Sakarya'da, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan 'Ebu Hanzala' kod adlı Halis Bayancuk hakkında Diyarbakır'da yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Halis Bayancuk'un 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması talep edildi.
El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı grupların Diyarbakır yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, 14 Ocak 2014 günü tutuklanan Halis Bayancuk'un örgütün 'Türkiye emiri' olduğu kaydedildi. Örgütün Diyarbakır yapılanmasında yer alan kişilerin çatışma bölgelerine gittiğini ifade eden savcı, DEAŞ terör örgütünün Diyarbakır emiri olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan N.T.'nin grup lideri olduğu Takva Eğitim ve Okuma Salonu'nda ise çatışma bölgesinde komutan olarak aktif görev alan 10 kişinin bulunduğunu kaydetti.
BAĞLAR'DA 3 EL KAİDE HÜCRESİ
Diyarbakır'da El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı, radikal-tekfirci fikirlere sahip bir yapılanma olduğunu belirten savcı, Bayancuk'un yapılanmada üst düzey sorumlu olduğunu kaydetti. Bayancuk'un tekfirci görüşleri doğrultusunda sohbet ve dini toplantılar yapıldığını belirten savcı, bu kişilerin kendilerine taban oluşturmak için; Bağlar ilçesinde 3 farklı yerde faaliyet yürüttüğüne dikkat çekti. Mescit, Takva Eğitim ve Okuma Salonu ve Medrese isimli 3 adreste faaliyet yürüten yapılanmanın, Suriye'deki çatışma bölgelerine adam göndermek için yönlendirici dini sohbetlere önem verdiğini belirten savcı, şu tespitlerde bulundu:
"Derslerde terör örgütü eylemleri videoları izlenmekte ve CD'leri ücretsiz dağıtılmaktadır. Savaş konulu tahrik edici sözler ile cihat ve şehadet kavramları yoğun şekilde işlenmekte, cımbızlanmış ayet ve hadisler içeren kitaplar ücretsiz dağıtılmaktadır. Bu kişilerin, dini bilgisi az olan genç kesimin bu propagandalar sonucu terör örgütü saflarına katılmasına sebep oldukları ve çatışma bölgelerine gönderdiklerine dair bilgiler alınmıştır."
ÇOCUKLARINI RESMİ OKULLARA GÖNDERMİYORLAR
Bağlar ilçesinde medrese olarak kullanılan yerde örgütsel içerikli eğitim verildiğini kaydeden savcı, medresenin bahçe kısmının sportif eğitim maksatlı kullanıldığını ifade etti. İddianamede, El Kaide terör örgütünün devlet kurumları hakkındaki olumsuz propagandası sonucu, resmi okullarda eğitim alınamayacağı inancına sahip örgüt mensupları ve sempatizanların, çocuklarını okula göndermediği ifade edildi. Bu çocukların örgütün fikir ve ideolojisi doğrultusunda yetiştirilebilmesi amacıyla evlerde örgüt mensuplarınca eğitime tabi tutulduğunu kaydeden savcı, bu sayede örgütün gelecek dönemlerdeki faaliyetleri için eleman potansiyelini artırma ve eylem potansiyelini canlı tutma çabasında olduğunu belirtti. El Kaide ile iltisaklı kişilerin, devletin atadığı resmi imamları tanımayarak, farklı bir ortamda grup halinde ibadet ettiklerini kaydeden savcı, bunun toplum içinde merak ve endişe uyandırdığını vurguladı.
'SİZİ CİHADA GÖNDERELİM, BÜTÜN MASRAFLAR BİZE AİT' DİYORLARDI
El Kaide Diyarbakır yapılanmasında faaliyet yürüttüğünü söyleyen gizli tanık Tipi, iddianameye yansıyan ifadesinde, "El Kaide gruplarındaki kişiler, birçok kişiyi çatışmalara katılmak üzere Suriye'ye gönderdi. Birçok ailenin ocağına ateş düşürdüklerine ve insanların hayatlarını mahvettiklerine şahidim. Diyarbakır'da ikisi merkez, biri Hani ilçesinde olmak üzere 3 grup El Kaide terör örgütü yapılanması var. Bağlar ilçesindeki mescitte 30-40 var. Salı günleri 12 kişi kendi aralarında özel toplanıyor. Bu toplantıya başka kimse alınmıyor. Sohbetlerde her Müslüman’ın üzerine cihadın farz olduğunu anlatılarak, cihada gitmeyenleri müşrik olarak adlandırıyorlar, cihada gitmek isteyenleri ise 'Sizi cihada gönderelim, bütün masraflar bize aittir' diyorlardı.
TÜRKİYE'DE DE MÜCAHİTLERE İHTİYAÇ OLACAKTIR
Gruba ders veren H.B.'nin cihat için istekli olanlara sabır edilmesi gerektiğini söyleyerek, 'Yakın zamanda, şartlar müsait olduğunda Türkiye'de de mücahitlere ihtiyaç olacaktır' dediğini belirten Tipi, "İstanbul'daki El Kaide terör örgütünün Türkiye sorumlusu Halis Bayancuk, zaman zaman gelip ders verirdi. Türkiye Cumhuriyeti'ni, tağut sistem olarak adlandırıp, devlet için askere gidilmemesi, adliyelere gidilmemesi gerektiğini, tağut devletin fikir ve görüşleri doğrultusunda hareket ettiklerinden dolayı imamların arkasında kesinlikle namaz kılınmaması gerektiğini, İslam Devleti kurulmadığı için Cuma namazının kılınamayacağını anlatıyorlardı. Milli eğitime alternatif olarak Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri çocuklara dini eğitim veriyorlardı. Ebu Hanzala'nın El Kaide terör örgütünün Türkiye sorumlusu olduğunu biliyorum" dedi.
'KÜÇÜK ÇOCUKLARI GETİRİYORLAR'
İddianamede, El Kaide terör örgütü ile irtibatlı mescit, medrese ve okuma salonu gibi yerlerin fiziki takiplerinin yapıldığı, çok sayıda küçük çocuğun arabalarla buralara getirilip ders verildiği de ifade edildi. Kız ve erkek çocukların genelde 5'erli gruplar halinde getirildiklerini belirten savcı, çocukların ders sonrası arabayla götürüldüklerini kaydetti. Savcı, takip edilen kişilerin akşam saatlerinde 20-25 kişilik grup halinde medrese denilen yerden çıktıklarını da ifade etti.
'EBU HANZALA'YI AÇIKLADI
Halis Bayancuk iddianameye yansıyan ifadesinde, El Kaide ve Usame Bin Ladin'i övmediğini belirterek, "El Kaide terör örgütünün eylemlerini doğru bulmadığımız gibi, bunların İslam ve Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını düşünüyoruz. Bu örgütün faaliyetlerine karşı olduğumuza dair birçok yazı yayımladık. Allah'ın emirlerinden biri olan cihada ilişkin sözler söylemiş olabilirim. Allah'ın tüm emirlerine baştan sona itaat eden biriyim. Bunun El Kaide terör örgütü ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. 2010'dan sonra Fethullahçı polisler tarafından bu tarz soruşturmalar yapıldı, düşüncelerimiz El Kaide ile ilişkilendirilmeye çalışıldı. El Kaide terör örgütü Türkiye sorumlusu olmam söz konusu değildir. Çocuğumun adı Hanzala. Ebu Hanzala'yı, Hanzala'nın babası anlamına geldiği için kullanıyorum. Örgütsel anlam ifade etmiyor" dedi.
DERS VERDİĞİ MESCİTTEKİLER SURİYE'DEKİ ÇATIŞMA BÖLGELERİNE GİTTİ
Bayancuk'un, bir yıl içerisinde 9-10 kez Diyarbakır'daki toplantılara katıldığını belirten savcı, şüphelinin sohbete katılanlara El Kaide terör örgütü sözde şeyhlerinin yazdığı eserleri yol gösterici olarak tavsiye ettiği, oy vermenin şirk olduğunu söylediği, cihat için müslümanların çocuklarını çatışma bölgelerine göndermesi gerektiğine dair konuşmalar yaptığını kaydetti. Bayancuk'un, El Kaide terör örgütünün Türkiye yapılanması içerisinde, farklı illerde, kendisine bağlı medrese/mescit adı altında yapılanmalar oluşturulmasını sağladığı belirtilen iddianamede, şüphelinin bu yapılanmaların olduğu yerlere giderek, toplantı düzenlediğini belirtti. Toplantılarda, Suriye'deki çatışma bölgelerine gitmek için yeni eleman temin etme faaliyetleri yürütüldüğü vurgulanan iddianamede, "Kendisi ile temasa geçen kişileri Suriye'ye gönderdiği, örgütün ülke genelindeki yapılanmasını şekillendiren ve yeni kurulacak hücre tipi yapılanmalara karar verebilecek bir konumda olduğu değerlendirilmiştir" denildi.
İddianameyi kabul eden 8'inci Ağır Ceza Mahktemesi, bu dosya ile Bayancuk'un Sakarya'da yargılandığı dosya arasında hukuki bağlantı bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verip, dosyayı Sakarya'ya gönderdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz