Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016'da tutuklanan, 30 Ocak günü yapılan ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ve savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in yargılanmasına Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Sincan Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'li Baluken, davanın bugün görülen duruşmasına SEGBİS sistemi ile katılırken, duruşmayı HDP EŞ Genel Başkanı Serpil Kemalbay ve milletvekilleri de izledi. Duruşmada söz hakkı verilen savcı, önceki celselerde açıkladığı esas hakkındaki görüşünü tekrar ederek, Baluken'ın 11 yıldan 47 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi.
HÜRRİYET GASPI
Esas hakkındaki savunması alınan İdris Baluken ilk duruşmada söylediği birçok konunun Türkiye veya dünya kamuoynda yaşanan gelişmelerle doğrulandığını belirterek, "Siyasi iktidarın, yargı organlarının, mahkemelerin sorumluluk alarak elini taşın altına koymak yerine, süreci kotarmaya çalışan tutumlarını üzülerek izliyorum. İlk duruşmada verilen tahliye kararına rağmen, 1 yıla yakın süredir hukuksuz şekilde tutukluyum. Son yayınlanan KHK’daki bir madde adeta itiraf niteliğindedir. Son KHK ile açık şekilde hürriyet gaspına uğradığım ortaya çıktı. Mütalaadaki eylemler siyasi parti etkinlikleridir. Suçlamalar kürsü dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu noktasında ele alınmalıydı. Örgüt talimatı ile gösterilere katıldığım iddiasını asla kabul etmiyorum. Ben 100 binlerce oyla seçilmiş bir milletvekiliyim. Halkın iradesini temsil ediyorum. Partimin görevlendirmeleri dışında hiç kimseden talimat almadım. Bu tarz imaları bile kişiliğime ve temsil ettiğim seçmenin iradesine hakaret olarak görüyorum. Bunu kendi onuruma karşı suç sayarım"dedi.
"ANAYASA İHLALİDİR"
Çözüm süreci kapsamında en önemli müzakerelerde bizzat yer aldığını belirten Baluken, "O dönem Adalet Bakanı, Başbakan ve devletin ilgili bürokratlarıyla sayısız toplantıya katıldım. Ülke barışına katkı sağlama noktasında o çalışmaların son derece önemli ve hayati olduğu kanaatindeyim. 2013-2015 yılları arasındaki boşluk bile şahsımla ilgili olayın hukuki boyutundan çok siyasi açıyla ele alınmak istendiğini ortaya koyuyor. Ben bütün hayatını insan yaşamına adamış olan bir hekimim. Bu şekilde yaşama yaptığım katkıların yeterli olmadığını gördüğüm için siyaset yapmaya karar verdim. Şiddete çağrı yaptığım suçlamalarını reddediyorum. Konuşmalarımda savaş ve çatışma yöntemleri yerine müzakere yöntemlerini esas alan barış politikalarına gelinmesine vurgu yaptım. Ben ayrım yapmadan bu ülkenin hiçbir yurttaşının can kaybının olmasını istemiyorum. Meclise, siyasi partilere, STK'lara çağrıyı içeren konuşmalarımın şiddete çağrı şeklinde ele alınmış. Konuşmalarım, kürsü dokunulmazlığı ve mutlak yasama sorumsuzluğu kapsamındadır. Bunlann soruşturmaya konu edilmesi bile anayasayı ihlaldir " diye konuştu.
16 YIL 8 AY HAPİS
Sanık avukatları Reyhan Yalçındağ Baydemir, Mesut Beştaş ve Muharrem Erbey'in savunmalarının ardından duruşmaya yarım saatlik ara verildi. Daha sonra kararını açıklayan mahkeme Baluken'in, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak', 4 kez 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' ve 4 kez 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Baluken hakkında, 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçu da dahil olmak üzere 7 suçtan beraat kararı verilirken, 5 suçtan ise yargılamanın ertelenmesine hükmedildi. Mahkeme, Baluken'in tutukluluğunun devamına karar verdi.
KARAR DEĞERLENDİRMESİ
Milletvekilleri ile birlikte duruşmayı izleyen HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay adliye önünde yaptığı açıklamada, bir kez daha hukuk katliamıyla karşı karşıya kaldıklarını ileri sürerek, "İdris Baluken, HDP'nin en kıymetli milletvekillerinden ve grup başkan vekili olarak siyasi faaliyetini gerçekleştirdi. 6 milyonunun iradesini parlamentoda ve Türkiye coğrafyasının her yerinde temsil etti. Sadece siyasi faaliyetini yapan bir milletvekiline hukuksuz, dayanaksız, evrensel ilkelerle hiçbir alakası olmayan,anayasayı ve yasaları, hukuku tamamen yok sayan kararlarla bugün ceza verilmiştir. Verilen bu ceza tam bir siyasi soykırım kararıdır. Hukukun katledilmesi kararıdır. HDP'ye yönelik bir saldırıdır. Buradaki karar hukuki bir karar değil. Tamamen siyasi bir karardır. Bu siyasi kararın sonuçlarını da bu ülkeyi yönetenler, iktidar misliyle sonuçlarına katlanacaktır "dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz