İtirafçı A.S:
"(Mahrem imam) Bize tuşlu, şarjı uzun giden, içinde hat olan bir telefon bıraktı, 'bundan sonra size buradan ulaşacağım, ayda 510 defa tanımadığınız ilan numaralarını, internetteki bazı sitelerin numaralarını arayın, gereksiz görüşme yapın ki sadece beni aradığınız tespit edilmesin' dedi. Biz de bu telefonla internetteki bazı ilanları ara sıra aradık"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) kripto yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda gözaltına alındıktan sonra itirafçı olan muvazzaf astsubay, örgüte nasıl girdiğini ve "mahrem imamlar"la telefon görüşmelerinde dikkati çekmemek için kendilerine verilen talimatları anlattı.
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün TSK'daki kripto yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve örgüte ilişkin verdiği önemli bilgiler doğrultusunda adli kontrol şartıyla serbest bırakılan muvazzaf astsubay A.S, örgüt hakkında bilgi verdi.
Askeri okula girişini ve sonraki süreci tek tek anlatan A.S, örgütün mahrem imamlarının askerlerle iletişime geçme yöntemlerine ilişkin bilgiler aktardı.
Liseyi bitirmesinin ardından Adnan Menderes Üniversitesi Meslek Yüksekokulu'nu kazandığını belirten A.S, fiyatlarının uygun olmasından dolayı örgüte ait bir yurtta kalmaya karar verdiğini, daha sonra yurtta tadilat olacağı bahanesiyle kendisinin örgüt evine yönlendirildiğini belirtti.
Evde yaklaşık 3 ay kaldığını ve eve tanımadığı ortaokul öğrencilerinin geldiğini aktaran itirafçı, "Bu öğrenciler bazen yatılı da kalıyordu. Eve bu öğrenciler geldiğinde biz odalarımıza çekilirdik. Öğrencileri görmezdik. Bu öğrenciler mahrem yetiştirildiği için kimseye gösterilmezdi. Ev kalabalık olduğu için bu evden ayrılıp örgüte ait başka bir eve geçtim." dedi.
Kendisiyle ilgilenen mahrem imamın teklifi üzerine lise öğrencilerine matematik dersi vermeye başladığını dile getiren A.S, "Mahrem imam, bir gün beni telefonla arayarak çocukları göz polikliniğine götürmemi söyledi. Ben de öğrencileri götürdüm. Durumu o zaman kavrayamamıştım. Benim elimle bu öğrencileri askeri okullara sokacaklarını bilmiyordum." ifadelerini kullandı.
Kod adı verilmiş
Üniversite son sınıftayken bir evde toplandıklarına dikkati çeken A.S, "Erkek öğrenci yurdunun müdürü bizleri bir evde topladı, 'okulunuz bitiyor, gelecek planlarınız var mı, ne yapacaksınız?' diye sordu. Ben de hiçbir planımın olmadığını söyledim. Bundan bir hafta sonra mahrem imam, yanıma gelerek 'uzman jandarma sınavları var, düşünür müsün?' dedi. Kabul ettim. Kendi imkanlarımla hazırlanıp sınavı kazandım." beyanında bulundu.
Askeri okulu kazandıktan sonra mahrem imamla görüşmeye devam ettiğini bildiren itirafçı, "Okula başladıktan 2 ay sonra mahrem imam okula geldi, 'sana bundan sonra adınla hitap etmeyeceğim, nasıl seslenmemi istersin' dedi. Bana bir kod isim verildi. Bu görüşmede kendisinin cep numarasını aldım, ezberledim ancak cep telefonuma kaydetmedim." ifadelerini kullandı.
"Okulda kendini açığa verme"
Yaklaşık bir ay sonra ankesörlü telefonla mahrem imamla iletişim kurduğunu söyleyen itirafçı, şunları kaydetti:
"Bana bundan sonra başka birinin benimle ilgileneceğini söyledi. Bu kişi benimle iletişime geçti ve okul dışında bir büfede görüştük. 'Okulda kendini açığa verme. Tedbirli davran yoksa atılırsın. Namazlarını ima yoluyla kıl' dedi. Bu durumun çok saçma olduğunu söyleyince 'Fetullah Gülen sizin bu namazlarınızı kendi namazlarıyla değişmeye hazır' dedi. Bu kişi gizliliğe çok önem verir, tedbire çok dikkat ederdi. Ankara'ya yanıma her geldiğinde farklı kıyafet giyerdi. Elinde sol görüşlü gazetelerle gelirdi."
Mezun olup Van'a atanmasının ardından başka bir mahrem imamın kendisiyle iletişime geçtiğini beyan eden itirafçı, bu kişinin "himmet" adı altında para istediğini, para vermediği zaman vicdani tehditle zorla para aldığını söyledi.
"Ayda 510 defa tanımadığınız ilan numaralarını arayın"
Buradaki görev süresinin tamamlanmasının ardından Ankara'ya atandığını ve başka bir mahrem imamın kendisiyle ilgilendiğini dile getiren itirafçı, "Yeni mezun olan bir uzman jandarmayla aynı evde kalmamı istediler. Bize tuşlu, şarjı uzun giden, içinde hat olan bir telefon bıraktı, 'bundan sonra size buradan ulaşacağım, ayda 510 defa tanımadığınız ilan numaralarını, internetteki bazı sitelerin numaralarını arayın, gereksiz görüşme yapın ki sadece beni aradığınız tespit edilmesin' dedi. Biz de bu telefonla internetteki bazı ilanları ara sıra aradık." bilgisini paylaştı.
Görev yaptığı süre içerisinde branş sınavına hazırlandığını ve muhabere branşını tercih ettiğini ifade eden itirafçı, şunları aktardı:
"Sonra örgüt abisi bana hata yaptığımı, bu tercihi değiştirip istihbaratı yazmamı söyledi. Ben de tercihimi değiştirim. Bu sınavdan 80 puan alarak kazandım. Mahrem imamla tekrar görüştüm. Bana 'Mülakattan korkma geçersin' dedi. Mülakata gittiğimde zor bir şey sormadılar. Memleketimi ve halimi hatırımı sordular. Mülakatı da geçtim."
"Bu işten çıkanın iki yakası bir araya gelmez"
Mahrem imama, 1725 Aralık'tan sonra örgütün yanlış yolda olduğunu ve bir daha kendisiyle görüşmek istemediğini söylediğini ileri süren itirafçı, şöyle devam etti:
"Bu kişiyle daha sonraki görüşmelerimde örgütün yanlış yaptığını ve bir daha görüşmek istemediğimi söyledim. Beni tehdit ederek 'Bu işten çıkanın iki yakası bir araya gelmez, hem dünyası hem ahireti mahvolur.' dedi. Örgütün hala jandarma teşkilatında çok güçlü olduğu mesajını veriyordu bana. Kendisiyle tek taraflı görüşmedim. Bu kişiyle aynı semtte oturmamdan dolayı sürekli kapıma geldi. Kendisine kapıyı açmıyordum. Ona görünmemek için evden hep gizlice ve tedirgin olarak çıkıyordum. Bu durum yaklaşık 2 yıl sürdü. Bir gün Gölbaşı'nda dolaşırken örgüt abisiyle karşılaştım. Bana 'Çok yanlış yaptın. Senin durumun bu gidişle iyi olmayacak.' dedi. Bunu dedikten 3 ay sonra Jandarma Genel Komutanlığı tarafından istihbarat branşından tamamen çıkartıldım. Benim yerime başka bir astsubayın alındığını duydum. Bu astsubayın daha sonra darbe girişimi gecesi TRT binasını basmaya giden ekipten olduğunu öğrendim."
"Nasıl bir tuzağın içine düştüğümü bilmiyordum"
Bu örgüt içerisinde yer aldığı için çok pişman olduğunu belirten itirafçı, "Ben bu örgüt içerisine mecburiyetten katıldım hatta yurtlarında kalmaya başladığımda nasıl bir tuzağın içine düştüğümü bilmiyordum. Beni ustaca evlerine kanalize ettiler ve ardından öğrencilere ders verdirdiler. Vatana millete ve dinimize hizmet ettiğimi ve edeceğim konusunda beni inandırarak kandırdılar." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz