Yenişehir ilçesi Şehitlik semtinde 10 Şubat 2013 tarihinde, çetebaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş yıldönümü protestosu sırasında Şahin Öner ağır yaralandı. Yaralandıktan sonra zırhlı araçla polis merkezine götürülen, buradan da ambulansla hastaneye sevk edilen Öner, yolda hayatını kaybetti. İl Valiliği o dönemde Şahin Öner'in el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu hayatını kaybettiğini açıklarken, ailesi ise çocuklarının zırhlı aracın çarpması sonucu öldüğünü söyledi.
Otopsi sonucu hazırlanan raporda, Öner'in araç dışı trafik kazasında göğüs ezilmesine bağlı, göğüs iç kanaması nedeniyle öldüğü ve üzerinde patlayıcı izi tespit edilemediği belirtildi. Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede Şahin Öner'e çarparak ölümüne yol açan zırhlı aracın sürücüsü polis memuru S.K.'nın 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle yargılanması talep edildi. Savcılık, Öner’i ağır yaralıyken polis merkezine götüren zırhlı aracın sürücüsü polis memuru R.Ü. hakkında ise, sehven soruşturma açıldığını ve suç oluşturabilecek bir eylemi olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin yapılan itirazın Sulh Ceza Hakimliği'nce reddedilmesi üzerine, Öner ailesinin avukatları Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptı.
"OĞLUMU KARAKOL YERİNE HASTANEYE GÖTÜRSELERDİ BELKİ YAŞARDI"
Şahin Öner'e çarparak ölümüne yol açan zırhlı aracın sürücüsü polis memuru S.K.'nın tutuksuz yargılanmasına 4 yıl sonra Diyarbakır 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davanın bugün görülen ilk duruşmasına tutuksuz sanık S.K. katılmazken, Şahin Öner'in ailesi ve avukatları katıldı. Duruşmada ilk söz hakkı verilen Şahin Öner'in babası Mehmet Şirin Öner, olay günü oğlunun traş olmak için berbere gittiğini belirterek, "Amcamın kızı telefonla arayıp, oğluma zırhlı aracın çarptığını söyledi. Kazadan sonra hastane yerine karakola götürmüşler. 40-45 dakika karakolda beklettiler. Hastaneye götürülseydi belki yaşardı" dedi.
"YARALIYI ARACA BİNDİRİRKEN TEKME ATIP KÜFÜR EDİYORLARDI"
Duruşmada daha sonra olayın görgü tanığı L.C.'nin ifadesi alındı. Olay günü Şehitlik semtinde bir toplumsal olay olduğunu ve evinin balkonundan izlediğini belirten L.C., "7-8 kişilik genç bir grup yola çıktı. 5-10 dakika sonra iki zırhlı araç geldi. Bu sırada o gençler sokağa doğru kaçtı. Zırhlı araç çok süratli bir şekilde sokağa girdi. O kadar hızlıydı ki, karşı duvara çarpacaktı. Zırhlı araç gelince ölen çocuk, 5 metre kadar kaçtı. Zırhlı araç hızlı bir şekilde gelince çocuk iki elini havaya kaldırıp, teslim olma pozisyonunda durdu. Zırhlı araç hiç hızını kesmeden çocuğun üzerine gitti ve göğsüne vurdu. Çarptıktan sonra çocuk hemen aracın önüne düştü ve zırhlı araç maktülü altına aldı. Yaklaşık 5 metre kadar sürükledi ve durmadan yoluna devam etti. Arkadan gelen zırhlı araç çocuğu görünce durdu. Polisler silahlarını çıkarıp araçtan indi. Yaralanın yanına gidip, "Sen daha ölmedin mi?" diye bağırıp küfür ettiler. Polislerden biri amirini arayıp, çocuğun elinde bomba patladığını söyledi. Ben net bir şekilde olayı gördüm. Elinde herhangi bir cisim yoktu. Yaralı 10 dakika kadar yerde kaldı. Daha sonra yerden kaldırdılar. Bu sırada yaralıya tekme atıp, küfür ediyorlardı. Aracın içine fırlatıp götürdüler" dedi.
DOSYA AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLDİ
Daha sonra söz alan Öner ailesinin avukatlar Abdullah Zeytun ve Rahşan Bataray Saman, işlenen suçun cinayet olduğunu belirterek, yargılamanın kesilerek, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi. Ara kararlarını açıklayan mahkeme, olayın 'Kasten adam öldürme' suçunu oluşturabileceği kanaatine varıldığından görevsizlik kararı vererek, dosyanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz