Uluslararası Helal Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu

- "Helal gıda yalnızca dini bir zorunluluk değil, aynı zamanda sağlıklı ve güvenilir beslenmenin de bir gereğidir. İslam, dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmasını esas alır" - "Helal sertifikasyon süreçlerinde yanıltıcı bilgi ve belge vermek veya yanlış yönlendirmelerde bulunmak büyük bir vebaldir. İslami tabirde günahtır"

Uluslararası Helal Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Helal gıda yalnızca dini bir zorunluluk değil, aynı zamanda sağlıklı ve güvenilir beslenmenin de bir gereğidir. İslam, dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmasını esas alır." dedi.

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu'nda düzenlenen Uluslararası Helal Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu'nun açılışında, kainattaki her şeyin Allah tarafından insan için yaratıldığını, insanın kainattaki nimetlerden yararlanırken helal olanı tercih etmesi gerektiğini söyledi.

"Helal gıda yalnızca dini bir zorunluluk değil aynı zamanda sağlıklı ve güvenilir beslenmenin de bir gereğidir. İslam, dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmasını esas alır." ifadesini kullanan Erbaş, teknolojinin gelişmesi ve üretim süreçlerinin karmaşık hale gelmesinin, insanları gıdaların içeriğini sorgulamaya yönelttiğini anlattı.

Tüketicinin gıda üretiminin tüm aşamalarını takip etmesinin mümkün olmadığını dile getiren Erbaş, bu yüzden hem resmi kurumlar hem de sivil kuruluşların helal belgelendirme sürecini itina ve sorumluluk bilinciyle yürütmek zorunda olduğunu bildirdi.

- "Helal belgelendirme konusundaki çabalar takdire şayan"

"Bu noktada unutulmaması gereken önemli bir husus da söz konusu faaliyetlerin bir nevi şahitlik görevi olduğudur." değerlendirmesinde bulunan Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla helal sertifikasyon süreçlerinde yanıltıcı bilgi ve belge vermek veya yanlış yönlendirmelerde bulunmak büyük bir vebaldir. İslami tabirde günahtır. Medeniyet tarihimizde helal sertifikasyon süreci çok eskiye dayanmaktadır. Osmanlı döneminde bu görev bir nevi kurumsallaştırılmıştır. Bu anlamda birkaç örnek olarak 1862 yılında çıkarılan bir kararnameyi zikredebiliriz. Bu kararname ile Müslümanların kullanacağı deri ürünlerde tahir bir mühür zorunlu hale getirilmiştir."

Helal gıda standardizasyonu konusunda gerçekleştirilen çalışmaları hatırlatan Erbaş, "Ülkemizde özellikle 15-20 yılda gerek resmi gerekse sivil kuruluşlarımızın helal belgelendirme konusundaki çabaları takdire şayandır." diye konuştu.

Erbaş, şunları dile getirdi:

"Helal peşinde koşmaktan daha güzel bir iyilik var mı? Biz de ramazan ayını 'Ramazan ve İyilik' başlığı altında inşallah 90 bin camimizde vaazlarımızda, irşatlarımızda, hutbelerimizde bu yıl iyilik konusunu konuşacağız. Türkiye Diyanet Vakfımızın en önemli çalışmaları yine iyiliği yaygınlaştırmak. Bu bağlamda işte bugün yaptığımız bu sempozyumda ortaya çıkan helal ile ilgili konuları da ramazan ayında bol bol işlemeye gayret edeceğiz."

- "Helal uygunluk değerlendirme süreçleri ele alınacak"

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Abdurrahman Haçkalı da sempozyumda helal uygunluk değerlendirme süreçlerinin ele alınacağını ve bu alandaki gelişmelerin paylaşılacağını söyledi.

İslam dininin temel hassasiyetlerinden birinin, Müslümanların iş ve işlemlerini helal zemininde yürütmeleri olduğunu belirten Haçkalı, helal kavramının temel dini kavramlardan olduğunu vurguladı.

Halkın dini sorularına cevap vermenin başlıca görevleri olduğunu belirten Haçkalı, "Hizmete geçirdiğimiz fetva hattı üzerinden, Alo 190 Fetva Hattı veya dini bilgilendirme hattı da diyoruz, 2024 yılında 1 milyon 250 bin soruya cevap verildi. Aynı zamanda kurumumuza vatandaşlarımızın yazılı olarak her türlü soruyu sorma imkanları da bulunuyor. 2024 yılında yazılı olarak yaklaşık 40 bin soruya cevap vermiş bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Çok Okunan Haberler