Akgün, AA muhabirine, depremlerin çok büyük yıkıma neden olduğunu ve bölgede ikincil doğal afetleri meydana getirdiğini söyledi.
İkincil doğal afetlere karşı dikkatli olunması gerektiğine işaret eden Akgün, "Heyelanlar, kaya düşmeleri, bunun yanı sıra depremle birlikte ortaya çıkan ve binalara birebir zarar veren sıvılaşma süreci depremlerin yarattığı ikincil afetler olarak karşımıza çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Depremlerin meydana geldiği bölgelerin jeolojik anlamda ciddi tahribata uğradığının altını çizen Akgün, "Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda sahada büyük hacimde heyelan, kaya düşmesi ve sıvılaşmanın ortaya çıktığı gözlemleniyor. Hem saha gözlemleriyle hem de uydu teknolojileriyle yapılan değerlendirmelerde bunlar net şekilde ortaya konuluyor." diye konuştu.
Sismik aktivitenin, artçı sarsıntıların sahada devam ettiğini bildiren Akgün, "Hem ilk depremlerle örselenmiş olması hem de ikincil afetlere duyarlı olmasıyla birlikte şu an sahada benzer süreçlerin meydana gelme potansiyeli var. Bu durum yerleşim yerlerinden ziyade sahaya lojistik destek sağlayan kara yolu, demir yolu ya da tünel gibi alanlarda hassasiyetin biraz daha öne çıkmasına neden oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Depremler sonrasında meydana gelen ikincil afetlerden sıvılaşmaya dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, şöyle konuştu:
"Sıvılaşma süreci depremler sonrasında özellikle killi, kumlu ve silkli toprak zeminlerde sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir durum. Bizim için çok sürpriz bir durum değil. Fakat deprem sonrasında bu sahalara yapılan yapılara zarar vermesi muhtemel. Bu bakımdan inşaat süreçleri başlamadan önce yapılan zemin etütleri aşamasında sıvılaşma analizlerinin çok titizlikle yapılması gerekir." açıklamasını yaptı.
"DEPREM TEHLİKE HARİTASI REVİZE EDİLEBİLİR"
Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Aktuğ da bölgede aynı gün içinde iki büyük depremin meydana gelmesinin olağan bir durum olmadığını söyledi.
İlk depremin ikinci depremi tetiklediğine ilişkin yaygın kanı olduğunu belirten Aktuğ, "Bu depremlerden sonra boşalan gerilmeyle yeni sismik boşlukların olması, yeni segmentlerin aktif olması olası. Bu anlamda yeni bir kaynak tanımlamasıyla deprem tehlike haritası revize edilebilir." dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin "büyük Marmara depremi"ni tetiklemesinin mümkün olmadığını ifade eden Aktuğ, Marmara depremi tehlikesinin diğer depremlerden bağımsız devam ettiğini açıkladı.
Vatandaşların deprem farkındalığına sahip olmasının çok önemli olduğunun altını çizen Aktuğ, "Ülkemizin birçok yeri deprem tehlikesi altında. Dolayısıyla bu tehlikenin farkında olmak, buna uygun bir yaşam biçimi belirlemek, konut seçimi yapmak önemli." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz