 yılda kurduğumuz altyapı ve özellikle son dönemde içerik ve müfredat geliştirme, eğitici eğitimler konusunda hep birlikte ortaya konulan çabaların neticesinde artık matematik ve fen bilimleri gibi başlıklarda uluslararası sıralamalarda zirveye yürüyen bir ülkeyiz." diye konuştu.

TEKNOFEST, DENEYAP Teknoloji Atölyesi, bilim merkezleri, yazılım okulları, Sektör Kampüste gibi proje ve uygulamalara dikkati çeken Kacır, eğitim içeriğini çeşitlendirmek, müfredatı zenginleştirmek için yaptıkları çalışmaları anlattı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Çok Okunan Haberler