Bitlis Tatvan'da süregelen operasyonlarda PKK inlerine öyle bir darbe vuruldu ki. Tatvan kırsalında süregelen arama çalışmalarında PKK'ya ait olduğu belirlenen 4 depo ve sığınak içinde de yaşam malzemelerine el konuldu
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada dün 10'uncu Komando Tugay Komutanlığı tarafından, Tatvan ilçesi kırsalında 'Şehit Muhabere Astsubay Kıdemli Çavuş Erdoğan Karakılıç-5' operasyonunun icra edildiği belirtildi. Operasyonda, tespit edilen 4 ayrı sığınak ve barınakta muhtelif yaşam malzemeleri ile bol miktarda el yapımı patlayıcı yapımında kullanılan amonyum nitrat ele geçirildiği ve bu malzemelerin yerinde imha edildiği kaydedildi.
Bitlis ilinin merkezi olan şehirdir. Merkez ilçeye bağlı üç bucak vardır. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Bitlis'i, güneyden Siirt, batıdan Muş, kuzeyden Ağrı illeri ve doğudan Van Gölü çevreler. Bitlis, Kaleleri ve İslam eserleriyle önemli bir ildir.
Tarihçiler Bitlis tarihini değişik zamanlardan başlatmaktadırlar. 5000 yıllık, 7000 yıllık tarih gibi. Gerçekte Bitlis tarihi Neolotik Çağdediğimiz Yenitaş dönemine kadar uzanmaktadır. Bitlis ve yöresinin yazılı tarih öncesi oldukça karanlıktır. En önemli nedenleri yüzeydeki buluntuların az olması ve bugüne kadar gerçekçi bir arkeolojik çalışma yapılmamasıdır. Bitlis ili sınırları içerisinde bulunan Süphan ve Nemrut Dağı dağlarındaki obsidyen (doğal cam yatakları), doğrudan olmasa bile dolaylı olarak bu yöre tarihinin Neolitik dönemine kadar çıktığını göstermektedir. Obsidyen yataklarından elde edilen doğal camın yontucu, kesici, kazıyıcı olarak çevredeki yerleşim yerlerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yine yapılan çalışmalar sonucunda o döneme ait ticaret yolu Van Gölü'nün doğusundan güneye (bugün ki Van ili sınırları içerisinde bulunan Kalkolitik – Maden Dönemi – yerleşme alanı olan Tilkitepe), batıda ise Diyarbakır il sınırlarına (Ergani yakınındaki çanak-çömleksiz bir Neolitik yerleşme yeri olan Çayönü) dek uzanmaktadır.
1891 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Bitlis'te yaşayan kişi sayısı 75.760 kişidir. Bunların çoğunluğu Türkmenler veKürtlerden oluşmaktadır (44.467 kişi). Bitlis'teki en önemli azınlık ise 30.445 kişilik nüfusları ile Ermenilerdir. Ermenilerin toplam nüfus içindeki payları belirtilen yıllarda %40'ı bulmaktadır.
Bitlis geneli dağlar ve platolardan oluşmaktadır. Bu nedenle hayvancılığa daha elverişli bir kenttir.Karasal iklimi ise sert bir şekilde yaşadığından palmiye benzeri geniş yapraklı ağaçlar burada yetişemezler.
Tatvan , Bitlis'e bağlı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde Van Gölü'nün batı yakasında olan bir ilçedir.
Bağlı olduğu Bitlis ilinden nüfus ve yüzölçümü olarak daha büyüktür. Haydarpaşa Garı-İran demiryolu Tatvan'dan geçmektedir.Diyarbakır-Van, Elazığ-Van, Siirt-Bitlis ve Ağrı karayollarının kavşak noktasında olması ilçenin hızlı gelişmesinde etkili olmuştur. Ayrıca Van-Tatvan arasında karşılıklı vapur seferleri yapılmaktadır.
Tatvan'a komşu ilçeler Ahlat, Bitlis, Gevaş ve Hizan ilçeleridir.
Tatvan'ın bilinen tarihi, son yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre günümüzden takriben beş bin yıl öncesine dayanmaktadır. Tatvan Feribot İşletmesinin üst tarafındaki tepede yapılan çalışmalarda elde edilen çeşitli buluntular MÖ 3. binyıla tarihlenmiştir.
İlçe ve çevresinin ilk sakinlerinden biri Subarlar’dır. MÖ 2. binyılda Yukarı Mezopotamya'ya egemen olan Hurriler de muhtemelen Tatvan bölgesine hâkim olmuşlardır. Daha sonra Urartular, Van ve çevresi ile birlikte Tatvan’a üç asır boyunca egemen olmuşlardır. Urartu hakimiyetinden sonra Ermeniler burayı yurt edinmişlerdir. Kentin adı ilk kez 6. yüzyılda Ermeni kaynaklarında Tadvan veya Dadvan şeklinde geçer. 6. ve 7. yüzyıllarda Tatvan yöresi güçlü Ermeni beyliklerinden Pıznuni hanedanının yerleşim merkezi idi. İlçe dahilindeki köylerin hemen hepsinin 1960'lı yıllara dek kullanılan isimleri Ermenice idi.
Ömer döneminde İslam devletinin topraklarına katılan Tatvan, daha sonra merkezi Ahlat'ta bulunan Şah-ı Armenlerin (Armenşahlar) egemenliği altına girmiştir. 1071’deki Malazgirt Muharebesi'nden sonra Anadolu'ya hakim olan Selçukluların yörede fiilen hüküm sürmüş olduklarına dair herhangi bir belirti yoktur. 15. yüzyılda Akkoyunlular, daha sonra Bitlis'te hüküm süren Şerefhan (Rojki) beyleri Tatvan iskelesini kontrolleri altında tutmuşlardır. Osmanlı egemenliği 1514'te Çaldıran Savaşı'ndan sonra kurulmuş, 17. yüzyıl başlarında fiilen ortadan kalktıktan sonra tekrar ancak 1840'lı yıllarda kurulabilmiştir.
Tatvan ismi Ermenice olup, bölge adı olan Dadik/Tatik memleketinin kasabası anlamındadır. Yerel efsaneleri aktarmayı sevenEvliya Çelebi, Rahova (Rahva) Ovasından doğuya doğru üç saat yürüdükten sonra Taht-ı Van kalesine ulaşıldığını ve buraya yöre halkının Tatvan adını verdiklerini kaydetmektedir. Burası Van Gölü kenarında olup, Van Paşasının Hassıdır, Subaşılıkla idare edilmektedir. Evliya Çelebi'ye göre Kanuni döneminde Zal Paşa burada küçük bir kale yaptırmıştır. Tatvan kalesi daha sonra, İran Şahı Tahmasb döneminde İran orduları tarafından tahrip edilmiştir. Tahmasb’ın orduları Ahlat ve Adilcevaz kaleleriniistila ettiklerinde, Tatvan’dan gemiler ile Van’a yardım gitmesini engellemek amacıyla buradaki kaleyi tahrip etmişlerdir. Fakat buna rağmen Tatvan bir liman olarak, bundan sonra da önemini korumuştur.
1879 Osmanlı Salnamesinde Tatvan, Kotum (Küçüksu) Nahiyesine bağlı bir köy görünümünde idi. O tarihte nüfusunun tamamı 100 hanede 650 kadar Ermeniden ibaretti. Aziz Teodoros'a ithaf edilmiş bir kilisesi ve ilkokulu vardı.
Kaynak: Diyarbakır Söz