Genç yaşta hem çiftçi hem de sosyal medyada tanınan isim oldu

Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Cumalı köyünde yaşayan 20 yaşındaki Nida Elif Selci, şehre göç eden akranlarının aksine köyünde kalıp çiftçiliği seçti.

Genç yaşta hem çiftçi hem de sosyal medyada tanınan isim oldu

Gelibolu Ecebey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Hemşire Yardımcılığı Bölümü'nden 2 yıl önce mezun olan Selci, bölümüyle ilgili fakülteleri tam burslu olarak kazansa da hem ailesine destek olmak istediği hem de doğayı ve hayvanları sevdiği için köyünde kalmaya karar verdi.

Bir taraftan eğitimine devam etmek isteyen Selci, aynı yıl Açıköğretim Fakültesi Laborant ve Veteriner Sağlık Ön Lisans Programı'na kayıt yaptırdı.

Sütlüce köyünden, daha geniş meraya sahip olması nedeniyle ailesiyle 2 yıl önce Cumalı köyüne taşınan Selci, dededen kalma traktörle tarım yapan babasının en büyük destekçisi oldu.

Traktörle tarla süren, ekin eken, saman balyası bağlayan, inek sağan, ağıl ve ahır temizleyen Selci, günün büyük bir bölümünü toplam 400 dönümlük tarladaki işler ve hayvanların ihtiyaçlarıyla ilgilenerek geçiriyor. Selci, köyün tek genci olduğu için de boş vaktini kitap okuyarak, gelişimine katkı sağlayacak videolar izleyerek değerlendiriyor.

Selci, öğrendiklerini paylaşmak adına kendi adına sosyal medya hesabı açıp, zamanla 101 bin takipçi sayısına ulaştı. Köydeki yaşantısını, tarla yaptığı işleri ve hayvancılığı 10 yaşındaki kardeşinin yardımıyla çektiği videolarla takipçilerine aktaran Selci, bu sayede "fenomen çiftçi" oldu.

Sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tanınırlığı günden güne artan Selci, tarımla ilgili fuarlara, toplantılara, seminerlere, televizyon programlarına davetli olarak katılıyor.

"HER SEZONDA YENİ BİR ŞEY ÖĞRENDİM"

Nida Elif Selci, köydeki yaşamını, çiftçilikle ilgili hedeflerini anlattı. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine, kurban döneminde satmak amacıyla 10 koyun ile başladıklarını ve bugün 80 koyuna ulaştıklarını belirten Selci, köyde yaşayanların süt ihtiyacı nedeniyle de babasını ikna ederek büyükbaş hayvan aldırdığını söyledi.

Çiftçiliğe başlarken zorlandığını, kendisine güvenmediğini dile getiren Selci, sözlerine şöyle devam etti:

"Babam, 'yaparsın' deyince onu da haksız çıkarmamaya çalıştım. Dedim ki babam bana güvendiyse yapılır bir şekilde. Her sezonda yeni bir şey öğrendim. Tabii iş yükü bu sefer daha fazla arttı. Hayvancılığın ve tarımın yazı, kışı yok. Hasta olmaya hakkın bile yok. Hayvanların içindesin. Zorluğu açısından çok zor. Maliyetler ve kuraklık bizi zorluyor. Sütlüce köyünde yaşarken mera sıkıntımız oldu. O bizi biraz olumsuz etkiledi. Daha sonra annemin köyü olan Cumalı köyüne yerleştik, koyunları getirdik. Burada meramız oldukça geniş. Köyde nüfus az, hayvancılık yapan insan da az."

KÖYDE HİÇ AKRANI YOK

Selci, hayvancılıkla uğraştıkları için maliyetleri düşürmek adına kendi kaba yemlerini ürettiklerini dile getirerek, "Bundan dolayı buğday ekiyoruz, buğdayın sapından saman yapıyoruz. Yonca, arpa, ayçiçeği üretiyoruz. Hem hayvanlar için hem de ticaret odaklı bir üretimimiz var." dedi.

Gençlerin aksine köyünde kalıp çiftçilik yapma nedenlerine değinen Selci, "Gençler sosyal ortama alışkın ve onu istiyorlar. Ben kapalı yere gelemiyorum. Benim için doğa olsun, yeşillik olsun, hayvan olsun. Lisede hemşire yardımcılığı okudum. Üniversiteyi dışarıda okumak istemedim." ifadelerini kullandı.

Köyün nüfusunun genellikle yaşlı insanlardan oluştuğunu ve yaşıtı ikinci bir kişinin bulunmadığını anlatan Selci, "Köyde yaşıtım yok. Benden küçük bir kardeşim ve onun bir arkadaşı var. Boş zamanım pek olmuyor. Olduğu zaman da kendimi geliştirmeye odaklı olduğum için kitap okuyarak, izlemem gereken videoları izleyerek zaman geçiriyorum." diye konuştu.

"TAKDİR EDİLMEK BENİ MUTLU EDİYOR"

Selci, sosyal medyada köyde yaptığı işleri paylaştığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada nasıl yaşıyorsam olduğu gibi aktarıyorum. Gerçekçi yaklaşmaya çalışarak işin hem zorluklarını hem kolay taraflarını hem de bildiklerimi aktarıyorum. Sosyal medyada soru cevap etkinliği düzenleyerek hem kendim bilgi sahibi oluyorum hem de arkadaşlarımın bilgi sahibi olmasını sağlıyorum. Şu an oldukça büyük bir kitleye hitap ediyorum. Takdir edilmek beni mutlu ediyor. Tek kazancım bu aslında. İnsanların beni kendi evlerinden, kendi kızları gibi görmesi beni bu işe, bu sektöre daha çok bağlıyor."

Geçen yıl kadın çiftçilere yönelik tarım kredisi kullandığını ve bu kredinin maddi anlamda yüklerini azalttığını dile getiren Selci, "Bu sene de onların ödemesi var. İleride büyük bir süt çiftliği istiyorum. Bir tarla hayal ediyorum. O tarlada kendi büyük çiftliğim olacak. Önünde süt ürünleri. Yakınındaki tarlada sebze üretmeyi düşünüyorum. Tezgah açmışım, gelenler beni tanıyor ve güzel bir satış yapıyorum. Gelenler çiftliğimi ziyaret ediyor. Aslında hayalim çiftlik hayvanlarından hayvanat bahçesi yapmak. Hindim var, kazım var daha da genişleterek bir çiftlik düşünüyorum." diye konuştu.

Köyde yaşayanlardan bazılarının kendisini takdir ettiğini, bazılarının da "Bu kız tarlayı nasıl işleyecek?" diyerek küçümsediğini söyleyen Selci, "Ben takdir edildiğim, örnek olduğum şekilde devam etmeye çalışıyorum. Annem 'Biraz da ev kızı ol, benim kızım ol.' diyor. Genellikle babamın kızıyım. İşleri sağ olsun o öğretti. Bildiklerime yenilerini katarak devam ediyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz