Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 İzleme Grubu, “Kovid-19 Pandemisi 8'inci Ay Değerlendirmesi” raporunu gerçekleştirilen online basın toplantısında açıkladı.
Toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, salgının hızlı artış gösterdiği zor zamandan geçildiğini ifade etti. Fincancı, bir yandan pandemiye dair aşı çalışmalarıyla ilgili umut verici gelişmelerin olduğu söylenirken bir yandan da o aşılara sınırlı erişimin söz konusu olacağının tartışıldığını hatırlattı.
‘ÖNLEMLER ALINIRSA 28 GÜNDE YÜZDE 52 AZALMA OLUR’
Salgınla baş etmenin tedavi edici hekimlikle sınırlandırıldığı bir dönemin yaşandığını dile getiren Fincancı, “İzleme kurulumuzda bugün yapılmış bir çalışmaya dair veriler vardı. Özellikle toplulukların bir araya gelmesi, zorunlu çalışması gerekenler haricindeki iş yerlerinin kapanması ve toplumsal hareketliliğinin azaltılması ve en son olarak da okulların kapanması haline 28 gün içerisinde yüzde 52 oranında bir azalmanın gerçekleşeceği, 14 günde bu rakamın ancak yüzde 42 olabileceği belirtildi. Dolayısıyla önlemler alınırken bu boyutuyla yapılacak önlemleri sosyal devlet ilkesiyle birlikte değerlendirmek gerektiğini, bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.
‘SERT BİR DÖNEME GİRMEKTEYİZ’
Ardından TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt, “Kovid-19 8. Ay Değerlendirme Raporu’nun” sunumunu yaptı. Pandemiyi iyi yönetmiş olan ülkelerin, salgınla baş edip tekrarlanmaması için önlemler aldığına dikkati çeken Akkurt, “Bizim gibi ülkelerde ise sert bir döneme girmekteyiz. Bunun faturasını maalesef toplumun emekçileri çekiyor. Birileri kapalı ortamlarda bulunmasın, kalabalıklara karışmasın diye onlar canları pahasına ekonominin çarklarının dönmesine mahkum oluyorlar. Bu nedenle bu ayki raporumuzun ana teması çalışma yaşamında Kovid-19 olacaktır” bilgisini paylaştı.
‘14 MİLYONDAN YÜZDE 1’İ AĞIR VAKA’
Kovid-19’un dünyadaki 10 aylık gelişimine bakıldığında ciddi bir kaygı uyandırmaya devam ettiğini işaret eden Akkurt, “Bu sabah itibariyle tüm dünyadaki hasta sayısı 51 milyon 805 bin 339 kişidir. Bu kadar sayının içinde şuan dünyada 14 milyon civarında vaka var. Bunun yüzde 1’i ağır ciddi vaka. Biz de maalesef bunun 4-5 katı civarında. Ölümler yüzde 3 civarındadır” bilgilerini verdi.
‘AĞIR HASTA SAYISINDA 5 KAT ARTIŞ’
Türkiye’de kontrol altına alınmayan birinci dalganın hızlı açılma dönemiyle birlikte yeniden yükselişe geçtiğini kaydeden Akkurt, “Ülkemizdeki gerçek durumu hala resmi verilerle bilemiyoruz. Açıklanan resmi veriler gerçek manzaranın bir kısmını gösterse de bu bile Türkiye’de salgın açısından alarm çanlarının çaldığını işaret ediyor. Ağır hasta sayısı ilk olarak 29 Temmuz’da 542 olarak açıklamaya başlanmış 7 Kasım itibariyle beş katına çıkarak 2 bin 730 olmuştur. Yine aynı şekilde ölüm sayıları ve entübe edilen sayılarda da çok ciddi şekilde tırmanış olduğunu bizzat sahada olan arkadaşlarımız ve bizler görüyoruz. Bu dramatik artışın bakanlığın tabloya yansımasıyla saha ciddi bir şekilde çeliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HASTA SAYISI ZATÜRRE SAYISI MI?’
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan tabloda birtakım belirsizliklerin olduğuna vurgu yapan Akkurt, “İfade edilen günlük test sayısının kaç kişiye yapıldığını bilmiyoruz. Her gün, gün aşırı aynı kişilere yapılan testler de mi kapsıyor bilmiyoruz. Yine hasta sayısı neyi ifade ediyor bilmiyoruz. O gün için hastanede yatanların sayısı mı, test pozitif çıkanların sayısı mı? Diğer bir sıkıntı tabloda zatürre olanların sayısı yüzde 3-5 arasında gözüküyor. Mart’tan beri saha da çalışan hekim ve 35 yıllık göğüs hastalıkları uzmanıyım. Kovid tanısı konulmuş bir kişi eğer akciğer etkilenmemişse yani zatürre olmamışsa o kişi hastaneye yatmaz. Acaba hasta sayısı diye ifade edilen sayı bizim o gün yatırdığımız zatürre sayısı mı? Çok kuşku var. Tek kuşku olmayan o güne ait tarih” şeklinde konuştu.
23 İLDE GÜNLÜK VAKA SAYISI 20 BİN
TTB Genel Yürütme Kurulu’nun 24 Ekim’de yapmış oldukları toplantıya dair de bilgi veren Akkurt, “Toplantıya Türkiye’nin değişik illerinden tabip odası ve sekreterleri katıldı. Onlardan bölgelerinde olan sayıları istedik. Getiren 23 il. Bu 23 ilden Ankara, hiçbir zaman günlük vaka sayısının 4 binin altına inmediğini, Maraş günlük vaka sayısının bin 200 olduğunu, İzmir binin altına hiç inmediğini ifade ettiler. İstanbul’da günlük vaka sayısı zaten 10 binlerin üzerinde. Buradan doğru baktığımız zaman sadece 23 ilde bile 24 Ekim itibariyle günlük vaka sayısı 20 binin üzerinde. Bu sayı şuanda ikiye mi üçe mi katladı diye endişeliyiz. Onun da belirsizliği içerisindeyiz” dedi.
Akkurt’un sunumunda yer alan diğer 19 ile ait tabip odalarının 24 Ekim’de vermiş oldukları günlük vaka sayıları şöyle: “Adana 300-400, Adıyaman 100, Ağrı 100-150, Antalya 250, Balıkkesir 225, Batman 200-250, Bitlis 150-170, Bolu 150, Denizli 525-600, Diyarbakır 600, Eskişehir 400, Antep 200-300, Kastamonu 125, Kilis 20-23, Manisa 400, Mersin 200-300, Urfa 200-300 Tekirdağ 200.”
‘KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLAR SON ÇARE’
Çalışanlar ciddi sıkıntılar yaşadığına değinen Akkurt, “İşyerlerinde Kovid-19 kümeleşmelerinin önü alınmazsa dünya çalışan sağlığı ciddi bir şekilde bununla başa çıkması mümkün değildir. Bu kümelenmeleri azaltmanın birinci adımı bazı vazgeçilmez olmayan iş yerlerini kapatmak ama kişilerin özlük haklarından da herhangi bir kayıp olmadan ücretli izne çıkarma, teması azaltma, idari önlemlerin her alanda sosyal izolasyonu sağlayacak şekilde yapılması lazım. Çalışma ortamında, her akşam duyduğumuz kişisel koruyucu donanımlar en son çaredir etkisi en az olduğu durumdur. Ama biz Mart’tan beri her gün bunu duyuyoruz” diye belirtti.
‘MESLEK HASTALIĞI OLARAK TANIMLANSIN’
Kovid-19’un sağlık meslek örgütleri için bir meslek hastalığı, diğer hizmet sektöründe iş kolları için iş kazası olarak tanımlanmasını isteyen Akkurt, “Tüm alanlarda iş sağlığı önlemleri alınmalı. İşten atmalar kesinlikle yasaklanmalı. İşçilere ücretsiz yaygın test yapılmalı. Eşitsizlikle makası her yönüyle yoksul emekçiler aleyhine açılmakta” dedi.
‘152 BİN SAĞLIK ÇALIŞANINI KAYBETTİK’
İlk günden bu yana 1 milyon 60 bin sağlık çalışanının pandemiyle mücadele ettiğini aktaran Akkurt, “10 Kasım itibariyle Kovid-19 nedeniyle 66’sı hekim olmak üzere toplam 152 sağlık çalışanını kaybettik” diye belirtti. Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı olması gerektiğini yineleyen Akkurt buna ilişkin TTB olarak yasa tasarısı hazırladıklarını hatırlattı.
‘VİRÜSÜN BULAŞMA ŞEKLİ DEĞİŞİYOR’
Ardından söz alan TTB Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, çalışma yaşamındaki sıkıntıların havaların soğumasıyla birlikte artacağına vurgu yaptı. Azap, “Bu kapalı ortamda virüsün neredeyse bulaş şekli değişiyor. Sadece damlacıkla değil artık. Havada çok uzun sürede kaldığı ve havalandırma olmadığı için de normale bulaşmadığı halde kapalı ortamda bulaşma riskini getiriyor. Okullar da ayrı bir risk oluşturuyor” ifadelerin kullandı.
TTB Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala da, Türkiye’de hala salgına dair bilgi sahibi olma noktasında yaşanan sıkıntıların devam ettiğine dikkati çekti. Pala, “Bir kişi hastalandığında ne kadar zaman içerisinde hayatını kaybediyor diye sorulduğunda, bunu bilimsel literatüre dayalı olarak ama Türkiye örneği olmaksızın yanıtlayabiliyoruz” dedi.
‘ÖLÜM SAYILARI 100’ÜN ÜZERİNE ÇIKABİLİR’
Ardından söz alan TTB Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ise şunları ifade etti: “Salgının Mart -Nisan aylarından farklı bir dinamikle tekrar yükselişe geçtiğini ve paylayıcı tarzda yayılımının aslında Türkiye’ye de yerleştiğini ifade edebiliriz. Dün itibariyle 87 insanımız kaybettik. Biz bu rakamı 8 Nisan günü görmüştük. Ondan 10 gün sonra günlük en yüksek kaybımızı verdik. Günlük ölüm sayılarına bakarsak önümüzdeki 10 gün içerisinde günlük ölüm sayıları 100’un üzerine çıkabilir. Önümüzdeki dönemde etkin bir salgın yönetimi ve toplumsal hareketliliğin kısıtlanması yönünde çok ciddi önlemlerin alınması gerekiyor.”
Toplantı basın mensuplarının sorularının ardından son buldu.
Kaynak: Diyarbakır Söz