Allah yolunda malını feda etmenin önemi hakkında konuşan Molla Mehmet şenlik, başta infak olmak üzere zekât ve fitre sadakalarının imanın derecesinin ölçülmesi hususunda önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Ramazan ayının son günlerinde yapılacak infak, zekât ve verilmemiş Ramazan fitrelerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması hususunda hatırlatmalarda bulunan İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Mehmet Şenlik, fıkhi olarak bu tür mali ibadetlerin kimlere ve ne şekilde ulaştırılması gerektiği hakkında bilgi verdi.
İslam'da infak kültürünün çok önemli olduğunu söyleyen Şenlik, "Allah Celle Celalühü müminlere infak etmeyi, şeytan ise cimriliği emreder. Şeytan, fakirliği sürekli insanın gözü önüne getirir ve bununla korkutur. Allah ise infakta bereket, bolluk ve verenin kendisi olduğunu, insanların onun yolunda verdikçe kendisinin daha fazla vereceğini vaad eder, Allah'ın vaadına güvenmek lazım. Allah vaadını yerine getiren, şeytan ise aldatandır. Allah kendi vaadinde sadıktır ve bizden kendi yolunda infak etmemizi ister." ifadelerini kullandı.
"ZEKÂT KÜLTÜRÜ UYGULANSA FAKİR KALMAZ"
"Allah yolunda infak etmeyen insanın imanı zayıftır" diyerek kişinin imanının verdiği infakla ölçüldüğünü sözlerine ekleyen Şenlik, "İnsanlar eğer kendi imanının derecesini öğrenmek istiyorlarsa verdiği infaka baksın, imanını ne kadar büyük veya basit olduğunu öğrenecektir. Mevla bizi infak kültürü ile yoğrulmuş, infakı meslek edinmiş ve ahlak haline getirmiş olan kullarından eylesin." dedi.
Zekât konusunun infaktan çok daha farklı bir alan olduğunun altını çizen Şenlik, "İslam'ın temel rükünlerinden biri olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
"İslam'ın beş temel şartlarından bir tanesi zekât vermektir. Zekât mecburidir, zekât için bir teşvik yapılmıyor, alınıyor. Çünkü bu hak eğer bir emirle gerçekleşmezse sosyal yapı çöker, yardımlaşma ve dayanışma kültürü gelişmez. Herkes 'ben kazanayım, yiyeyim' diyerek kapitalizm kültürüyle büyürse diğerleri ezilir ve açlıktan ölür. Ama eğer zekât kültürü uygulansa fakir kalmaz. Zekâtın dışında infak ise geneldir. Allah, zenginin malından fakire aktarmak için birçok sebepler koymuştur. Bu ayda herkes zekâtını verecektir. Çoğunlukla insanlar bir yılı dolmamış olsa da Ramazan ayında vermeyi düşünüyor ki Ramazan'da infakın ve zekâtın daha fazla bereketi vardır. Bu iki sevabı birden kazanmak için müminler çoğunlukla zekatlarını bu ayda verirler, güzel bir şeydir."
"FITIR SADAKASININ VACİP OLMASININ SEBEBİ YOKSULUN YÜZÜNÜN GÜLMESİ VE SEVİNMESİDİR"
Fıtır sadakasının hükmüne de değinen Şenlik, "Bu aya has bir zekât vardır ki o da mal zekâtı değil nefis zekâtıdır. Buna zekâtı fıtır deniliyor yani fıtır sadakası. Malı illa nisaba ulaşsın veya ulaşmasın, bu fıtır sadakası herkese düşer. Bayram günü nafakasına ait o gün yiyeceği ve giyeceği dışında ikinci güne artan bir malı varsa ondan sadakayı fitre vermesi lazımdır. Ona, çocuğuna, fakire, yaşlıya da düşer. Bir aile reisi hem kendi filtresini verir hem de mahiyetinde bulunan hanımının ve çocuklarının fitrelerini vermek zorundadır. Fıtır sadakası aslında bayram günü vacip olur. Muhtaçlar daha önceden istedikleri için millet daha önceden veriyor." şeklinde konuştu.
Bayram günü verilmesi vacip olan fıtır sadakasının erken verilmesi hakkındaki hükümleri aktaran Şenlik, "Kişi, fitreyi verip bayram günü gelmeden ölürse yeniden verilmesi lazım veya bayram günü gelmeden o insan fakirlikten çıkıp zengin olduysa yine vermesi gerekiyor ama fakir ve muhtaç olarak kaldıysa o fitre yerini bulmuştur. Bayram gününü fıtır sadakasının vacip olmasının sebebi yoksulun yüzünün gülmesi ve sevinmesidir. İslam böyle bir yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Gerek fıtır gerek infak ve gerekse de zekât olsun bunları verirken öncelikli insanları dikkate almamız gerekiyor. Zekât kime gidiyorsa fıtır sadakası da ona gider, herkese gitmez. Mevla bizi İslam'ın güzelliklerini yaşayanlardan eylesin." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz
