İnsan Hakları Derneği 36 yaşında: Cumhurbaşkanlığı tarafından arandık

İnsan Hakları Derneği (İHD), 36’ıncı kuruluş yıldönümünde basın açıklaması düzenledi. İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, “Bir hafta önce cumhurbaşkanlığı tarafından arandık. Taleplerimiz istendi” dedi.

İnsan Hakları Derneği 36 yaşında: Cumhurbaşkanlığı tarafından arandık

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, derneğinin 36’ncı kuruluş yıldönümünde Sultanahmet’te bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Düzenlenen açıklamada, “İnsan hakları mücadelemiz sürüyor, sürecek” yazılı pankart ve “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “İnsan haklarıyla insandır” dövizler taşındı.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI TARAFINDAN ARANDIK’

Açıklamada söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, derneğin 12 Eylül 1980 askeri darbenin ardından çok zor koşullarda aydın ve mağdur edilenlerin aileleri tarafından kurulduğunu hatırlattı.  Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini önlemeye çalıştıklarını belirten Yoleri, şunları söyledi: “İhlal yaratan iktidarların ve politikalarının değişmesi için büyük bir çaba sarf ettik. Dünyada 183 insan hakkının belirledik ve bu haklarının korunması için mücadele ettik. Tüm dünyada ağır insan hakları ihlali yaşanıyor. Dernek kurulduğunda yaşam hakkı ve işkence en çok tartışılan konularından biriydi. Örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar ve baskılar da çok tartışılıyordu. Hala temel haklarımıza yönelik saldırılar devam ediyor. Kayıp yakınlarının verdiği mücadeleye dönük devletin bakışının değişmedi. Bundan bir hafta önce Cumhurbaşkanlığı tarafından arandık. Bu arama ile dernekten taleplerimiz istendi. Bu görüşmede taleplerimizi ilettik. Cumartesi Annelerini engellememesi gerektiğini dile getirdik.”

‘CEZAEVLERİNDE CİDDİ SORUNLAR YAŞANMAYA DEVAM EDİYOR’

“Bu ülkede yaşayan her kim olursa olsun hukuki statüsü ne olursa olsun temel haklarının o kişiye sağlanması devletin sorumluluğudur” diyen Yoleri, sözlerine şöyle devam etti: “Bu mülteciler için de geçerlidir. Türkiye’de 384 Cezaevi var. Bu cezaevlerinde üç yüz binin üzerinde tutuklu ve hükümlü var. Bu sayının çok yüksek ve bu nedenle çok ciddi sorunların yaşanmaya devam ediyor. Biz işkencenin bitmesini beklerken yaşam koşullarının iyileştirilmesini beklerken ayrımcılık sorunlarının giderilmesini beklerken özellikle infazda ayrımcılığın giderilmesini beklerken yeni tip hapishaneler yapılıyor. İlk başlarda S Tipi yetmedi şimdi ise Y Tipi hapishaneler gündemde. Bu cezaevleri daha ağır tecrit uygulanabilecek şekilde tasarlanmıştır. 651 tutuklu ölüm sınırında. En az bin 517 ağır hasta tutuklu var. Hasta tutukluların tedavi haklarının da suiistimal ediliyor. Ciddi bir tecrit durumu da var.”

DARBE ANAYASASI HÂLÂ YÜRÜRLÜKTE

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD’nin askeri darbe sonrası kurulan ilk sivil toplum örgütü olduğu söyledi. Çocukları cezaevinde olan, işkence gören ve idam edilen insanların aileleri tarafından derneğin kurulduğunu dile getiren Keskin, şunları söyledi: “İnsan hakları derneği her zaman savaşa, ırkçılığa, militarizme ve homofobi ile transfobiye mücadele etti. Askeri darbeciler ile yaptıkları Anayasa hala yürürlükte. Bu iktidarda olan ya da olmayan veya gelecekte olacak olan hiçbir bir partinin militarizmden şikâyet etme hakkı yoktur. Çünkü onlar askeri darbeci Kenan Evren tarafından hazırlatan Anayasayı hala değiştirmediler. Biz bu Anayasa ile yönetiliyoruz. Bir darbe hukuku gündemdedir. O nedenle Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler; kadınlar, LGBT+’lar savaş karşıtı oldukları için hala baskı altındalar. Bizim öncülerimiz olan ve bu yolda canını yitiren Vedat Aydın’ı Musa Anter’i Neman Fırtına’yı onların şahsında tüm kaybettiğimiz insanları anmamız gerekiyor. İyi ki İHD var.” 

‘İŞKENCEYLE MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) adına açıklama yapan Süheyla Ağkoç, ailesinin darbeciler tarafından katledildiğini söyledi. Çocukları için mücadele eden annelerin, babaların, dostların dayanışmasıyla bugüne geldiklerini belirten Ağkoç, “Gönül ister ki işkencesiz bir dünyada, başta yaşam hakkı olmak üzere ihlallerin olmadığı bir dünyada yaşayalım. Bunun için mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, kuşaktan kuşağa aktarılan bu gelenek inanıyorum ki bizden sonraki nesillere de bayrak olarak devam edecek. TİHV 30 yılı aşkın bir süredir işkence ve kötü muamelenin tedavisi ve rehabilitasyon, dokümantasyonuyla ilgileniyor. TİHV bu alanda da mücadelesine devam edecek” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz