Afrika'dan göç eden leylekler, yaklaşık 5 bin kilometrelik yolculuğun ardından Diyarbakır Bismil kara yolu kenarında bulunan ve Türkiye'nin en büyük kolonilerinden olan yuvalarına geri döndü. Dicle Nehri kenarında olması nedeniyle tercih ettikleri alanda yaklaşık 2 hafta süren yolculuğun yorgunluğunu atan leylekler, geçen yıl doğal nedenlerle zarar gören yuvalarının yeniden inşasına başladı. Tarlalardan topladıkları çalı çırpıları elektrik direklerinin üzerindeki yuvalarına mühendis edasıyla yerleştiren leyleklerin, yuvalarını kuluçka dönemi için hazırladıkları anlar görüntülendi. Yaklaşık 20 kilometrelik yol boyunca dizili 40'ın üzerindeki yuvada kuluçkaya yatacak olan leylekler, dünyaya getirecekleri yavrularını burada büyüttükten sonra, eylül ayından itibaren tekrar Afrika'ya göç edecek.
'HER SENE AYNI YUVAYA GELİRLER'
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bölgenin leyleklerin ana vatanı olduğunu ifade ederek, "Burada üreme yapacaklar. Şubat ortalarından itibaren gelmeye başladılar. Şu anda yuva kurma faaliyetlerine, yuvaya yeni materyal getirme durumundalar. Eşler birbirlerini buldular. Leyleklerin özelliği kendi yuvalarıyla evli olmalarıdır. Her sene aynı yuvaya gelirler. Bu sene gelenler geçen yılki gelenler. Mevcut Bismil kolonisi Anadolu'daki leylek kolonilerinin önemlilerinden biridir. Yaklaşık olarak 17 yıldan beri bunları takip ediyoruz. Sonuçlar çevrenin şartlarıyla da uyumlu oluyor. Yavru daha fazla yetişiyor. Özellikle nehre yakın olması nedeniyle tercih ediliyor. Kuraklık sırasında maalesef leylek sayısında azalma oluyor. İklime ait değerler leyleklerin üremesini belirliyor. Leylekler şu anda üreme faaliyetlerine yeni başladıkları için kesin bir ön görüde bulunamayız. Muhtemelen yiyecek az olduğu zaman daha az yavru yetişir. Yoksa yumurta sayısı aynı, yavru sayısı aynı fakat yavrular beslenemeyince öleceklerdir. Dolayısıyla yavru sayısının azalması beklenir. Yaklaşık 40 yuva var" diye konuştu.
'GEÇEN YIL 100'DEN FAZLA YAVRU YETİŞTİ'
Bismil kolonisinde geçen yıl 40'ın üzerinde yuvada 100'den fazla yavru yetiştiğini aktaran Prof. Dr. Kılıç, "Bunların bir kısmı Afrika'da kaldı. Buraya ancak eşeysel olgunluğa eriştikten sonra gelecekler. Civardaki yuvaları tercih edecekler. Çünkü anne babaya ait yuvayı kullanamazlar. Leylekler besin zinciri içinde önemli bir halkayı teşkil ederler. Özellikle kurbağaların, çekirgelerin, balıkların aşırı artışının da önüne geçerler. Dolayısıyla çevre için vazgeçilmez bir tür diye kabul edilir. İnsanların yoğun bir ilgisi var. Leylekler bölgemizde kutsal olarak kabul edilir. İnsanlar bunlara dokunmazlar. Yuvalarının aşağı kısmında tarımsal faaliyetler yapılır, leylekler hiç etkilenmeden yuvalarını kurarlar, kuluçkayı sürdürürler ve yavru yetiştirirler. Bölgemiz için simge tür olarak kabul edilir. Şu anda gelişler devam ediyor. Tamamlanmadı. Geçen yıl 40'dan fazla yuva vardı. Bu sene de aşağı yukarı aynı değerleri bekliyoruz. Hatta 12 yuva daha fazla olabilir" ifadelerini kullandı.
'YİYECEK KONUSUNDA ENDİŞEMİZ VAR'
Yiyecek konusunda endişeleri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
"Eğer iklim kurak geçiyorsa bitkisel üretimde de azlık olur. Onu göreceğiz. Önceki yıllarda maalesef kuraklık varsa, yağış azsa çevredeki vejetasyonda da gerileme söz konusu. İstatistiki olarak şunu söyleyebiliriz; eğer yiyecek azsa yavru sayısı düşecektir. Muhtemelen geçen yılki değerin altına inecektir. 100 civarında yavru olursa başarılı olur. Özellikle Dicle Vadisi nadide yerlerden biridir. Türler burada barınıyorlar. Kışı geçiriyorlar. Üremelerini yapıyorlar. Bu bölgedeki koşulların korunması lazım. Çevrede pek çok tarımsal faaliyet var. Tarım ilaçlarının gereğinden fazla kullanılmaması lazım. Dicle Nehri çok önemli. Çünkü kimi insanlar buradan içme suyu kimileri de kullanma suyu temin ediyor. Dolayısıyla bizim burayı korumamız lazım."
Kaynak: Diyarbakır Söz