Elçi'yi vuranı gödüm

Sur'da teslim olan 32'si tutuklu 40 sanık hakkında iddianame hazırlandı. Terör olaylarıyla ilgili çarpıcı bilgi ve görüntüler yer alırken, tutuksuz sanık Ekrem Ö, "Baro Başkanı Elçi'yi Mahsum Gürkan'ın tek atışla vurgunu bizzat gördüm" dedi.

Elçi'yi vuranı gödüm

DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Sur İlçesi'nde operasyonların sürdüğü Şubat ve Mart aylarında teslim olan 32'si tutuklu 40 PKK'lı sanık hakkında hazırladığı iddianamede, terör olayları ile ilgili çarpıcı bilgi ve görüntüler yer aldı. İddianame 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede tutuksuz yargılanan sanıklardan Ekrem Ö., 28 Kasım 2015'te Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yapan Elçi'nin öldürülmesi olayına ilişkin bilgi verdi. Ekrem Ö, Elçi'nin vurulma anının görüntülerini izlediğini iddia ederek, "Net bir şekilde Mahsum Gürkan'ın (olay sırasında kaçan iki teröristten öndeki) tek bir atışla Tahir Elçi'yi vurduğunu bizzat gördüm" dedi.

'3 ALMAN KESKİN NİŞANCI GÖRDÜM'

Ekrem Ö, "Teröristlerin, Cumhuriyet İlköğretim Okulunun yanında kilisenin tam karşısında bulunan ve içerisinde yaşlı iki erkek sivil vatandaşın olduğu iki katlı evi, içerisinde vatandaş olmasına rağmen yaktığına bizzat şahit oldum" iddiasında bulunurken,  örgüt mensupları arasında keskin nişancı olduğu söylenen Alman vatandaşı üç erkek ve yabancı uyruklu 2 kadın gördüğünü söyledi.

Ekrem Ö., "Erkek olanların elinde Zagros tabir edilen silah, diğerlerinde Kanas vardı. Zagros'u kullanan Alman uyruklunun kod adı Cotkar'dı" derken, 5 şüphelinin örgüt üyelerine yemek ve ekmek hazırlayan kişi olarak teşhis ettiği Fatma K.'nın ifadesi de iddianamede yer aldı. 56 yaşındaki Fatma K., ifadesinde verilen işleri yapmadığı için örgüt mensuplarının koluna ve sırtına jilet attığını iddia etti.

İddianameyi hazırlayan savcı KCK üst yöneticileri talimatı doğrultusunda, sistematik bir şekilde öz yönetim ilanlarının olduğunu ifade ederken, örgütün 2015 yılı Ağustos ayından itibaren sözde özerklik ilan ederek Türkiye, Irak, Suriye ve İran toprakları üzerinde Kürdistan devleti kurma nihai hedefine yönelik girişimlerde bulunduğunu ifade etti.

Hazırlanan iddianame ve Elçi'nin vurulması ile ilgili sanık anlatımlarına Diyarbakır Barosundan yanıt geldi. Adliye önünde her Cuma günü düzenlenen anma etkinliğinde konuşan Baro Genel Sekreteri Abdullah Cağer, 10 aydır bu şahıs, bu şahsa ilişkin neden bize herhangi bir bilgi gelmedi ve neden bu dosyaya ilişkin herhangi bir işlem yapılmadı"diye eleştiri getirdi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Sur İlçesi'nde operasyonların sürdüğü Şubat ve Mart aylarında teslim olan 32'si tutuklu 40 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, terör olayları ile ilgili çarpıcı bilgiler yer aldı. Tutuksuz şüphelilerden 56 yaşındaki Fatma K., verilen işleri yapmadığı için örgüt mensuplarının koluna ve sırtına jilet attığını söyledi. Tutuksuz sanık Ekrem Ö. ise, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin vurulma anının görüntülerini izlediğini iddia ederek, "Net bir şekilde Mahsum Gürkan'ın (olay sırasında kaçan iki teröristten öndeki) tek bir atışla Tahir Elçi'yi vurduğunu bizzat gördüm" dedi.

32'Sİ TUTUKLU 40 SANIKLI İDDİANAME

Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Sur İlçesi'nde 15 Ağustos 2015 günü özyönetim ilan edilmesi ve meydana gelen terör olayları ile ilgili yürüttüğü soruşturma tamamlandı. Soruşturma sonunda Şubat ve Mart ayında güvenlik güçlerine teslim olan 32'si tutuklu, 40 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. Diyarbakır 5. ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 20 sanık hakkında 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak'tan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenirken, diğer 20 sanığın ise çeşitli terör suçlarından 5- 110 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

'BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN'A YÖNELİK GİRİŞİMLER'

KCK üst yöneticileri talimatı doğrultusunda, sistematik bir şekilde öz yönetim ilanlarının olduğunu kaydeden savcı, örgütün 2015 yılı Ağustos ayından itibaren sözde özerklik ilan ederek Türkiye, Irak, Suriye ve İran toprakları üzerinde Kürdistan devleti kurma nihai hedefine yönelik girişimlerde bulunduğunu ifade etti. PKK yöneticilerinin çağrıları ile bazı yerlerde özyönetim açıklamalarının yapıldığını belirten savcı, öncelikli olarak öz yönetim talebine zihni bir hazırlık yapılmaya ve bunun bölge halkına benimsetilmeye çalışıldığını kaydetti.

'KOLUMA VE SIRTIMA JİLET ATTILAR'

5 şüphelinin örgüt üyelerine yemek ve ekmek hazırlayan kişi olarak teşhis ettiği Fatma K.'nın ifadesi de iddianamede yer aldı.  Güvenlik güçlerine sığınmak için bölgeden bir kez kaçma girişiminde bulunduğunu ifade eden Fatma K, güvenlik güçlerine yaklaştığı sırada teröristlerin başına taşla vurarak yerde sürükleyerek kendisini tekrar operasyon bölgesini götürdüğünü aktardı. Verilen işi yapmadığı için 'Agit' kod adlı Y.B. tarafından koluna ve sırtına jilet atıldığını belirten ve kolundaki jilet izlerini savcıya gösteren Fatma K. şöyle dedi:

"Akrabamı çıkarmak için Sur'a gittim. Örgüt üyeleri beni bırakmadı. Güvenlik güçlerine sığınmak isterken kafama taşla vurup, yerde sürükleyerek, operasyon bölgesine götürdüler. Günlerce aç kaldım. 'Agit' kod adlı Y.B., benim gibi zorla tutulan kişileri, verilen işleri yapmadıkları zaman cezalandırıyordu. Bu kişilerin vücuduna jiletle zarar veriyor, hatta öldürdüğü oluyordu. Benim kol ve sırtıma jiletle kesikler attı. Herkes ondan korkuyordu. Örgüt mensuplarına yemek sağlamak için bizi aç bırakıyorlardı. Bize su vermiyor, onlara veriyordu. Bize her türlü işkenceyi yapıyorlardı."

PATLAYICI TUZAKTA DBP İLÇE BAŞKANININ PARMAK İZİ

İddianamede, 3 Mart günü teslim olan ve Sur'da yaralanan DBP Bağlar İlçe Başkanı R.K. ile ilgili değerlendirme de yer aldı. Operasyonun devam ettiği 26 Şubat günü bir evde basma düzenekli patlayıcı tuzağı ve pil bloğu tespit edildiğini belirten savcı, basma tuzağı pil bloğu üstünde R.K.'nın parmak izinin tespit edildiğini kaydetti. Savcılıkta ifade veren R.K. ise, "Barış için sivil toplum kuruluşları tarafından çadır kuruldu. Savaşa karşı olduğumuz için orada bulunuyordum" dedi.

'TAHİR ELÇİ'Yİ MASUM GÜRKAN VURDU'

İddianamede, tutuksuz yargılanan sanık Ekrem Ö. ifadesinde, 28 Kasım 2015'te Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yapan Elçi'nin öldürülmesi olayına ilişkin bilgi verdi. Sanık Ekrem Ö, "İzlemiş olduğum görüntülerden çok net bir şekilde PKK'lı terörist Mahsum Gürkan isimli kişinin tek bir atışla Tahir Elçi'yi vurduğunu bizzat gördüm. Zaten bu bir marifetmiş gibi bizlere izlettirilmişti. Yine görüntülerde terörist Gürkan, 'ben vurdum, ben vurdum' diye söylemde bulunduğunu gördüm." şeklindeki ifadesi iddianamede yer aldı.

Ekrem Ö. ifadesinde, Sur ilçesinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren "Rodi" kod adlı PKK'lı teröristin, yanından hiç ayırmadığı video çekimi yapan küçük el kamerasında Elçi'nin vurulma anına ilişkin görüntünün mevcut olduğunu belirtti.

GÖRÜNTÜYÜ ÇEKEN RODİ VE ZAGROS

Bu görüntülerin DBP Bağlar İlçe Başkanı Rihan Kavak Özbek'in de aralarında bulunduğu bir ortamda "Rodi" ve "Zagros" kod isimli teröristlerce kendilerine izlettirildiğini savunan Ekrem Ö, Elçi'nin vurulma anı sonrasında kamerayı kendisine çeviren "Rodi" kod adlı teröristin "Rodi" ve Zagros" dediğini gördüğünü ifade etti.

Elçi'nin vurulma olayından sonra terörist Gürkan'ın herhangi bir yara almadan kurtulduğunu bildiren Ekrem Ö, "Hakkı kod isimli diğer terör örgütü PKK üyesi arka sırt bölgesinden ateşli silahla vurulması sonucu ağır yaralandığını biliyorum. Zira o yaralanmasından dolayı benim Sur içi bölgesine girişimden sonra dahi halen tedavisi devam etmekteydi. Benim emniyette yaptığım teşhis ve teşhise ilişkin beyanlarım doğrudur ve bana aittir." ifadelerini kullandı.

ÖLEN ÖRGÜT MENSUPLARI YAKILIYORDU

Sur içinde hayatını kaybeden teröristlerin ilk zamanlarda toprağa gömülürken, son zamanlarda yakılmaya başlandığını gördüğünü aktaran Ekrem Ö, yakmalarının son zamanlarda güvenlik güçlerinin yaptığı operasyon karşısında PKK'lı teröristlerin her geçen gün iyice sıkışmalarından kaynaklandığını ifade etti.

İKİ YAŞLI İNSANI DA YAKTILAR

Bizzat iki defa teröristlerin yakılması olayına şahit olduğunu anlatan Ekrem Ö, ifadesinde şunlara yer verdi: "Bir keresinde Hasırlı Camisi'nin yanındaki 7 katlı binanın giriş katında ölen örgüt mensupları yakılmıştı. Diğer yakma olayı ise teröristlerin hastane olarak kullandığı 8 katlı binanın giriş katında oldu. Ölen teröristlerin yakılması haricinde teröristlerin Cumhuriyet İlköğretim Okulunun yanında kilisenin tam karşısında bulunan ve içerisinde yaşlı iki erkek sivil vatandaşın olduğu iki katlı evi, içerisinde vatandaş olmasına rağmen yaktığına bizzat şahit oldum. Bu evi yakan ve iki erkek sivilin yanarak ölmesine sebep olan kişi 'Çekdar' kodunu kullanan Yunus Özak adlı teröristir. Rihan Kavak Özbek'in ise bu evden yanarak ölen kişilerin kemiklerini çıkardığını gördüm. Bu kemikleri hastane olarak kullanılan binaya kadar getirmişti."

'3 ALMAN KESKİN NİŞANCI GÖRDÜM'

Ekrem Ö, Sur ilçesinde terör örgütü PKK mensupları arasında keskin nişancı olduğu söylenen 3 Alman vatandaşının bulunduğunu ve hangi ülkeden olduğunu bilmediği 2 yabancı uyruklu kadın teröristin de yer aldığını bildirdi. Erkek olanların elinde "Zagros" diye tabir edilen silah, diğerlerinin elinde ise "Kanas" diye tabir edilen silahın bulunduğunu anlatan Ekrem Ö, "Zagros"u kullanan Alman uyruklu teröristin kod adının "Cotkar" olduğunu öğrendiğini belirtti.

BARO: 10 AYDIR NEDEN İŞLEM YAPILMADI

Adliye önünde her Cuma günü düzenlenen anma etkinliğinde, Elçi cinayetini işleyen kişinin PKK'lı Masum Gürkan olduğu yönünde çıkan haberlere ilişkin Baro Genel Sekreteri Abdullah Cağer konuştu.  Cağer, Ekrem Ö. ile ilgili bir bilginin kendileriyle paylaşılmadığını ifade ederek, şunları söyledu:

"Tahir Elçi'nin öldürüldüğü yerdeki görüntüler defalarca izlendi. Yine bu kapsamda orada görgü tanığı olabilecek ne kadar kişi varsa, imkanlar dahilinde hepsine ulaşmaya çalışmışız. Bütün bu kapsamda hiç birisinin buna yönelik, kaçan şahısların ateşinden kaynaklı bir öldürme olasılığının olmadığını gördük. Nihayet soruşturma makamı tarafından askeri kriminalde bilirkişiler istenmiş, yerinde lazer ışınları ile birlikte ölçümler alınmış, kurşunun geleceği yön tespit edilmiş, bütün yapılan çalışmalar neticesinde dosya Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş. Adli Tıp Kurumu'na gönderilmeden bu heyetin gönderdiği raporu da biz soruşturma makamından almıştık ve detaylı incelemiştik. Burada kaçan iki şahsın silahından çıkan herhangi bir kurşunun başkana (Tahir Elçi) isabet etmediği, başkanın öldürülmesi olayından önce bunların ateş edemez hale geldiklerinde bile başkanın henüz yaşadığı bütün görüntülerde açık bir şekilde belirlenmiştir. O dönemde burada yakalanan bir şahıs eğer varsa, 10 aydır bu şahıs, bu şahsa ilişkin neden bize herhangi bir bilgi gelmedi ve neden bu dosyaya ilişkin herhangi bir işlem yapılmadı. Bütün bu hususlar sadece ve sadece başkanın öldürülmesine ilişkin olayı, cezasızlıkla mücadele kapsamındaki dosyalara onun dosyasını da eklemekten ibarettir. Ancak biz Diyarbakır Barosu olarak buna izin vermeyeceğiz ve başkanın dosyasının bu şekilde kalmasına izin vermeyeceğiz."

Anma etkinliği oturma eyleminin ardından son buldu.

Kaynak: Diyarbakır Söz