Diyarbakır 'da cezaevinden firar eden 6 kişinin kimlikleri açıklandı. Diyarbakır D Tipi Ceza İnfaz Kurumundan 6 mahkum firar etti.
Kayapınar ilçesindeki Diyarbakır D Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bu sabah yapılan sayımda 6 mahkumun olmadığı fark edildi. Terör örgütüne üye olmak, yardım ve yataklık suçlarından cezaevinde bulunan mahkumların firar etmesiyle ilgili araştırma başlatıldı.
Firari mahkumlar arasında Bingöl M Tipi Ceza İnfaz Kurumundan 25 Eylül 2013'te tünel kazıp firar ettikten sonra yakalananların da yer aldığı öğrenildi.
Firarilerin yakalanması için geniş çaplı operasyon başlatılırken, çevre il ve ilçelerdeki güvenlik birimlerine de bilgi verildi. (AA)
Diyarbakır, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on ikinci şehri. TÜİK ADNKS verilerine göre 2014 itibarıyla, tüm ilçe ve köyleriyle birlikte, 1.635.048 nüfusa sahiptir. Diyarbakır kent merkezi yaklaşık 9000 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Diyarbakır şehri farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. MÖ 200'de Amidi Asur hükümdarı Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında şehrin adı "Amid" ya da "Amidi" olarak geçmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarında şehrin adı "Amid, O'mid, Emit, Amide" şeklinde adlandırıldığı görülmektedir.[3] 11. yüzyılda yöreye gelen Türkmenler şehirdeki yapılarda kullanılan siyah renkli taşlardan dolayı şehre "Kara Amid" demişlerdir. Şehir için zazacada kent merkezi anlamına gelen "sük" tabiride kullanılmaktadır. Müslüman Arapların egemenliği sırasında buraya yerleşen "Bekr" (بکر) kabilesinden dolayı "Diyâru Bekr" (ديار بكر) (Bekr kabilesinin yurdu) olarak kayıtlara geçmiştir "Diyaru Bekr" daha sonraları "Diyarbekir"; Osmanlı'nın son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amidisminin kullanımının özellikle Diyar-ı Bekr'in (Diyarbekir) 1867 yılında vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terkedildiği, bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de (Diyar-ı Bekr) Diyarbekir adının kullanıldığı görülmektedir. 1926'da Mustafa Kemal Paşa'ya fahri hemşehrilik verilmiştir.
Diyarbekir'in "Diyarbakır" oluşuna dair çalışmalar, Türk Dili dergisinin Haziran 1938 nüshasında özetlenmiştir. 17 Kasım 1937 tarihindeAtatürk'ün trenle Diyarbekır'dan Elazığ'a geçtiği gece yapılan bir dil tartışmasının ardından, Türk Dil Kurumu'na gönderilen bir telgrafla başladı. Yapılan çalışmaları sonucu şehrin adı Diyarbakır olarak değiştirildi. Türk Dil Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen"e gönderilen telgraf şöyledir.
« Diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? Esasta bu şehrin ismi 'Bakır memleketi' manasına olan 'Diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. Dil Kurumu'nun bu hususta Tarih Kurumu ile işbirliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. Balıkesir saylavı İsmail Hakkı'nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. Tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim. »
Şehirde bakır madenciliği olmamakla beraber, ilde bakır madenciliği yaygın, kayda değer olmamıştır
Kaynak: Diyarbakır Söz