Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde PKK'lılarca 28 yıl önce gerçekleştirilen saldırıda annesi ve 4 kardeşini kaybeden Neytullah Çelik'in acısı ilk günkü tazeliğini koruyor.
Yaylak köyünün Kelesor mezrasında 3 Mayıs 1990'da aralarında anne Sariye (29) ile çocukları Zelihan (12), Rahime (10), Abdülcebbar (7) ve Emrullah'ın (3) bulunduğu 7 kişinin teröristlerce katledildiği saldırıdan sağ kurtulan Neytullah Çelik'in yaşadığı üzüntü dinmiyor.
- İple pencereden indirmiş
O dönem 14 yaşında olan Neytullah Çelik, AA muhabirine, 3 Mayıs 1990'da PKK'lı teröristlerin gece baskın yaparak 6 aylık hamile olan annesini ve 4 kardeşini katlettiğini anımsattı.
Gece yarısı eve gelen teröristlerin kapıyı çalması üzerine durumu fark eden annesinin yakınlarına haber vermesi için kendisini arka odanın penceresinden iple indirerek dışarı çıkardığını dile getiren Çelik, teröristlerin daha sonra kapıyı kırarak evlerine girdiğini aktardı.
Teröristlerin 6 aylık hamile annesine ve kardeşlerine 2 saat işkence ettiğini dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
"Annemin ve kardeşlerimin üzerine 2 el bombası atıp, uzun namlulu silahla taradıktan sonra evdeki yorgan ve yastıkları üzerlerine koyup sonra da benzin döküp yakmışlar. Teyzemi ve çocuklarını evine götürdükten sonra o evi de ateşe vermişler. Teyzem, fırsatını bulup iki çocuğunu alıp pencereden kaçmayı başarmış. O gece aralarında annem ve 4 kardeşimin bulunduğu 7 kişiyi şehit ettiler."
- "PKK'ya destek veren de çocuk katilidir"
Terör örgütü PKK'nın en çok Kürtlere zarar verdiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"Benim annem de kardeşlerim de Kürt'tü. Gavur bile 3 yaşındaki çocuğa silah sıkamaz. 3 yaşındaki bebeğe silah sıkanlar dinimizden değil. Biz onları Kürt olarak kabul etmiyoruz, bunlar zalim PKK terör örgütüdür. Ona destek veren, yardım ve yataklık edenler de onlar kadar katildir. Terörü destekleyen ister siyasi parti, ister milletvekili olsun, kim olursa olsun 6 aylık hamile anneme kurşun sıkan o terörist gibidir."
- "O acı hep içimizde"
Olay gecesi şans eseri evde bulunmadığı için kurtulan babasının daha sonra yaşadığı büyük üzüntü nedeniyle kansere yakalanıp vefat ettiğini belirten Çelik, "Evde cenazelere ulaştığımızda hepsi yanmıştı ve parçalanmıştı." dedi.
PKK terör örgütü ve siyasi uzantılarına tepki gösteren Çelik, şöyle devam etti:
"Başımıza gelen acı kimsenin başına gelmesin. İnşallah zalim ve dinsizler bizim hiçbir genci kandıramayacak, dağa çıkartamayacak. İnşallah terör belası bitecek. Acım hiç azalmadı, sanki bu katliam dün yaşanmış gibi. Hiç unutmuyoruz. Onlar kalbimizde yaşıyor. Onları hiçbir zaman unutmuyoruz. O acı hep içimizde."
- Çocuklara isimleri verildi
Çelik, saldırıda teröristlerin ateşe vermesi dolayısıyla tüm eşyalarının da yandığına işaret ederek Çelik, "Sadece evden annemin bir fotoğrafını kurtarabildik. O fotoğrafa baktıkça ağlıyorum. 2 çocuğuma saldırıda şehit olan kardeşim Abdülcebbar ve Emrullah'ın, babamın sonradan yaptığı evlilikten doğan kızlara ise Rahime ve Zelihan'ın adını verdik." dedi.
PKK'lı teröristler, Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Yaylak köyü Kelesor mezrasında 3 Mayıs 1990'da güvenlik korucusu Sabri Çelik'i şehit etmiş, ardından korucubaşı Sait Çelik'in evini ateşe vermişti. Evde bulunan anne Sariye ile çocukları Abdülcebbar, Zelihan, Rahime ve Emrullah Çelik yanarak can vermişti. Teröristler kaçırdıkları güvenlik korucusu Hasan Yazıcı'yı da kırsalda şehit etmişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz