Yasa insiyatifi

Hayvanlar için adalet talebini yaygınlaştırmak, kamuoyu oluşturmak ve toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla kurulan inisiyatif, gelecek haftalarda mecliste görüşülmesi beklenen hayvan haklarına ilişkin yasa tasarısıyla ilgili kampanya başlattı ve kampanyaya hayvan dostlarının desteğini istedi

Yasa insiyatifi

Hayvanlar için adalet talebini yaygınlaştırmak, temel ilkeler ve talepler ışığında geniş bir kamuoyu oluşturma ve toplumsal farkındalık yaratma amacıyla kurulan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, gelecek haftalarda mecliste görüşülmesi beklenen hayvan haklarına ilişkin yasa tasarısıyla ilgili kampanya başlattı.

İnisiyatif, 2019'da hayatını kaybeden hayvan hakları aktivisti Burak Özgüner'in annesi Eray Özgüner'in çağrısıyla bir araya gelen birçok kurumun desteğiyle oluştu.

Hayvanları Koruma Kanunu'nun hayvanlara adalet getirecek en iyi şekilde iyileştirilmesi için dayanışmayı büyütmeyi ve kanun koyucuların gündemini şekillendirecek şekilde güçlendirmeyi; tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, özel sektör bileşenlerinin, meslek odalarının, basın ve medya mensuplarının, hak örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, dayanışma, inisiyatif ve platformların etkin desteğini almayı hedefliyor.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi tarafından düzenlenen çevrim içi basın toplantısında yapılan açıklamada, yasada yer verilmesi istenen talepler kamuoyuyla paylaşıldı ve kampanyaya tüm hayvan dostlarının desteğini istendi.

Hayvan hakları savunucularının talepleri şöyle sıralandı:

"Hayvanların yaşam hakları anayasal güvence altına alınmalı ve Anayasa'da hayvan tanımı yapılmalıdır. Mevcut yasadaki sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı kaldırılmalıdır. Hayvana yönelik gerçekleşen öldürme, zalimce davranış, işkence, cinsel şiddet, hayvan dövüştürme, bir hayvan neslini yok etme fiillerine, ertelemesiz ve indirimsiz hapis cezası yaptırımı getirilmelidir. Yeni ceza infaz düzenlemelerinin ardından, ceza alt sınırı 3 yıl olarak belirlenmelidir. Hayvana şiddet içeren fiil Tarım ve Orman Bakanlığı ile belediye görevlileri ve hayvana bakmakla yükümlü olan kişiler tarafından gerçekleştirilirse, bu durum nitelikli hal kabul edilerek ağırlaştırılmış ceza uygulanmalıdır. Belediyelerin mevcut kanundan doğan görevlerini yerine getirip getirmediği denetlenmeli, belediye görevlileri 'soruşturma engeline' takılmadan soruşturulmalı ve görevlerini yerine getirmeyen belediyelere ağır idari yaptırımlar getirilmelidir. Hayvanlara yönelik hak ihlallerinin soruşturulması konusunda cumhuriyet savcıları re'sen yetkili kılınmalıdır. Mevcut 5199 Hayvanları Koruma Kanunu'nun 6. maddesi aynen korunmalıdır. Sorumluluğunu aldığı hayvanı terk eden kişiye en az 10 bin TL idari para cezası uygulanmalıdır."

Petshoplarda evcil ve egzotik hayvan üretimi, ticareti ve satışının yasaklanarak suç kapsamına alınması ve faillerin 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılması istenirken, "yasaklı ırk" ve "tehlikeli ırk" tanımları ile listelerinin kaldırılması gerektiği belirtildi.

Nesli tükenen türleri, endemik türleri ve "av hayvanı" olarak tanımlanan pek çok yaban hayvanını katletmeyi hedefleyen avcılık ve av turizmi tamamen yasaklanması gerektiği vurgulanırken, şunlar kaydedildi:

"Hayvanat bahçeleri yasaklanmalı, yenilerinin açılmasına izin verilmemelidir. Yunus parklarının açılmasına yasak getirilmeli ve hayvanların teşhir, gösteri ve terapi yaptırılmak üzere esaret altında tutulduğu mevcut tüm tesisler en fazla 1 yıl içerisinde kapatılmalıdır. Hayvanlı kara sirklerinin ve hayvan gösterilerinin hiçbir çeşidinin kurulmasına ya da ülkeye girişine izin verilmemelidir. Hayvan dövüşleri, güreşleri ve yarışları istisnasız bir şekilde yasaklanmalı, faillere ağır yaptırımlar getirilmelidir. Hayvan deneyleri yasaklanmalı, hayvan kullanılmayan bilimsel metotlara hızla geçilmelidir. Atlı faytonlar ve at arabaları, İstanbul'da olduğu gibi Türkiye'nin diğer illerinde de yasaklanmalı; hayvanların yük taşımak amacıyla kullanılmasına son verilmelidir. "

Kaynak: Diyarbakır Söz