Çağdaş Hukukçular Derneği adına konuşan Avukat Onur Şahinkaya, "Bugün bizim onursuz arama dayatmalarına karşı çıkmamız, aranmama hakkının şahsımıza ait verilmiş bir imtiyazdan kaynaklanmıyor. Aranmama hakkı, avukatların meslek sırrı saklama yükümlüğünden gelmektedir. Biz bu onursuzluğu, ip gibi sıraya dizilmeyi, suçlu gibi üstümüzün hergün boşaltılmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Meslektaşlarımıza ve halkımıza da daha fazla bu yönde duyarlı davranmalarını bekliyoruz" dedi.
İSTANBUL BAROSU'NA TEPKİ
Avukat Ercan Kanar da yaptığı açıklamada, avukatların, yargılama faaliyetinde halkın temsilcisi olduğunu, savcı ve yargıçların ise iktidarın temsilcisi olduğunu belirtti. Kanar, "Üstümüzü asla aratmayacağız. Bu, bir lütuf değildir. Bu, savunmanın dokunulmazlığı ve bağımsızlığından kaynaklanmaktadır" dedi. İstanbul Barosu'na da tepki gösteren Kanar, "Savunmanın onurunu, bağımsızlığını ve dokunulmazlığını savunmadığı için, bu diktatörlüğe boyun eğdiği için İstanbul Barosu'nu kınıyorum. Bunun hesabını genel kurullarda soracağız" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANININ ASIL NİYETİNİN GÜVENLİK OLMADIĞINI İYİ BİLİYORUZ"
Avukat Can Atalay ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın taziye evinde avukatların aranmasına yönelik 'bal gibi de aranır' sözlerine tepki göstererek, "Cumhurbaşkanı'nın asıl niyetinin güvenlik olmadığını iyi biliyoruz. Sorun yalnızca güvenlik olsaydı, avukatların üstünün aranmasının buna yetmeyeceğini ilk elden tanıkları biziz" dedi.
ARANMADAN İÇERİ GİRDİLER
Açıklamaların ardından hep birlikte adliye binasına giren avukatlar, kimliklerini havaya kaldırarak aranmadan içeriye girdiler. Güvenlik görevlileri avukatların bu şekilde x-ray cihazından geçmesine tepkisiz kaldı. Avukatlar adliye binası içerisinde bir süre 'Baro uyuma savunmaya sahip çık', 'Uzlaşmacı yönetim istemiyoruz', 'Adalet yoksa güvenlik olmaz' sloganları attıktan sonra dağıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz