Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe adım attıktan sonra genç ismini alan her birey hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye başlıyor. Ülkemiz nüfusunun yüzde 16,5’ni oluşturan gençlerin sorunları neler? Nasıl hayaller kuruyor ve gelecekten ne bekliyor?
“Bırakın vatandaş konuşsun” programı aracılığıyla mikrofon uzattığımız gençlerin bir çoğu, değişen sınav sistemleri, uyuşturucunun yaygınlaşması ve işsizlik gibi konulardan şikayet ederken, orta yaşlı vatandaşlar internet ortamlarında ve televizyon dizilerindeki şiddet olgusuna dikkati çektiler.
“YETENEĞE DAYALI BİR SINAV SİSTEMİ OLMALI”
Kübra Aydın, gençlerin temel sorununu eğitim sistemi olduğunu belirterek, “Eğitim sistemi Allah bullak olmuş vaziyette. Sonuçta bizim gördüğümüz türev, entegral üniversitede işime yaramayabilir. Benim seçtiğim bölümle alakalı bence. Daha çok yeteneğe dayalı bir sınav sistemi olmalı. Türkiye sistemi içinde atanma problemleri olduğundan dolayı istediğimiz meslekleri seçmekte zorlanıyoruz. Ben mesleğimi yurt dışında icra etmeyi düşünüyorum” dedi.
Şeyma Özçimen de, yurt dışına gitmeyi düşündüğünü ifade ederek, “Bence ülke baştan sona yenilenmeli. Gençliğin şuan ki en temel sorunları ise ekonomi, eğitim, işsizlik diye bilirim. Bu olumsuzluklardan dolayı ilerde yurt dışında yaşamayı düşünüyorum” diye konuştu.
“İŞSİZLİK UYUŞTURUCUYA SEVK EDİYOR”
İşsizlik ve uyuşturucu sorununa vurgu yapan Süleyman Aslan isimli genç ise, “Gençliğin acil çözüm bekleyen sorunlarından biri işsizlik. Herkes dışarıda iş arıyor ve bu işsizlikten dolayı gençler parklarda uyuşturucu alkol gibi maddeler kullanıyor. Sevgisiz ve öfkeli bir nesil yetişiyor. Bununda temel nedeni iş bulamayan gençlik. Bu durumda da geleceğe umutla bakamıyorum” dedi.
“GENÇLERE İMKAN SAĞLANMALI”
Engin Kılıç, işsizlik nedeniyle geleceğe umutla bakamadığını anlatarak, “Öncelikle en büyük sorun işsizlik ve bunun nedeni de Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik bir çalışma yapılmıyor, gençlere imkanlar sağlanmıyor. Eğer imkanlar sağlansaydı gençlerimiz bugün çok iyi yerlerde olabilir. Ben geleceğe umutla bakamıyorum. İmkânlar oldukça kısıtlı yaşam tarzı iş aile sorunları bunların hepsi geleceğe umutla bakmamıza engel” şeklinde konuştu.
“İŞSİZLİKTEN DOLAYI GENÇLERDE GİDEREK ARTAN BİR ÖFKE VAR”
İşsizliğin gençleri şiddete yönelttiği tespitinde bulunan Faysal Yalçın da “Acilen çözülmesi gereken sorun ekonomi. Türkiye geneline baktığımızda bir sürü işsiz üniversite öğrencileri var. İşsizlikten dolayı gençlerde giderek artan bir öfke var” dedi.
Gençlere bazı şeylerin dayatıldığını savunan Hakkı Işık ise şöyle konuştu:
“İYİ BİR BÖLÜM KAZANAMAZSAM ATANAMAM VE HAYATIMI YAŞAYAMAM”
“Şuan ki temel sistemden dolayı gençler gençliğinin farkında bile değil. Gençliğini yaşayamıyor. Çünkü şuan ki sitem oku, evlen çocuk sahibi ol ve kendi hayatını yaşama gibi bir durumu var. Gençliğe dayattıkları ancak maddi ve manevi olarak bu sitem değişebilirse gençlerin önü açılabilir. Üzerimizde yoğun bir baskı var, örneğin ben haftanın 5 günü okula gidiyorum ve 2 günü de dershaneye gidiyorum. Ayrıca evde de ders çalışarak iyi bir yer kazanabilirim ben iyi bir bölüm kazanamazsam atanamam ve hayatımı yaşayamam. Bu da strese ne öfkeye neden olur. Şuan ki gençlerde ayrıca şöyle bir sorun var. Sosyal medya şuan ki diziler gençlere olumsuz davranışları örnek olarak gösteriyor ve gençlerde kapma eğiliminde oldukları için hemen alabiliyor. Ben bu ülkede önümü görüp de umutla bakamıyorum.”
“GENÇLİĞİ BOĞARAK BİR YERE VARILAMAZ”
Mustafa Karali, gençlerin kendilerine ayıracak zamanının olmadığını savunarak, “Bence gençliğin temel sorunu eğitim sistemi. Eğitim sistemi demeye bin şahit lazım. Eğitim ve sistem nerde diye düşünüyor insan. Gençliği boğarak bir yere varılamaz. Zorunluluklar üzerine kurulu bir düzenin içersindeyiz. En güzel çağlarımızı yaşıyoruz ama hiçbir etkinlik yapamıyoruz. Çünkü zamanımız olmuyor ve korkuyoruz gelecek kaygımız var” dedi.
“ARTIK SİSTEMİN OTURTULMASI LAZIM”
Alperen Demirezen, sınav sisteminin sürekli değişmesi yüzünden strese girdiklerine değinerek, “Sınav sisteminin her gün değişmesi çok kötü. Alışma süreci ayrı bir der. İngilizce mesela. Sınav sisteminde olacak mı? Çalışmasak da olma ihtimali var. Onun korkusu var. Soru sayısı değişiyor, derslerin ağırlığı değişiyor. En büyük dertte sınav stresi. Sınav sistemi değiştikçe streste artıyor gençlerde. Lise 3 teki bir öğrenci lise sona geçtiği zaman sistem değişiyor. Bir anda neye hazırlandığını şaşırıyor. Tepe taklak oluyor. Mesela bu seneki TEOG, sınava 5 ay kala sistem değişiyor. Sürekli sistem değişiyor. Artık sistemin oturtulması lazım” diye konuştu.
“GELECEKTEN UMUTLU OLMAK İSTİYORUM”
Gelecekten umutlu olmak istediğini dile getiren Umut Berk, “Sınav sistemi ve eğitim sisteminden muzdaripiz. Sınav sistemi 2 veya 3 yılda bir değiştiği için gençler neye çalışacaklarını bilmiyorlar. Mesela lise birinci sınıftaki bir öğrenci kendini mevcut sisteme göre ayarlarsa, sonra değiştiğinde bundan çok ciddi manada etkileniyor. Sil baştan yeniden baştan çalışmaya başlıyor. Buda başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bende gelecekten umutlu olmak istiyorum” şeklinde konuştu.
“GENÇLER İNTERNET BAĞIMLISI OLUYORLAR”
Gülsüm Yıldız Kaplan ise, internet ve televizyon dizilerindeki şiddetin kendisini endişelendirdiğini aktararak, “Gençlerin en büyük sorunu işsizlik. Yen istihdam alanları oluşturularak yeni iş sahaları açılmalı. Televizyon ve internet ortamı gençleri şiddete sevk ediyor. Bu konudan muzdaripiz. Benimde iki oğlum var ve dizi izliyorlar ve onları kendilerine örnek alıyorlar. Hepimiz el ele vererek, gençlere yardım etmeliyiz. Dizi yapımcılarının daha az şiddet içeren dizi yapmalarını istiyoruz. İnternete de dikkat etmek gerek. İnanın ben eve internet bağlamadım. Çünkü gençler internet bağımlısı oluyorlar” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz