KADINA YÖNELİK ŞİDDET NEDİR?
Kitapçığın yazarlardan adli tıp uzmanı Dr. Fatmagül Aslan, Dünya Sağlık Örgütü'nün, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içersinde ya da özel yaşamında baskı görmesine ve kısıtlanmasına neden olan her türlü davranışı kadına yönelik şiddet kapsamına aldığını söyledi.
Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün kadına yönelik şiddetin üreme çağındaki kadınların ölüm nedenleri ve sakatlıkları arasında, kansere eşdeğer ciddiyette değerlendirdiğinin altını çizen Dr. Aslan, ancak şiddet mağdurlarıyla karşılaşma ve hizmet sunma olasılığı olan hekimler ve diğer sağlık çalışanları, avukatlar, savcı ve hakimlerin konu hakkında yeterli bilgi ve duyarlılığa sahip olmamasının, önemli bir sorun olduğunu dile getirdi.
UYGUN OLMAYAN RAPOR MAĞDURİYETİ
Dr. Aslan, Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu'nun, özellikle birinci basamak sağlık kuruluşları ve acil servislerde çalışan hekimlerin tuttuğu adli raporlarla ilgili eleştiri ve önerileri sonrası Antalya Tabip Odası'nın uygulamaları analiz ederek bir çalışma başlattığını söyledi.
Yapılan bir dizi toplantıda uygun düzenlenmeyen adli raporlar ve kullanılmayan rapor formları nedeniyle şiddet mağdurlarının ciddi hak kaybına uğradığı, suçluların cezasız kalabildiğinin toplantılarda değerlendirildiğini belirten Dr. Aslan, acil servis ve aile sağlığı merkezlerinde görev yapan hekimlere dağıtılmak üzere referans kitapçık oluşturulmasına karar verildiğini aktardı.
BİR SORU BAZEN YETER
Kitapçığın ana amacının şiddete uğrayan kadınlara ve bunu tespit eden sağlık ekibine yol haritası sunmak olduğunu aktaran Dr. Aslan, şunları söyledi:
“Şiddete uğrayan kadın şikayetçi olmaktan çekiniyor. Kadına 'Neden sık sık idrar yolu enfeksiyonuyla geliyorsun?', 'Neden ilaç içtin, bileklerini kestin, neden intiharı deniyorsun?' 'Gözündeki morluktan emin misin, kapıya çarpmış olamazsın' gibi açık uçlu sorular sormadığınız sürece şiddet gördüğünü söylemiyor. Söylese bile bunun raporlanması sırasında, sonrasında karakola giderken yaşayacağı zorluklar onu şikayetçi olmaktan alıkoyuyor. Hekimlere düşen görev, 'Acaba bu kadında böyle bir şey olabilir mi?' diye 1 saniye durup düşünmek. Atlanan nokta, akla gelmemesi. Kadına bu soru sorulmuyor, dolayısıyla tespit edilemiyor. Tespit edilemeyen bir sorunun çözümü de mümkün olmuyor."
ÖYKÜNÜN ALINMASI ÖNEMLİ
Sağlık çalışanlarının şiddetin yaygınlığı ve her olguda karşılaşılabileceğini akılda tutması gerektiğini belirten Dr. Aslan, bu durumun hastanın öyküsünün alımı sırasında sorgulanması, kadına yönelik şiddetin saptanmasında en önemli faktör olduğunu vurguladı. Hekimlerin tıbben belgelenmesi gereken pek çok fiziksel bulgunun, kadın sağlık çalışanına ulaşana kadar iyileşmiş ve kaybolmuş olduğunu da göz ardı etmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Aslan, bu noktada travmanın yol açtığı ruhsal değişimler ve bunların saptanmasının şiddetin tek delili olduğuna dikkat çekti. Dr. Aslan, “İyi alınmış bir öykü, ayrıntılı ve atlamadan yapılan fizik muayeneyle işbirliği, bu konuda büyük önem taşımaktadır" dedi.
DHA
Kaynak: DHA