Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 24 Haziran seçimleri öncesinde AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ağabeyinin, Şenyaşar ailesinden de üç kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar ile Şenyaşar ailesine dönük tehditlerin Meclis tarafından araştırılmasını istedi. HDP’li Öcalan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün cevaplaması talebiyle soru önergesi de verdi.
Adalet Bakanı’nın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinin giriş bölümünde yaşananları anlatan Öcalan "Yaşanılan silahlı çatışma sonrasında yaralananların hastaneye götürüldüğü, yaralılardan Mehmet Şah Yıldız isimli yurttaşın, hastaneye getirildiğinde yaşamını yitirdiği ve aynı hastaneye getirilen yaralılardan Celal, Adil ve Esvet Şenyaşar isimli yurttaşların hastanede Yıldız'ın yakınlarının saldırısı sonucu yaşamlarını yitirdikleri bilgisi edinilmiştir. Olayların sonucunda, 4 yurttaşın yaşamını yitirdiği 9 yurttaşın da yaralandığı öğrenilmiştir" bilgilerini verdi.
"OLAY HALA AYDINLATILAMAMIŞ"
Suruç’ta söz konusu olayın yaşandığı gün ruhsatsız tabancalar ve uzun namlulu silahların kullanıldığını, hastanede yaralılara yönelik kesici ve delici aletler kullanılmak suretiyle oldukça kalabalık bir grup tarafından saldırıda bulunulduğuna dair iddialara yer verilen önergede, şu bilgiler yer aldı:
"Yaralıların bu saldırılar sonucunda yaşamını yitirdikleri, saldırıya dair delil oluşturan hastane güvenlik kamerası görüntülerinin saldırgan grup tarafından tahrip edildiği, hastanede güvenlik amacıyla bulunan kolluk kuvvetlerinin saldırı anında müdahalede bulunmadığı ve seyirci kaldığı yönünde iddialar gündeme gelmiştir. Yaşananların üzerinden bir ayı aşkın zaman geçmesine rağmen olay hala aydınlatılamamış, failleri hala tutuklanmamıştır."
Olayın taraflarından olan, babası ve kardeşlerini kaybeden, kendisi de yaralanan Fadıl Şenyaşar’ın tutuklanıp, cezaevinde konulduğunu hatırlatan Öcalan, önergesinde "Olayda oğulları ile eşinin gözlerinin önünde linç edilerek öldürülmesine şahitlik ettiğini iddia eden Emine Şenyaşar, Yıldız ailesinden kimse hakkında gözaltı kararının olmadığını, bir kişinin dahi gözaltına alınmadığını, bu cezasızlık ve güvende olmadıkları sebepleriyle Suruç’taki ev ve dükkanlarını boşaltarak, ilçeyi terk etmek zorunda kaldıklarını belirtmiştir" denildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz