Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki tarihi Yanık Çarşı esnafı, geçmişten bugüne taşınan çarşı kültürünü ayakta tutmaya çalışıyor.
Kuruluş tarihi bilinmeyen eski "Buğday ve sipahi" pazarının da bünyesinde yer aldığı ve 1914 yılında geçirdiği büyük yangın dolayısıyla Kürtçe Çarşiya Şewiti (Yanık Çarşı) diye bilinen 400 iş yerine sahip şehrin en eski alışveriş mekanı, hala gözdeliğini koruyor.
Yöresel ürünlerin satışının yoğunlukta olması dolayısıyla özellikle kırsal kesimde yaşayan vatandaşların ihtiyacını gidermek amacıyla şehre geldiğinde ilk uğradığı yer olan çarşı, şehrin farklı yerlerinde açılan AVM'lere rağmen ayakta duruyor.
Çarşıdaki yaşlı esnaf, yıllardır ekmek parası kazandıkları mekanda, geçmişte ustalarından öğrendikleri kültürü genç kuşağa aktararak yaşatmaya gayret gösteriyor.
Sabah birlikte kahvaltı yapan esnaf, siftah yapmayan komşunun iş yerine bereket için bozuk para atıyor, dükkanından ayrılmak zorunda kalan esnafın yerine ise komşusu satış yapıyor.
-"Satışımızın yüzde 90'ını köylülere yapıyoruz"
Zeki Samsa, 51 yıldır çarşıda manifaturacılık yaptığını söyledi.
"Eskiden Diyarbakır'da çarşı yalnızca burasıydı, başka çarşı yoktu." diyen Samsa, şöyle konuştu:
"Her şey burada mevcuttu, sobacı, ayakkabıcı, elbise satanı kısacası herkes buradaydı. Eskisi gibi değil ama çarşı o özelliğini azalsa da koruyor. Köyden gelen vatandaş, tüm ihtiyacını buradan karşılayıp evine dönüyor. Dışarıdan gelen turistler de çarşıyı ziyaret ediyor. Satışımızın yüzde 90'ını köylülere yapıyoruz. Ürünlerimizle onlara hitap ediyoruz."
Sabahları kepenk açmadan çay içtiklerini ardından komşu esnafın birlikte kahvaltı yaptığını belirten Samsa, gün içinde toplanıp sohbet ettiklerini de belirtti.
Komşularından bazılarının babadan kalma mesleklerini sürdürdüğünü, iyi komşuluk ilişkilerinin olduğunu ifade eden Samsa, yeni nesil gençlere de gelenek ve görenekleri aktardıklarını dile getirdi.
-"Ben yokken komşum satış yapar"
Eski komşuluk ilişkilerini hala sürdürdüklerini aktaran Samsa, "İşe gelmediğimiz gün komşular bizi arar, işimiz varsa anahtarı alıp dükkanımızı açıp satış yapar. Böyle bir güven ortamı var. Para konusunda sıkıştığımızda borç vermek gibi bir yardımlaşmamız var. İşim çıkıp dükkandan ayrıldığım zaman dükkanı sen kapatırsın derim. İş yerimde ben yokken komşum satış yapar. Sabah kapıdan esnaf arkadaşım geçerken 'Nasıl işler?' diye sorar. Daha siftah yapamadım kardeşim dediğim gün cebinden bozuk para çıkarır, dükkana fırlatır. O para siftah, bereket için atılır." diye konuştu.
Gün içinde komşularla sohbet edip çay içtiklerini birlikte yemek yapıp, yediklerini ifade eden Samsa, çarşıdaki herkesin çok samimi olduğunu aktardı.
Geçmişte bir esnafın yakını vefat etmişse aynı işi yapan esnafın, defin işlemi bitene kadar iş yerini açmadığını dile getiren Samsa, "Genç esnafa veya yeni başlayanlara bu kültürü yavaş yavaş aşılamaya çalışıyoruz, 'Biz böyle, şöyle yapardık' diye. Sağ olsunlar onlar da uyuyor. Bu güzel kültürü gençlere yansıtmaya çalışıyoruz, öğrensinler. Biz gitsek, bunu kimse öğretmez, o da biter." ifadelerini kullandı.
- "Babadan böyle gördük"
Esnaf arasında bir tartışma olduğunda hemen devreye girdiklerini dile getiren Samsa, "Ortam bulup onları barıştırırız. Biri tatlı, biri yemek öbürü çay ısmarlar. Mesele biter, ne karakol ne de mahkeme. Ben 60 yıldır buradayım, bir komşumla kavgam olmamış. Daima yapıcı olduk, babadan böyle gördük." dedi.
Çarşıda 6 yıl önce işyeri açan 27 yaşındaki Vecdin Taraman da yaşlı esnaftan çarşı kültürünü öğrenmeye çalıştığını kaydetti.
Taraman, "Müşteriye nasıl davranılması gerektiğini, komşu ilişkisini ve ticareti onlardan öğrendim. 50 yıldır esnaflık yapan kişilerin arasındayım. Buranın kültürünü öğreniyoruz. Komşum namaza gidince dükkanına ben bakıyorum. Gelemediği günler dükkanında satışını ben yapıyorum." şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz