Elazığ'ın 10 ilçesinden biri olan ve köyleriyle birlikte yaklaşık 10 bin nüfusu bulunan Maden ilçesi tarihi yaklaşık 10 bin yıla dayanıyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan ilçe ismini, yeraltı zenginlikleri olan madenlerden alıyor. Son yıllarda da MTA tarafından Elazığ'da yapılan inceleme ve saha çalışmalarında cumhuriyet tarihinin en büyük maden rezervi ilçe sınırları içerisinde bulundu.
1889 yılına kadar Diyarbakır`a bağlı Kaymakamlık halinde yönetimini sürdüren Maden, 1889-1924 yılları arasında Mutasarrıflık, 1924-1927 yılları arasında Valilik ile yönetilmiş, 1927'den sonra Elazığ İline bağlı Kaymakamlık haline getirilmiş. Maden ilçesi konumu, yeraltı zenginliklerinin yanı sıra, tarihi yapılarıyla da dikkat çekiyor. İlçede, başta saat kulesi, hükümet konağı, Cami-i Kebir, Maden Köprüsü ve Kalhane Köprüsü, Kavasbaşı, Fırıncı Yaşar Altunbaş ve Ekrem Ete evleri olmak üzere 15 tescilli yapı bulunuyor. Birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapmasına rağmen turizmde bekleneni karşılamayan ilçede çalışmalar kurumlar ve dernekler tarafından sürdürülüyor.
İlçedeki yapılar hakkında bilgi veren Bakır Maden Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, “ Bugün itibariyle ilçe merkezimizde 15 tane tescilli kültür varlığı var. Bunlardan anıtsal yapılar da geleneksel mimari yapılar da var. Son dönemlerde geleneksel mimari olan sivil mimari yapıların tescillenmesi konusunda faaliyet yürütüyoruz. Maden Saat Kulesi, Maden Hükümet Konağı, Camii Kebir, Maden Köprüsü ve Kalhane Köprüsü bunlar birinci derece anıtsal yapıydı. Fakat geleneksel mimari olan sivil mimarideki yapılan hiç biri tescillenmemişti. Biz bunlardan ilki olarak arkamızda bulunan Kavasbaşı evinin tescilini gerçekleştirdik ve 2021 yılına koruma altına alındı. Daha sonrasında Fırıncı Yaşar Altunbaş evi ve Ekrem Ete evi tescillendi. Beş Kardeş Hurma evlerinin 2 No'lu yapısı tescillendi. Daha tescillenmesi gereken bir çok yapı var” dedi.
Başkan Seyrek, “Geleneksel sivil mimariyi önemsememizin sebebi, Elazığ'ın da bir çok ilçesinde anıtsal değerde eseri var fakat geleneksel mimarideki sivil yapılar kaybolmaya başlamış durumda. Bir çoğu asıl hüviyetini kaybetmiş. Maden evlerinde de mimari açıdan bakıldığında ilçenin yerel malzemesi olan cüruf taşını çok yaygın kullanıldığını görüyoruz. Genelde mazgal pencere mimaride yapılıyor. Dışarıdan dörtgen, içeriden kemerli yapıya sahip. Bu yapının asıl önemli noktalarından birisi, evin sağdaki pencerenin üstünde bulunan bir taşın olması. Kavasbaşı denmesi ise Osmanlı dönemindeki yüksek rütbeli askerin yaşadığı evi belirtiyor. Bu evdeki o taş da dışa doğru çıkıntı yapmış vaziyette ve karpuz dilimi şeklinde dilimlenmiş. Bunun anlamı, dışarıdan gelen bir yabancının ‘yabancı olsan bile bu eve misafir olabilirsin” demektir. Bizim buradaki amacımız geleneksel mimarideki yapıları bir an önce koruma altına alıp daha sonra tespit ve tescilden sonra, bunların işlevlendirilerek sonra kullanılması” diye konuştu.
Kaynak: İHA