Çınar Müftülüğü tarafından, müftülük konferans salonunda “Peygamberimiz ve Aile” temasıyla düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliği coşkuyla gerçekleştirildi.
Çınar Kaymakamı Selami Kaya, Çınar Belediye Başkanı Bedri Kaya, AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Arzu, Çınar İlçe Müftüsü Abdulhamit Turgut, STK temsilcileri, bölgenin tanınmış âlim ve kanaat önderlerinin de katılım gösterdiği Mevlid etkinliği, Molla Nazmi Gödelek’in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
“Mevlid-i Nebi haftası 1989 yılından beri Diyanet'in kendi inisiyatifi ile planladığı bir haftadır”
İlçe müftüsü Abdulhamit Turgut kısa bir selamlama konuşması yaptı. Turgut, Diyanet İşleri Başkanlığının bu seneki Mevlid-i Nebi Haftası temasını ‘Peygamberimiz ve Aile’ olarak belirlediğini hatırlatarak, "Mevlid-i Nebi haftası 1989 yılında, Diyanet İşleri Başkanlığımızın tamamen kendi inisiyatifi ile planladığı ve uygulamaya koyduğu bir haftadır. Bu hafta kanunların verdiği yetki ile ortaya çıkmış, 30 yıl boyunca tefekkür dünyamıza hayat vermiş Hazreti Peygamber’i anmaktan, anlamaya düsturu ile gelişmiş, Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) örnekliğini ve rehberliğini toplumun her kesimine ve gönül coğrafyamıza anlatmayı, günümüz problemlerine Nebevi referanslar ile çözüm üretmeyi amaçlayan bir haftadır." dedi.
Müftülük tarafından hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından, Çınar Anadolu İmam Hatip Lisesi İlahi Grubu, Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) için bestelenen ilahi ve ezgileri seslendirdi.
Ardından okunan mevlide, salonu dolduran kalabalık da salâvatlarla eşlik etti. Yer yer duygusal anların da yaşandığı mevlidden sonra Diyarbakır İl Müftülüğü Vaizi Muhammed Tayyip Elçi bir konuşma gerçekleştirdi.
“Allah insanları zulmün zulümatından kurtaracak Peygamberini miladi 571 yılında gönderiyordu”
Cahiliye dönemini anlatan Diyarbakır İl müftülüğü Vaizi Muhammed Tayyip Elçi “Gerek ailede gerek sosyal hayatta insanlığı sığmayacak kötü adetler, çok kötü ölçüler edinmişlerdi. Günümüzde de maalesef yaygın olan kumar, içki, fuhuş, zulüm, faiz, tefecilik, hırsızlık, eşkıyalık gibi kabilecilik ve ırkçılık gibi her türlü hastalık insanları kasıp-kavuruyordu. Aile hayatına, kadın meselesine, kadınlara bakışa da baktığımızda kadınlar-kızlar insan yerine konulmuyordu. Kadın bir meta gibi alınıp-satılan bir mal olarak telakki ediliyor. Kişiye babasından miras şeklinde kalabiliyordu.” dedi.
Öz kızlarını kendi elleri ile diri diri toprağa gömecek kadar çok çirkef bir aile yapısı oluştuğunu belirten Elçi, “Nihayet Allah’ın rahmeti insanlığa ulaşmış miladi 571 yılında, yani en son peygamber Hz İsa ile arasında yaklaşık 6 asır sonra Allah’u Teâla insanları insana kul olmaktan kurtaracak, insanları zulmün zulümatından kurtaracak, insanları sadece ve sadece Allah’ın önünde eğecek, İslam’ın nuruna, İslam’ın adaletine kavuşturacak Peygamberini, Habibi kibriyasını (sallallahu aleyhi ve sellem) gönderiyordu." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz